English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ C ] / Cheeseburger

Cheeseburger tradutor Francês

491 parallel translation
Cheeseburger getirmesine de izin verirler mi?
Il pourra m'apporter un cheeseburger?
Bu çizburgerin parası.
Voilà pour le cheeseburger.
Bana bir hamburger al. İçinde her şey olsun. Yanın da kola.
Prends-moi un cheeseburger et un coca.
Biliyorsun ben bir çizburger değilim.
Je ne suis pas un cheeseburger, tu sais.
Cheeseburger.
Un jambon-fromage.
- Peynirli sandviç al.
- Prenez un cheeseburger.
Yo, çizburger.
Non, un cheeseburger.
Biraz kaburga, patates kızartması ve büyük bir çizburger, yanında da çikolatalı pasta lütfen!
Côtes de porc, frites et cheeseburger avec un shake au chocolat!
Sana bazı şeyleri sağlayabilirim, çizburger gibi.
Je peux t'avoir un cheeseburger.
Senin bana çizburger sağlamanı istemiyorum.
Je ne veux pas de cheeseburger.
Çizburger istemiyorum. Rejim yapıyorum.
Je veux pas de cheeseburger, je suis au régime.
Bir çizburger istiyorum, içinde her şey olsun ve bir kola... patates kızartması, bir de salata lütfen.
Un cheeseburger complet. Et un coca et des frites et de la salade.
Bir peynirli, orta. Patates kızartması.
Un cheeseburger à point.
Belki çizburger, yanında patates ve kola alırız.
Avec un cheeseburger, des frites, et du coca-cola.
İki Big Mac, bir peynirli Royal... altı parça Chicken McNuggets, iki kutu Ronald McDonald kurabiyesi... bir tabak McFries, iki çikolatalı milk shake.
Deux Big Macs, un cheeseburger géant, six nuggets, deux cookies McDonald, des frites, deux milk-shakes chocolat.
Bir çizburger menü.
Un cheeseburger garni.
- Tamam, çizburger kimindi?
D'accord, qui a le cheeseburger?
Çizburger istiyorum ben.
C'est de la nourriture de zoo! Je veux un cheeseburger.
Çizburger.
Cheeseburger.
Çizburger mi?
Cheeseburger?
Devam et. Cheeseburgerini ye.
Mangez votre cheeseburger.
Oysa çizburger yemek istiyordu.
Pour aller bouffer un cheeseburger.
Bir Cheeseburger alıp geleyim.
Je vais me chercher un cheesburger.
Cheeseburger istemezsiniz diye düşündüm.
J'ai pensé que tu ne voudrais pas de cheeseburger...
` "Cheeseburger turtası`" mı?
"Cheeseburger en croûte"?
Ben de seni düşünüyordum. Sandy elbisen çok güzel. Annenle baban izin verirse malt dükkanına gidelim.
Je pensais justement à vous... et vous voilà. "Dites donc... vous portez une jolie robe ce soir." Merci. "Si vos parents sont d'accord... voudriez-vous aller dans une taverne manger un cheeseburger?" Oui.
Pencereme arabaları ile gelip, hamburger siparişi verdikten sonra tükürüp gaza basıyorlar!
Ils conduisent jusqu'à ma fenêtre, commandent un cheeseburger, me crachent dessus et s'en vont.
Al, Donna çizburgerimi nasıl yediğimi bildi.
Al, Donna savait comment je voulais mon cheeseburger.
Bir cheeseburger daha ye.
Mange un autre hamburger.
Eminim öyledir. Ama bana bir orta boy çizburger, kola ve patates kızartması.
Je veux juste un cheeseburger, un Coca et des frites.
Ee, ne istiyorsun? Cheeseburger?
Qu'est-ce que tu veux?
Ha? Hayır, hayır, hayır.
Un cheeseburger?
Garson! Biraz çerez,
Barman, un cheeseburger et une bière.
Çizburger ya da şekerleme yediğinde vücudunun kimyası değişir.
Un cheeseburger, ou une barre de chocolat, modifie le métabolisme.
Peynirli duble bir Whammyburger alabilir miyim?
Je voudrais un double Whammy cheeseburger.
Üç cheeseburger, 2 büyük patates kızartması 2 çikolatalı süt ve büyük bir Coca-Cola.
Trois cheeseburgers, deux grandes frites... deux milk-shakes et un grand Coca.
Gidip çizburger alırım. Ver de bir çizburger alayım.
Que je m'achète un cheeseburger.
Yeni yedim, seni geri zekalı. Çizburger falan istemiyorum ben.
J'en veux pas, de ton cheeseburger.
- Bir tane de büyük boy çizburger.
Et un double cheeseburger.
Siparişi büyük boy çizburger yapalım.
Donnez-moi plutôt un double cheeseburger.
Bir çizburger, kızarmış patates ve çikolatalı dondurma.
Un cheeseburger, des frites, et un milkshake.
Steve'in Duble Biberli Cheeseburger'i.
Le double Chili Cheeseburger.
Gerçek peynirli gerçek bir çizburger istiyorum.
Je veux manger un vrai cheeseburger avec du vrai fromage.
- Ne sipariş vereceksiniz?
Vous avez choisi? Un cheeseburger et un beignet.
Çizburgerim nerede?
Où est mon cheeseburger?
Bu cebimdeki köfteli peynirli şey de ne?
Que fait ce cheeseburger dans ma poche?
Bir peynir seçersin, bir peynirli burger ve yemek için bir restoran?
Vous préféreriez un fromage, un cheeseburger et un restaurant unique?
Caleb'e de bir şeyler getirin.
Pensez à Caleb. Un cheeseburger et des frites?
Yapma! O, şehirden ayrıldıktan sonra bir ay boyunca pijamalarınla oturdun. Hatta seni çizburger yerken gördüm.
Je t'ai vue déprimer un mois en pyjama... et manger un cheeseburger!
- Sadece bir çizburger istedi.
Il veut un cheeseburger.
Oh, hayır.
Non, je cherche un cheeseburger!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]