Cinq tradutor Francês
34,860 parallel translation
Ne? Beşimiz mi?
Juste nous cinq?
Gerry, oğlum, o... o hiç semptom göstermemişti. Demek istediğim, bir tane bile... geçen 5 gün içerisinde.
Gerry, mon fils, il est... il n'a montré aucun symptôme... enfin, pas un... dans les cinq derniers jours.
Çak bi'beşlik.
Tape-m'en cinq.
- Beş viski, lütfen.
- Cinq whiskies, s'il vous plaît.
5 dakika içinde malikanenin arkasındaki ormanda olacak.
Elle sera dans les bois derrière le manoir dans cinq minutes.
- Beş.
Cinq.
Aslında 514A ama bana Beş diyorlar.
En fait, 514A, mais ils m'appellent Cinq.
Beş dakika içinde arka tarafta buluşalım.
Retrouve-moi derrière dans cinq minutes.
- Sadece beş dakika.
Cinq minutes, c'est tout ce que je demande.
Beş dakika.
Cinq minutes.
Beş çocuk, yıldızlığın peşinden koşmuşsunuzdur.
Cinq petits garçons rêvant de célébrité.
Beş dakika içinde 87 Fulton Sokağı, Apartman 4C'de ol.
87 Fulton Street, apartment 4C. Cinq minutes.
Beş dakika geç kalsaydım...
Si j'étais arrivé cinq minutes plus tard...
Beş... Hayır, on bin!
Cinq...
Beş Aile'nin üyeleri olarak baş komiser Barnes'ın trajik çöküşünden sonra insanların dehşete kapıldığından haberiniz var.
En tant que membre des Cinq Familles, vous êtes bien conscient qu'avec la tragique perte du Capitaine Barnes, les gens ont peur.
Bundan beş ay sonraydı.
Ça arrivera dans cinq mois.
Evde on numara ama Los Angeles'da beş numara.
Un dix chez moi, mais à Los Angeles, juste un cinq.
Pekâlâ, vücut sıcaklığı beş derece azalmış.
La température corporelle a chuté de cinq degrés.
Daha sonra bir noktada beş numara da işe karıştı.
Et ensuite à un certain point, numéro cinq intervient.
Glory'e karşı beş sahtekârlık ve işleme konulmuş iki tane de cinsel taciz davası varmış.
Glory a cinq procès en justice pour escroquerie, et deux affaires de harcèlement sexuel sont en cours eu tribunal.
Doğru, beş bin.
Oui, cinq mille.
Beyler, bayan Price. Hatırlatmak isterim ki daha 5 ay önce yine bu masanın etrafında toplanmıştık.
Messieurs, Mme Price, je vous rappelle que nous étions autour de cette table il y a cinq mois.
Beş saniye. Hedeflenmeye beş saniye.
Cinq secondes avant la triangulation.
Yönetmen "Kestik!" dedikten sonra beş dakika ara verdiğimde Swisher Sweets'in muhteşem lezzetini ararım.
Quand j'ai une pause de cinq minutes, vous savez tous que je vais profiter du goût délicat d'un Swisher Sweets.
Bu Beş. Mürettebatımızın başka bir üyesi.
C'est Cinq, un autre membre de notre équipage.
Beş, neredesin?
Cinq, où es-tu?
Beş'e söylediğim şeyde ciddiydim. Tamam mı?
Je pensais ce que j'ai dit à Cinq.
Beş dakikaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Il dit qu'il a besoin de cinq minutes.
Ben beş yaşındayken, annem beni şehir merkezine götürmüştü.
Quand j'avais cinq ans, ma mère m'a emmené à la ville.
Yani biz neyiz, beş yaşında falan mı?
Enfin, on a quel âge? Cinq ans?
- Beş dakika, belki.
- Cinq minutes.
- "Karar vermek için beş dakikanız var."
- "Cinq minutes pour décider."
Beş dakikaya çıkıyoruz.
On démarre dans cinq minutes.
Beş, dört, üç, iki, bir.
Cinq, quatre, trois, deux, un.
Geçen sene beş kişi kaybolmuş.
Cinq personnes ont disparu l'année passée.
Çünkü tüm bunları beş yıl önce de söylemiştim ve hatırlamıyorsun.
Comment je le sais? Je t'ai dit tout ça il y a cinq ans, et tu as oublié, parce tu as fumé 10 000 joints, depuis.
Hadi, dinleti partisine gidelim. Beş dakika durup, çıkarız.
Allez, allons à la soirée pendant au moins cinq minutes.
Adamlarımızdan beşi öldü.
Cinq de nos hommes sont morts.
Pacho Herrera beş yıldızlı bir otelde çanlar ve ıslıklar eşliğinde kalır sanıyordum.
J'aurais plutôt imaginé Pacho Herrera dans un hôtel cinq étoiles, genre hyper luxueux...
- Her birinde kırk beş.
Quarante-cinq par labo.
Judy, Miami Herald'a röportaj verecek... Yaklaşık beş saat içinde.
Judy accorde une interview au Miami Herald dans... à peu près cinq heures.
Üç, Beş, orada mısınız?
Trois, Cinq, vous êtes là?
Toplamda 5 kişiler, ama çok avlanırlar. O yüzden, büyük ihtimalle hepsi orada değildir. Tamam, bizi beklemeni istiyorum.
Cinq en tout, mais ils chassent beaucoup, donc on a des chances qu'ils ne soient pas tous là.
Üç, Beş, cevap verin.
Trois, Cinq, répondez.
Üç, Beş, orada mısınız? Tamam.
Trois, Cinq, êtes-vous là?
Umalım da, Üç ve Beş'in ortaya çıkmasını sağlayacak kadar büyük bir karışıklık oluştursun bu.
En espérant faire assez de bruit pour exfiltrer Trois et Cinq.
Beş ve Üç'ün kaçtığı rapor edildi.
On rapporte que Cinq et Trois ont échappé au confinement.
Hedef bölgenin içinde ve çevresinde 5 ceset bulundu.
Cinq corps ont été découverts autour du site ciblé.
Üç ve Beş'in hala kaçak durumda olduğu bildirildi.
Trois et Cinq sont toujours déclarés en fuite.
Şu, Beş dediğin kız.
Celle que tu appelles Cinq.
- Beş.
Quatre. - Cinq.