Cliffy tradutor Francês
41 parallel translation
Cliffy, şu küçük sızıntı belli oluyor mu?
Cliffy, je suppose que ces petites auréoles se voient.
Cliffy, yeniden eve yürüyüş yaptığı zaman...
Cliff est de retour... Viens là.
Gösteriş yapmayı bırak Cliffy.
Arrête de frimer.
Cliffy, sence bu elimin üstündeki nedir?
C'est quoi ce truc sur mes doigts?
Cliffy, sormaktan nefret ediyorum ama eğer karate biliyorsan neden Lewis'i yanında getirdin?
Excuse-moi, mais si tu fais du karaté, pourquoi avoir fait venir Lewis?
- Ben de Cliffy.
- Moi aussi, je te crois.
- Cliffy, onları nereden buldun?
- Où as-tu dégoté ça?
Pekâlâ Cliffy, adamımız sensin.
Cliff, tu es notre homme.
Cliffy, illa ki bilmen gerekiyorsa, bu gece başka planlarım var.
Si tu veux savoir, j'ai quelque chose de prévu ce soir.
Aslında, Cliffy, göze hoş göründüğünü söyledi.
En réalité, il a dit qu'elle était jolie.
- Pensilvanya o kadar uzak değil Koç. - Hayır Cliffy.
- La Pennsylvanie, ce n'est pas si loin.
Cliffy. Cliffy. Harika konuştun.
Tu m'en as vraiment bouché un coin.
Yapma Cliffy. Herkesin içinde biraz eşcinsellik olduğunu düşünürsün sen.
Avec toi, si on est différent, on est gay.
Bay ve bayanların olduğu yerde sadece bunu gösterebilirim Cliffy.
Le seul que je puisse montrer en présence des dames.
Adamı sevdim, Cliffy. Komik biri.
Je l'aime bien, il est drôle.
Cliffy, nasıl hissettiğini biliyorum.
Cliff, je comprends ce que tu ressens.
Dinle Cliffy, şu anda beni durdurabilecek tek şey ilahi müdahale.
Ecoute Cliffy, la seule chose qui puisse m'arrêter maintenant... c'est un acte de Dieu.
Cliffy, o kim?
Qui est-ce, Cliff?
- Gidip onlarla konuşsana o zaman Cliffy.
Pourquoi ne leur dis-tu rien?
Cliffy, beni idare et. - Tamam, anlaşıldı.
Cliff, couvre-moi.
Cliffy, çok düzgün bir çene yapısına sahip olduğunu söyledim mi sana?
Vous avez un menton très distingué! La ferme!
Teşekkürler, Cliffy.
Merci, Cliffy.
Cliffy, acil bir iyilik istiyorum.
- Cliff-y. - Rends-moi un service.
Abbey bir hayalet değil, Cliffy.
Abbey n'est pas un fantôme, Cliffy.
Hey, Cliffy, bir çanta kapsana, ne dersin?
Hé, Cliffy, attrape un sac, tu veux?
Barmene, ödemeyi annenin hesabına yazmasını sorar mısın?
Hé, Cliffy, tu peux dire au barman là que c'est bon s'il met les boissons sur la note de ta mère?
- Çok ayıp, Cliffy.
- Quels gros mots, Cliffy.
Cliffy?
Cliffy?
Cliffy!
Cliffy.
Sanırım küçük Cliffie gelemiyor.
Le petit Cliffy ne pouvait pas venir.
Bu harika, Cliffy.
Cliffy.
- Hızlı geri dönen para... "Ünlü Yüzler" le ilgili bir teorim var Cliffy...
J'ai une théorie sur les visages célèbres, Cliffy.
- Hah! Ne dedim ben, Cliffy.
Tu vois Cliffy?
Tamam bakın, Cliffy bana bir saat için $ 300, artı iç çamaşırı için $ 100, artı ayakkabılar için $ 100 öder.
Cliffy me paie 300 $ de l'heure, plus 100 $ pour la lingerie et 100 $ pour les chaussures.
Yani Cliffy kadın giysileri giymeyi sever.
Donc Cliffy aime s'habiller en femme.
Cliffy, burada ne arıyorsun sen?
( Rires ) Cliffy, qu'est-ce que tu fous ici?
Cliffie, geliyor.
Cliffy, voilà!
Nasıl gitti Cliffy?
Comment ça s'est passé?
Cliffy. İyi misin?
Ça va?
İyi geceler, Cliffy.
Oh, bonne nuit, Cliffy.
Cliffy, sadece hallet.
c'est tout.