Chaos tradutor Francês
2,781 parallel translation
- Düzenlenmiş sınırlı tantana?
- Un chaos limité modifié?
Evet, bu tantanayı tekrar düşünüyor musun?
Donc, tu reconsidères le chaos?
Dikkatli ol, şimdi tantana çıkarmaya başlıyorum.
Bon, c'est parti, je démarre le chaos.
24 saattir duygu karmaşası yaşıyorum ve daha gün bitmedi bile.
Je veux dire, ça a été 24 heures de chaos émotionnel, et la journée n'est pas encore terminée.
Tam bir kaostu.
C'était le chaos absolu.
Dinle, bu kaostaki yardımın için sana minnettarız ama sanırım artık çocukların geri çekilmeli.
Écoute, nous sommes reconnaissants pour ton aide pendant ce chaos, mais je crois qu'il est temps que les gars rentrent à la maison.
Ve tüm kaos ve molozların ortasında önüne gelen şansı fark eder.
Et au milieu du chaos et des décombres, elle voit sa chance.
- Her yerde karışıklık vardı.
Le chaos partout. Ouais.
Hadi ama, tam bir kaos hakimdi.
Voyons c'était le chaos.
Kontrollü kaos idi.
C'était un chaos contrôlé.
Kaosa kucak açmalıyım.
Je dois accepter le chaos.
Yoksa kaos yaşanır.
Autrement, il y a le chaos.
Tam bir kaos yaşıyorum.
Je vis dans le chaos total.
Bu kargaşaya mantık uydurmaya çalışıyoruz sanki.
On essaie de trouver une logique dans le chaos.
- Hepsi birbirinden yetenekli 14 kişi için, bu ciddi bir kargaşaya yol açabilir.
- Je sais que ça va être le chaos Avec 14 personnes, surtout 14 chanteurs, 14 divas
Kaos iş dünyası için kötü.
Le chaos est mauvais pour le business.
Düzene karşı kaos.
l'Ordre contre le Chaos.
Böyle değişemeyiz biz. Kaosunuzu izleyen herkesin size, direnişinize ve inandığımız şeye sempati gösterdiğini mi sanıyorsun?
Tu penses que ceux qui ont vu le chaos que vous avez semé auront de la sympathie pour vous et pour ce en quoi nous croyons?
Patlamanın sebep olduğu karmaşayı tahmin bile edemiyorum.
Je ne peux imaginer le chaos que çà doit avoir été.
India, geçtiğimiz yıl farklılıklarımız ortaya çıktı, fark ediyorum. Ve Jeremy'nin yok oluşu kaosundan sonra gayet açıkça görülüyor ki senin gidişinden beri Donovan Decker aynı değil.
India, je sais qu'on a eu quelques différends cette année, et à travers le récent chaos et la fuite de Jeremy, il est évident que Donovan Decker n'est plus ce qu'il était depuis ton départ.
Burayı çekip çevirmekte olan kargaşanın bir kurbanı daha.
Une autre victime du chaos.
Yarım akıllı idiotlar bile... kaosa neden olabilir.
Si je laissais faire chaque idiot ayant une demi-idée, ce serait le chaos.
Bu küçük organın sebep olabileceği kaos şaşırtıcı.
C'est incroyable le chaos que ce petit organe peut causer.
Bu belki bu karmaşadan çıkan tek iyi şey- -... yeniden başlamak eskiden olduğumuzdan daha iyi insanlar olmamız için bir şans.
C'est peut être la seule chose positive qui ressorte de ce chaos... une chance de recommencer, de devenir de meilleurs personnes que nous ne l'étions avant.
Sızıntı'nın kaosu yatışıyor ve biz ilk gerçek programımızı yapacağız.
Le chaos provoqué par la marée noire trouve une solution et nous pouvons faire notre premier vrai journal.
Takipçileri var, bir tanesi Richard Engel onun için "sağlam, dürüst ve kaosla yüzleşirken korkusuz" diyor.
Il a une source suivant Richar Engel qui dit qu'il est solide, franc, et sans peur face au chaos.
Kaostan sorumlu gösterilen şüpheli Amerikan tetikçisinin kimliği ortaya çıkmamalı. - Çıkmayacak.
L'agent Americain suspecté d'être responsable de tout ce chaos ne peut être identifié, il ne le sera pas.
Kargaşa olmaz.
Le chaos, non.
Yarattığım kaosun tek yararı hayatımda değer verdiğim tek şeyin sen olduğunu anlamamı sağlaması oldu.
Le seul bienfait que je tire de tout le chaos que j'ai généré, c'est que ça m'a montré que ce qui compte pour moi, tout ce qui compte, c'est toi.
Resmen kaos içindeydi.
C'était le chaos.
Onu hamile bırakıp bir çocuk daha yapmış aileni kaosun içine atmışsın.
Tu l'a fous en cloque, sors un autre enfant, et tu embarques ta famille entière dans le chaos.
Tüm bu kaosu izlemek istedi.
Elle veut voir tout ce chaos.
Eğer Doktor Jex'den vazgeçersek,... kasabanın iplerini kargaşaya bırakırız.
On abandonne Doc Jex, comme sa cette ville sortira du chaos.
İyi hallettin yakalayıcıları.
Bonne façon de mettre ces rattrapeurs chaos.
Bu hafta ben Martin Kargaşa'yım.
Cette semaine, je suis Martin Chaos.
O yüzden her tür menopozal kargaşayı bastırmak için sen kişisel, sosyal ve sağlık eğitimini almıştın, değil mi?
Donc, pour réprimer tout chaos de femmes ménopausées, tu as préparé la conférence sur l'éducation sexuelle, n'est-ce pas?
Evet, çünkü umut olmadığı zaman insanlar korkuya kapılır ve her şeye kaos hakim olur.
Oui, oui, parce que quand il n'y a pas d'espoir, alors les gens ont peur et le chaos prend le dessus.
Evet. Kamyonu savurdu ve beni bayılttı.
Ça a jeté le camion et m'a mis chaos.
Gelişigüzellik, kaos ve düzensizlik hüküm sürüyor ve sevdiğiniz her şey ve herkes sizi küçük, dostsuz küçük hayatlarında bunlarla birleştirerek bozuyor.
Il n'y a rien d'autre que le hasard et le chaos et l'entropie, et une lente, inéluctable décomposition de tout ce que tu es et de tout ceux que tu as aimé, de leur viande insignifiante, sans amis.
Organize kaosun tadı da bir başka.
Je dois aimer les chaos organisé. Ouais.
O kadar düğün hengâmesini arasında satmak zor olacak.
Avecx tout ce chaos et les trucs du mariage, c'est dur de s'en défaire.
Bana sorsan, kıyametin kopmasını izliyoruz,... ama onlara şarap vermeliyiz, sen de yardım edeceksin.
A mon avis, nous allons assister au chaos de Gomorrhe mais nous devons leur apporter plus de vin et vous allez m'aider.
Tam bir kargaşa yaşanacak ve bu işimize gelmez.
Ce serait le chaos, et on doit y parer.
- Nasıl bir kaos ortamı yaratacağını?
Quel genre de chaos cela créerait?
Ne bileyim yani, tavuk, pirzola, yengeç bu üç kelimenin nasıl işaret dilinde nasıl gösterileceğini öğrensen sanki dünya yerinden oynar.
Le chaos mondial si tu avais appris, je ne sais pas, 3 signes! Poulet, côtes, crabe.
Her şeyin karışmasını ve ağız dalaşına girmeyi pek uygun görmemiştim.
Il me semblait déplacé d'y mettre fin dans le chaos et l'esclandre.
Kusura bakma, işler biraz karıştı.
Désolée, c'est un peu le chaos.
Bekar bir anneyim ve olaylar bazen oldukça karmaşık bir hal alıyor.
C'est le chaos pour une mère célibataire.
Seni korumak için, bu kaostan çıkabilmene yardım etmek için... Ama bu yaptıklarımın doğru olduğu anlamına gelmez.
te protéger, t'aider à survivre à ce chaos... mais ça ne rend pas ça correct.
Şimdi bu alanı kuşatan korkular...
"par ces lieux pleins d'effroi, par ce chaos immense " des profondeurs que nul ne voit,
Hiç, kargaşaya bayılıyorum.
J'adore juste le chaos.