Coming tradutor Francês
530 parallel translation
Tex'mi gelecek. coming?
- Tex vient? - Oui.
Açılışı "Everything's Coming up Roses" la yapmak istiyorum.
"Everything's Coming up Roses" sera la chanson d'ouverture.
Stabler, hâlâ kaburgalarından sakat ve geçen hafta Buccaneers'e karşı kaybedilen maçta iyi bir oyun ortaya koymuştu.
Stabler, souffrant toujours de côtes blessées ribs and coming off a big game... in a losing effort against the Buccaneers last week.
Pekala, Sebastian. Çık dolaptan.
C'est l'heure de faire ton coming-out.
Gözlerim tanrının gelişindeki yüceliğe tanık oldu!
"We want the world, and we want it now!" My eyes have seen the glory of the coming of the Lord.
Bu "Coming'Round The Mountain," değil mi?
C'est "Elle descendra de la montagne"?
They'll be coming over that way from Carlisle.
Ils arriveront par là depuis Carlisle.
By God, I can't believe they're coming this far north.
Bon sang, je n'arrive pas à croire qu'ils soient venus aussi au nord.
First corps is coming up.
Le premier corps approche.
Well, they'll be coming back. Very good.
Eh bien, ils reviendront.
Guess Who's Coming to Dinner!
Devine qui vient dîner.
He's not coming.
Il ne viendra pas.
William Butler Yeats'in "The Second Coming" şiirinden.
C'est un poème de William Butler Yeats, "La Seconde Venue".
"Everything's Coming Up Roses" nasıl?
Everything's Coming Up Roses.
Ama burası tam olarak New York değil... Eşcinsellerin rahatça takıldığı bir yer değil.
On n'est pas à New York où les ados gay qui font leur coming out, sont nombreux.
" When you coming home, Dad?
Quand reviens-tu papa?
- Yalandı. Kendi annemin karşısına çıkmaya zorladın.
Tu m'as forcé à faire mon coming-out à ma propre mère.
Sevişmek için tatil veriliyor mu öyle?
Son coming-out lui a fait gagner un jour de congé?
Duyduğuma göre annen nihayet kabuğundan çıkmış.
J'ai appris que ta mère avait fait son coming-out.
Duyduğuma göre annen nihayet kabuğundan çıkmış.
J'apprends que ta mère a fait son coming-out.
Onun gibi olacağında bana haber ver.
Préviens-moi quand tu feras ton coming-out.
Evet, efendim, geliyorum, geliyorum, geliyorum, geliyorum
Yes, sir, Coming, coming, coming, coming
# Ve borozanların sesleri çok uzaktan geliyordu. #
? And sounds of bugle calls were coming from afar?
Keg coming through.
On livre les fûts! Salut, Preston.
Onlar da ahırdan çıkıyorlar.
Ils font leur coming-out!
Bak, ben gay olduğumu gizlemekten yeni vazgeçtim.
Ça fait pas longtemps que j'ai fait mon coming out.
Hayata geç atıldığımdan olabilir.
Peut-être parce que j'ai fait un coming-out tardif.
Zor kısmı halletmiştin, karşısına çıkmıştın.
Vous avez fait votre coming-out.
Coconut coming down all the time
Les noix de coco tombent tout le jour
Gizli yaşamasaydık nasıl olurdu diye hiç merak ettin mi?
Est-ce que tu t'es déjà demandé ce que ça ferait de faire un coming-out?
- Bana söylemek istediğini söyleme
- Ne me dis pas que tu veux faire ton coming-out. - Non, pas question.
Ve kardeşim taşındığından beri her şey daha da korkunç.
Et depuis que mon frère a fait son coming out, tout est encore plus horrible.
Sen ve senin dışa açılman!
Toi et ton coming out!
- Nereye dışa açılma?
- Coming out de quoi?
- Şimdi, Erkek arkadaşımın istememesine rağmen herkese anlattım.
Maintenant j'ai fait mon coming-out en sachant que mon copain ne le voulait pas.
Seni girerken mi yoksa çıkarken mi yakaladım?
Have I caught you coming in or going out?
Nedenini biliyor musun? Eğer seni incittiyse,.. ... belki de hemen tuvaletten dışarı çıkıp yaşamaya devam etmelisin.
Remarquez, si ça vous vexe, faites votre coming-out.
O zamanlar bundan pekte gururla bahsedemiyorduk, bizde Britt'ten yatıya kalma kısmını kayıt dışı tutmasını istemiştik.
Nous n'avions pas exactement fait notre coming out à ce moment là, donc nous avons demandé à Britt de ne pas mentionner notre coucherie dans le dossier.
İtirafın çok görsel olacak!
Ton coming out va être très visuel!
Sırf eşcinsellik itirafın için.
Tu as reçu 60 messages pour un petit coming out.
Ama sonunda kendine, ailene ve kasabamıza karşı dürüst oldun. Bu yapabileceğin en dürüst şeydi.
Mais, faire ton coming out, être honnête avec toi-même, ta famille, dans cette ville c'est la chose la plus courageuse que tu pouvais faire.
Efendim, bir Amerikalı olarak kraliçelere bir garezim yok.
Lord, nous les américains adorons les reines, que ce soit des home coming ou dairy.
- Eşcinselliğimi açıkladım.
- J'ai fait mon coming-out. - Ça vous a fait du bien?
Açıkçası, bunu ilk bana söylemen beni çok sevindirdi.
Et je suis touché que tu m'aies choisi pour faire ton coming-out.
Sanırım dışarıda anlamına geliyor. Boşalmak gibi.
Il est "out", il fait son "coming out".
- Second Coming?
- "Second Coming"?
11 Ekim, Ulusal Eşcinseller Günüdür.
C'est la journée nationale du Coming out.
Tabii ki siz de geliyorsunuz.
You are coming with me, of course.
Jon Voight "Coming Home" daydı ve bacaklarını hissedemiyordu.
Et Jon Voight est paralysé dans Retour!
Eşcinselliğimi açıkladığımda bana çok tuhaf davrandı.
Lors de mon coming-out, il s'est comporté bizarrement.
Giber'i gördünüz mü?
l'm coming!