Connecticut tradutor Francês
936 parallel translation
Reynolds onları Connecticut'a 1 1'de götürecek.
Reynolds les emmènera à 11 h.
— Connecticut'taki Green Hill.
Quel est ce collège? - Green Hill.
Nereye gitsen peşinden gelir. Onu Connecticut'a götürmekte hiç zorlanmayacağız.
Emmenons-le dans le Connecticut.
Westlake, Connecticut'taki çiftliğime.
Dans ma ferme. Je n'y vais pas!
Ben Connecticut'a falan gitmiyorum. Artık senin o kuş beyinli planlarının bir parçası olmayacağım.
J'en ai assez de vos folies!
- Günaydın. Connecticut'a gitmek konusundaki fikrini değiştirsen iyi olur.
A votre place, je changerais d'avis.
Çıplak bir halde Connecticut'ta sürtüyorum.
Voilà que je me promène tout nu, maintenant. Je deviens dingue.
Evet Alice, Connecticut'tayım ama elimden olmayan nedenlerden dolayı dönemiyorum.
Oui, Alice, je suis dans le Connecticut. J'ai été retenu malgré moi.
Connecticut'ta hiç leopar bulunmuyor, değil mi?
Il n'y a pas de léopards dans le Connecticut. Si.
Buraya bakın küçük hanım, bunun saçma olduğunu biliyorsunuz.
C'est ridicule. Il n'y a pas de léopards dans le Connecticut.
- Connecticut'ta asla bir leopar olmamıştır.
Il y en a un.
Riverside'daki okul arkadaşı Helen'in yanındaymış. Orası Connecticut'ta, değil mi büyükbaba?
Elle est chez Helen, sa camarade d'école de Riverside.
- Connecticut Bridgefield mi?
- Bridgefield, au Connecticut?
Hay allahım. Doğal olarak Alfred Amca'yı göreceğim için çok heyecanlıydım sadece Connecticut nerede bilmiyordum... Bir tüpe bindim...
Évidemment, j'étais très anxieuse de voir oncle Alfred et comme je ne savais pas où était le Connecticut, j'ai pris le tube.
Memura dedim ki ; "Beni Connecticut'da indirmeyi lütfeder misiniz?"
Et j'ai dit à un employé : "Veuillez me déposer à Connecticut."
Adam dedi ki : "Leydi, Connecticut nerde, bilmiyorum..."
Alors, il a dit : " Lady, j'ai aucune idée où est Connecticut,
Connecticut'ın nasıl yazıldığını bilemedim.
Pourquoi rejoignez-vous le 1er du Michigan?
Açık, değil mi?
Je n'ai pas su épeler "Connecticut"!
Diyorsun ki ; Küçük ense, uzun ense, büyük ense, Connecticut.
Mais pourquoi que vous me causez du Connecticut?
Kulağa hoş geliyor. - Schenectady'de çok arkadaşım var.
Vous ëtes du Connecticut...
Connecticut.
Connecticut.
Bazı boşboğazlar bir keresinde New York'tan sonrakilerin hepsi Connecticut demiş.
On me dit un jour qu'au delà de New York tout n'était que Connecticut.
Bu yüzden, sizi Connecticut'taki bu kasabaya getirmemiz çok fazla fark yaratmıyor.
Le choix du Connecticut n'a donc que peu d'importance.
Öykümüzün temel gerçekleri aslında böyle bir Connecticut toplumunda oluştu ancak Oregon veya Mississippi, Georgia veya Utah, her yerde olabilirdi.
Notre histoire aurait pu avoir lieu dans n'importe quelle autre communauté semblable à celle-ci, ou tout aussi bien en Oregon, dans le Mississippi, en Géorgie ou en Utah.
Connecticut eyaleti halkının John Waldron'a karşı davası hızla ilerletildi.
L'affaire John Waldron évolua rapidement.
Connecticut Eyaleti'nin saygı değer Yüksek Mahkemesi şu an açıldı ve oturumu başladı.
L'honorable cour de justice de l'état du Connecticut va siéger.
Sayın Yargıç izin verirseniz, bu öğleden sonra Eyalet John Waldron'a karşı davasını dikkatinize sunmak istiyorum.
Je représenterai l'état du Connecticut contre John Waldron.
Connecticut Eyaleti yüce yüksek mahkemesi burada toplandı ve toplantı şu an açıldı.
L'honorable cour de justice de l'état du Connecticut va siéger.
Dava Connecticut şehri polis dosyalarında hala açıktır ve sanığın suçlu olduğuna hala inananların olduğunu bilmek ilginizi çekebilir.
L'enquête reste ouverte dans un commissariat du Connecticut et certains croient même encore Waldron coupable.
Size Eyalet Savcısı Harvey olarak gösterdiğimiz adamın aslında Connecticut'lı bir hukukçu olan Homer Cummings olduğunu bilmek ilginizi çekebilir.
Le personnage du procureur Henry Harvey s'inspire d'un avocat du nom d'Homer Cummings.
Eyalet valisi olmadı. Onun yerine ülkenin en yüksek hukuki makamlardan birine yükseldi.
Il ne devint jamais gouverneur du Connecticut, mais accéda à l'une des plus hautes fonctions de notre pays :
Üstelik sen şu banliyö gruplarını iyi biliyorsun, Connecticut, Darien, oraları.
Sans compter la mentalité bourgeoise du Connecticut.
Ama Connecticut'ta bir partiye gidiyorsak ve benim evimi kullanıyorsak...
C'est le Connecticut, j'y ai une maison...
Hayır, Pomfret, Connecticut. Adımı annemden almışım.
Philadelphia était le nom de ma mère.
Bu gece onu Connecticut'a götürüyorum.
Je l'emmène dans le Connecticut après la soirée.
3 yıl önce Connecticut'ta gerçekleşti.
C'était il y a trois ans dans le Connecticut.
Bu gece Connecticut'a sürüyorsunuz, değil mi?
Vous allez dans le Connecticut ce soir, pas vrai?
Ahır öpmek eski bir Connecticut geleneği.
On embrasse les granges. Coutume locale!
Karını öpmek eski bir Connecticut geleneği.
On embrasse sa femme. Coutume locale!
Bridgeport, Connecticut, Citizens Bankası, 8740 dolar 30 sent.
À la banque, Bridgeport. $ 8740,30... C'est pour quoi?
- Babamın Connecticut'taki yerine.
- Dans le Connecticut.
Burası tüm Connecticut'taki en iyi gri granit ocağıdır.
C'est le meilleur granit du Connecticut.
Connecticut'ta bir yer, 2000 dönüm.
Dans le Connecticut, 200 hectares.
.. Shubert Tiyatrosu ile Taft Oteli arasında, küçük bir şehir tarafından.. .. çevrelenmiş gibi görünen kısa bir kaldırım parçasıdır.
Pour les gens du théâtre, New Haven, dans le Connecticut, est un bout de trottoir entre le théâtre Shubert et l'hôtel Taft, entouré par ce qui ressemble à une petite ville.
Sarı renkte taksi Connecticut ve Columbia Yolu'nun kuzeybatısına doğru ilerlemekte.
Taxi à l'angle de Columbia Road et Connecticut.
Connecticut Caddesi, Wisconsin, park doğrultusundaki tüm yolları kapatın.
Bloquez les perpendiculaires à Connecticut Avenue de Wisconsin au parc.
Tabanca üretimi. Hartford, Connecticut.
De Hartford, au Connecticut.
- Tabii öyleyim. - Doğal olarak, mutludur.
Il est le plus grand opérateur immobilier du Connecticut, il a reconstruit la moitié de cette ville.
Bizim ağacımız. Ağaç öpmek eski bir Connecticut geleneği.
On embrasse les arbres.
Tiyatro dünyası için New Haven, Connecticut..
DES PAS AU PLAFOND
Connecticut'taki en büyük emlakçı sanırım, bu kasabanın yarısını o yaptı.
Et il vient dîner demain.