Commodore tradutor Francês
333 parallel translation
İçeriye buyrun, Amiralim.
Montez, commodore.
Tehlikeli sayılmaz, tabii yaşlı Amiral Devereaux'u etkileme gücünü saymazsak.
- Il ne le serait pas, s'il n'avait pas un pouvoir d'influence sur le vieux commodore Devereaux.
Ama Amiral Devereaux adil biridir.
Mais le commodore Devereaux est un homme honnête et droit.
Elbette Amiral DevereAux, Güneyin Buharlısı gibi iyi bir gemiyi yönetmek için deneyimli bir kaptana ihtiyacınız var. Nede olsa buharlı.
Oui, commodore Devereaux, il vous faut un capitaine plus expérimenté pour commander un aussi bon bateau que le Southern Cross, vapeur et le reste.
Gerçekten sizi görmeye geldim Amiral Devereaux.
Vraiment, c'est vous que je suis venue voir, commodore Devereaux. Je suis venue de Key West.
Amiral Devereaux hangisi?
Lequel est le commodore Devereaux? II doit être là.
Amiral Devereaux'un kızı.
- La fille du commodore Devereaux.
Amirale ihtiyacım yok.
Je n'ai besoin ni du commodore ni de personne.
Amiral Devereaux da yolda. Amiral Devereaux mu?
Le commodore Devereaux est déjà en route.
- Öyle hanımefendi. Ama Kaptan Jack Stuart'ın karaya çıktığını duyunca Doktor Jep, hiçbir ölümlünün Amirali evde tutamayacağını söyledi.
Quand il a su que le capitaine Jack Stuart avait débarqué, le Dr Jepson savait qu'il n'y avait aucun moyen de retenir le commodore chez lui.
Kaptan Stuart'ın gelişiyle sadece Amiralin ilgilenmediğini görüyorum. Atını alacağım, Bixby.
Le commodore n'est pas le seul à s'intéresser à l'arrivée du capitaine Stuart.
O enkaz amirali öyle rahatsız etti ki hava vermek zorunda kaldım.
Les naufrages ont tellement bouleversé le commodore, - que j'ai dû le saigner.
- Evet. Korkarım kalp krizi geçirecek.
Je crains que le commodore ne fasse une attaque.
- Amiral, lütfen.
- Commodore, je vous en prie.
Amiralle görüşmen nasıl gitti?
Comment ça s'est passé avec le commodore?
Amiral DevereAux bunları sana Jack'e vermen için vermişti.
Le commodore vous a donné cette nomination à remettre à Jack.
Devereaus'un bayrağı denizde dalgalanırken ona cevap vereceğim.
Tant que la bannière du commodore flottera sur la mer, je le servirai.
Amiral DevereAux öldü.
Le commodore Devereaux est mort.
Bayan Gill? Kaptan evde mi?
Le commodore est-il là?
COMMODORE TİYATROSU Coutray Bale Topluluğu
THÈÂTRE COMMODORE Compagnie de ballet Coutray
Amerika Birleşik Devletleri'nin Japonya başkonsolosu olduğumu söyle ona. İki yıl önce Shogun'ları ile Amiral Perry arasında imzalanan antlaşma uyarınca burada bulunduğumu söyle.
Dites-lui que je suis Consul Général d ´ Amérique au Japon et que j ´ arrive conformément au traité signé par leur Shogun et par le Commodore Perry il y a deux ans.
İki yıl önce, Amiral Perry'ye Edo'nun kutsal duvarları içine girme izini verildi.
Il y a deux ans le Commodore Perry a été admis dans les murs d ´ Edo.
Koşulları her neyse artık antlaşma Amiral Perry'nin silahlarının tehdidi altında yapıldı.
Ce traité a été établi sous la menace des canons du Commodore Perry.
- Sabır bize destek olması için ne Amiral Perry'i ne de bir savaş gemisini getirir.
La patience ne fera venir ni le Commodore Perry ni un croiseur.
Kasaya gelirsek : Commodoro 50 model..
Le coffre est un Commodore, modèle 50...
Rahmetli babam bu tür baş kaldırmayı affetmezdi.
Mon père, le Commodore, ne tolérait pas l'insubordination.
Komodor Emery, Dr Hiller ve Kongre Üyesi Parker.
Commodore Emery, voici Ie Dr HiIIer et Ie député Parker.
Amiral ve Komodor Emery şimdi konferans salonuna giriyorlar.
L'amiral et le commodore Emery entrent dans la salle de conférence,
Amiral Nelson ve Komodor Emery buradalar.
l'amiral NeIson et Ie commodore Emery.
Bunu bilmeniz gerekir Komodor.
Vous devriez Ie savoir, commodore.
Önemli bir şey olursa Lincoln'daki Hotel Commodore'da olacağım.
Si tu as besoin de me joindre, je suis à l'hôtel Commodore à Lincoln.
- Kaptan, o şey... - Komodor Wolfgang Schrepke Batı Almanya donanmasından. Amerikan basınından Munceford.
Commodore Schrepke de... la Marine allemande de l'Ouest, Ben Munceford, de la presse U.S.
Hakkınızda çok şey duydum, ama sizinle tanışmayı hiç beklemiyordum. - Öyle mi? - Bir Amerikan destroyerinde değil.
Je ne pensais pas vous rencontrer, Commodore... à bord d'un destroyer américain.
Komodor, harika bir denizaltı kumandanıydı beyler.
Le Commodore était un as des sous-marins.
Komodorun meşhur espri anlayışını maruz görün.
Pardonnez au Commodore son sens de l'humour.
Günaydın.
Bonjour. Entrez, Commodore.
Komodor Schrepke'nin Nov o Sibursk'i iyice incelemesini istiyorum.
Mais je veux que le Commodore examine le Novo Sibursk.
Komodor dışarıdaki havaya nasıl dayanabiliyor?
Comment le Commodore peut-il rester dehors?
Komodor bu konuda ne düşünüyor?
Que peut ressentir le Commodore?
Komodor Schrepke'ye göre hava almak için yüzeye çıkmak üzereler.
D'après le Commodore, il va bientôt manquer d'air.
Komodor? Girin.
Commodore, entrez.
Sanırım haklı olabilirsiniz komodor.
Vous aviez peut-être raison, Commodore.
Kumandan rotanızı değiştirerek neden buraya geldiğinizi merak ediyor.
Le commodore est curieux de savoir pourquoi vous êtes venus ici.
- Evet, Efendim.
- Oui, commodore.
Kumandan!
Commodore!
Enterprise, Komutan Mendez ve Kaptan Kirk.
Enterprise, ici le commodore Mendez et le capitaine Kirk.
Siz varsınız, Kumandan Mendez ve Kaptan Christopher Pike var.
vous-même, le commodore Mendez et le capitaine Christopher Pike.
- Dışarı!
Commodore Devereaux.
- Beni seviyor musun, Tümamiral?
Vous m'aimez, Commodore?
- İyi akşamlar efendim. - İyi akşamlar komodor.
Bonne nuit, Commodore.
Evet. İşte orada komodor, dalıyor.
Il est là Commodore, en train de plonger.