Courts tradutor Francês
811 parallel translation
O kadar kısa sürdü ki.
Ces moments furent si courts.
Kısa olsun daha iyi.
Courts, plutôt.
Amerikan halkını uyarmak için sunulan kısa filmler serisi. Gelişen ulusal bir tehdide karşı uyarmak için :
Une série de courts-métrages pour mettre la population en garde contre une menace nationale en expansion :
Kısa saç Kızılderilileri deli eder, ve zaten yeterince delirmiş vaziyetteler.
Les cheveux courts fâchent les Indiens et ils sont déjà assez fâchés.
Alagarson saç moda oldu, ama ürkek bir şekilde.
La mode est aux cheveux courts.
Ben onun saçlarının biraz büyüyene kadar çok kısa kesilmesini istemiyorum.
Je veux qu'il n'ait les cheveux courts que plus vieux.
Kısa saçlı bir kız vardı hani?
Elle avait les cheveux courts?
Bu kadar erken ayrılmaları hoşuma gitmemişti. Ancak onları suçlayamıyordum da. Haftasonları da, tıpkı hayat gibi, kısadır.
Je maudis cette fatigue, mais il était difficile de leur en vouloir car les week-ends, comme la vie, sont courts.
Kısa görünüyor çünkü saçları kıvırcık.
Ils paraissent courts à cause de la permanente.
Tenis dışında bir şeyler yapmak isteyemez miyim?
J'ai droit à une vie en dehors des courts!
- Kısa ve komik başyazılara.
- Aux éditoriaux drôles et courts.
Saçının bu uzunluğu hoşuma gidiyor. O kadar kıvırcık ve o kadar ipeksi.
J'adore tes cheveux courts et bouclés.
Uzun saç olmadan da güzelsiniz.
Vous êtes jolie avec les cheveux courts. C'est génial.
Tenis kortlarının resimleri vardı, ayrıca kışın orayı buzlandırıyorlarmış sizin buzda kayabilmeniz için.
"Avec des photos de courts de tennis." "II paraît que vous patinez, en hiver!"
Şu uçtaki iki sarı zinya çiçeği eskisi kadar uzun değil.
Les deux zinnias jaunes au bout sont plus courts qu'avant.
Eminim senin sorunların kısa sürelidir.
Mais vos chagrins doivent être courts.
Bir yaz kısacık keseceğim galiba.
Un été je les couperai courts.
Kısa notlara dönüştü.
Des petits mots très courts.
Kapıyı iki kez önce yavaş, sonra da hızla tıkla.
Frappez deux coups longs et deux courts.
- Uzun mu yoksa kısa mı kestin?
Comment ça va, sur la nuque? Il m'les a coupés courts ou longs? Regarde un peu!
- Sen bak.
Courts et longs!
Benim boylarımda, şöyle perçemleri olan.
Un garçon plutôt plus petit que moi, aux cheveux courts.
Bir uzun uluma, iki kısa.
Un long hurlement, deux courts.
Yeni gelenlere tekrardan hoş geldiniz diyorum.
- Salut, Sue. - Salut. - Et regarde-moi ces cheveux courts.
Uzun değildir, şarap ve güllerle bezeli günler :
Ils sont courts, les jours du vin et des roses :
Çok kısa saçları ve açık renk gözleri var.
Avec les cheveux coupés très courts et des yeux très clairs.
Üç nokta ve çizgi.
3 courts, 1 long.
Spor malzemeleri satan Bay Barnaby var ya?
Une boutique, un bar, des courts de tennis, tout pour le bonheur des clients.
- Sıkı durun şimdi. 6 metre kısayız.
- On est courts de six mètres.
- Ne demek istiyorsun?
- Quoi, courts de six mètres?
- 6 metre kısa kaldık.
- Courts de six mètres.
Bu şirin ötesi kısa çoraplarla...
Et si drôle avec tes caleçons courts.
Saçımı kestirirsem farkıma varmazlar.
Avec des cheveux courts, je passerais inaperçu.
Kısa saçı seviyorum.
J'aime les cheveux courts.
Saçlarınızı çok kısa kestirmişsiniz, Dr. Cartwright.
Vos cheveux sont très courts.
Uzun azap dönemleri ve kısa anlar...
De longs épisodes douloureux et de courts instants...
Ben kısa olanlarına inanırım. Ben de.
Les romans d'amour doivent être courts.
Kısa süreli ve mutluluk veren romantizm.
Heureux et courts.
Uzun, kısa, düz, otomatik saç kesme makinesi için sorun olmaz.
Seulement trois pences la coupe. Vous pouvez avoir les cheveux longs, ou bien les cheveux courts, Monsieur... ou alors des cheveux raides, ça ne fait aucune différence...
Daha önce resimdeki gibi kısaydı.
Sur la photo, ils étaient plus courts.
Tenis kortunu suyla doldurup sonra üstünde buz pateni yapıyoruz.
On fait du patin à glace sur les courts de tennis.
Kısa saç bir fazilet göstergesi değildir.
Porter les cheveux courts n'est pas une preuve de mérite.
Bu küçük araba bu gece sadece bir şey yapmadı... açıklanamayan kısa devreler, yaylı kapılar, kapma direksiyon, aşınmış eklemler, belki biraz reklam hilesi.
Tout ce qui s'est passé peut s'expliquer par des courts-circuits, une direction rouillée, des joints usés. C'est peut-être un truc publicitaire.
Müthiş bir tip, 50 yaşında, düzgün kesimli gri saçlar, öyle bir şey işte.
C'est un type très distingué. 50 ans, cheveux courts, comme ça... 3 téléphones, tu vois le genre?
- Yanları ve enseyi kısaltın yeter.
les voulez-vous? Courts derrière et sur les côtés, SVP.
Ense ve yanlardan kısaltıverin.
- Courts derrière et sur les côtés.
Dahası, gazeteler ülkenin dört yanında tenis kortlarında çalışan pelte haberleriyle dolu.
De plus, les journaux regorgent d'articles de blancs-mangers apparaissant sur les courts de tennis pour s'entraîner.
# O değerli günleri hatırladığımızda
Quand on y pense, comme ils furent courts
Biraz kısalt lütfen.
Faites-les un peu plus courts.
Çok viraj var... ve raylar da çok dar.
Les virages sont nombreux et les rails courts.
Kısa kılıçlarınızı kullanın.
Utilisez vos sabres courts.