English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ C ] / Cochon

Cochon tradutor Francês

3,745 parallel translation
Cadılar bayramında domuz maskesi giymiştin.
Tu portais un masque de cochon à Halloween.
Rasgele birinin evinize girip oğlunuzun odasında domuz kestiğini mi söylüyorsunuz bize?
Vous nous dites que quelqu'un est entré dans votre maison pour démembrer un cochon dans la chambre de votre fils?
Domuz mu?
un cochon?
Çocuk sihirbazın sevgili asistanı. Sihirli değneği sallayan domuz katili dedesi.
Parce-que c'est le grand-père au cochon qui brandit la baguette.
- Domuz gibi terliyorsun.
- Oh, et bien... - Tu transpires comme un cochon.
Ameliyatla ona bir domuz kalbi takacaklar, az sonra çiftliğe gidip bir domuz seçeceğiz.
Ils vont l'opérer et lui mettre un cœur de porc. On va au ranch choisir un cochon.
Şimdi bir şarap açalım ve hayali domuz davası hakkında konuşalım ha?
Allez, ouvrons une petite bouteille pour parler du prétendu procès du cochon, hmm?
Domuzları sanık koltuğuna nasıl oturtacaklar?
Comment font-il monter le cochon pour témoigner?
Domuz rampası.
Une rampe à cochon.
Domuzların bağrışmalarını nasıl durduracaklar?
Comment on arrête un cochon de couiner?
Ya domuzun biri polisin birine "domuz" derse?
Qu'est-ce qui se passe si un cochon appelle un flic'cochon'?
gördüğün gibi denekler farklı ırklardan da olsa... Protheans'lara ne olduğuna dair.
Mais Doc, tu es une espèce complètement différente de cochon d'Inde... Ouais... Tu vas le faire avec plaisir.
Arkada açık filmlerde var.
Dans le fond, j'ai du film cochon.
Onu mahvedeceğim!
Le sale cochon!
Bana neden bu domuz kanını verdiler?
Pourquoi m'a-t-on donné du sang de cochon?
Burada kadın bir çiftçi olduğunu düşünelim. Bir atı, bir koyunu ve bir de domuzu olsun, tamam mı?
Imaginons qu'il y a une fermière et qu'elle a un cheval, un mouton, et un cochon, ok?
Domuz.
Le cochon.
Kendini bir şey sanan bir şebek olacağıma domuz olmayı yeğlerim.
Je préfèrerais être un cochon plutôt qu'une peau de vache fière comme un paon.
Yamuk yapan, namussuz evladıdır.
Cochon qui s'en dédit.
Koskoca bir domuz rostosu.
Un cochon roti entier?
Daha dün bu bir domuzun yüzü, budu ve bağırsağıydı.
Hier, c'était la face, les pieds et le colon d'un cochon.
Lakatos ailesinin domuzu.
Le cochon des Lakatos.
Evet de bu domuz eti gibi kokuyor.
C'est juste que ça pue le cochon.
Annemde de bu küçük domuz biblolarından yok muydu?
Maman n'aurait pas une de ces statuettes de cochon?
Buzdolabında minik bir domuz saklıyormuşsun.
Tu cachais un minuscule cochon dans ton congélateur.
Ölü bir domuz.
Un cochon mort.
- Önemsiz postamı aldın mı?
T'as reçu mon message cochon?
Domuz beyni aromalı.
Du cerveau de cochon.
Kızların soyunma odasındaki domuz Gene mi?
Gene le cochon dans les vestiaires des filles?
Çok edepsiz bir telefonun var.
Tu as pris un téléphone cochon.
Iuau'da açık büfeye gitmiştik, hatırladın mı?
On est allé à ce buffet à volonté à Luau avec le cochon, tu te souviens?
Islak... Ben... Öyle saçma bir şey görmedim ben.
Cochon... { \ pos ( 192,230 ) } J'ai pas fait un de ces maudits rêves cochons... { \ pos ( 192,230 ) } Je connais bien tes différents soupirs après un rêve maintenant.
Ve son olarak ; ıslak rüya! Peki, Dave'ydi.
{ \ pos ( 192,230 ) } Et puis le "oh"... { \ pos ( 192,230 ) } - du rêve cochon.
Bir insan hakkında ıslak rüyalar görmenin tek sebebi bilinç altında o insandan etkileniyor olmandır.
{ \ pos ( 192,230 ) } Faux : on n'a pas de rêve cochon avec quelqu'un { \ pos ( 192,230 ) } sauf si, au fond, on est attiré par cette personne.
Peki, benim hakkımda ıslak bir rüya görmekten korkmuyor musun?
{ \ pos ( 192,230 ) } T'as pas peur de faire un rêve cochon avec moi?
- Ne? Hangisi? - O domuz mu?
- C'est un cochon?
Bundan mı bahsediyorsun?
- Est-ce que c'est un cochon?
Biliyorum, klişe gibi duruyor. Konuşan domuz. Her neyse.
Je sais que c'est banal, un cochon qui parle.
Domuz ceninini parçalarken bayılmış.
Elle s'est évanouie quand ils ont disséqué un fœtus de cochon.
Yemek masasında domuz ceninlerinden bahsetmesek olur mu?
Pouvons nous ne pas parler de fœtus de cochon pendant le diner?
- Bağırsaklarını domuza yaptığı gibi deşecek.
Il va vous étriper comme un putain de cochon.
- Hayır, ailemizin domuzunu diyorum.
- Non le cochon de la famille.
Lily teyze- - Kızımıza domuzun adını mı koyduk?
Tante Lily etait... On a donné ce prénom a notre fille a cause d'un cochon?
Max, Guinea Pigleri * kullanarak piyasaya sürülecek yeni ilaçların... yan etkilerini test eden yerlerden biri olamaz değil mi?
Max, pas dans un de ces endroits où il t'utilise comme un cochon d'inde pour tester les effets secondaires d'un nouveau médicament qui va bientôt être vendu?
Pekâlâ, domuzun sahibi kafatasının göz yuvarlarının parladığını söylüyor.
Écoute, le propriétaire du cochon dit que le crâne a des yeux qui brillent en rouge.
Louie CK, ne pislik bir herif!
Louie CK, un gros cochon.
Domuzu duydun mu?
T'as su pour le cochon?
Ağzından burnundan kan gelirken de bilmiş bilmiş konuşacak mısın bakalım?
Tu ne sembleras pas si intelligent quand tu saigneras comme un cochon qu'on égorge.
Islak rüya filan gör...
- T'as fait un rêve cochon avec qui? - Quoi? J'ai pas fait...
Evet, o bir domuz.
Oui, c'est un cochon.
Hey, Ben, domuz noise canceller kulaklığını * yedi.
Le cochon a mangé ton casque antibruit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]