Crack tradutor Francês
1,502 parallel translation
Bunlar birkaç gün crack ya da ecstasy kullanıp psikotik bir ara verirler ve sonra bu tür şiddet uygularlar.
Ils prennent du crystal meth ou de l'ecstasy pendant quelques jours. Cela peut entraîner un passage à l'acte violent comme celui-ci.
Kokain, crack, eroin işindeler.
Ils dealent coke, crack et héro.
Dairendeki kokain kalman gerektiğini söylüyor.
Ce crack trouvé dans votre appartement dit que vous restez.
Maeve Bubley'i tanıyor musun hani şu Miguel'le kafa çeken kadını?
Vous connaissez Maeve Bubley? La femme qui fumait du crack avec Miguel au club "O"?
Uyuşturucu seni sağır mı ediyor?
Le crack vous a rendu sourde?
Bilmiyorum, eğer bir bebek görseydik kesinlikle onu o tımarhanede bırakmazdık.
Si on avait vu un bébé, on l'aurait certainement pas abandonné dans une crack house.
Ve tabi sonra, uyuşturucu bağımlısı olur.
Et alors, il deviendra accroc au crack.
Eğer Bedstyle'da suçun salgın gibi olduğunu bilseydik sanırım başka bir yer seçerdik.
Si on avait su que ça allait être le centre d'une épidémie de crack, on aurait certainement choisi un autre endroit.
Senin sorununda ne böyle? Bir oda dolusu sigara içtim.
Je viens juste de fumer une dose entière de crack!
Bir geceliğine kokain borumu kenara bırakıp bunu yapabilirim.
Je peux me passer de crack pour un soir. - Merci.
Onu diken kadına ne oldu? O düzeltsin.
Quand une femme accouche d'un bébé accro au crack tu ne lui achètes pas un petit chiot
"Çanı görmek için Philadelphia'ya gelin"
"Viens à Philadelphie pour le crack."
Fairmount Parkı'ndaki keşlerin tecavüzüne, cinayetine veya bıçaklamasına kurban gitmenin eşiğinden dönerdik.
On se faisait presque violé et / ou tué par les fumeurs de crack.
Oh, evet benim küçük babalık ara sınavım--Unutmadım
Oh, oui mon petit crack des tests, j'ai pas oublié.
Eroin bağımlısı adi bir hırsız için. ... oldukça iyi düşünülmüş bir suç diyebilir misiniz?
C'est sacrément bien pensé pour une petite frappe accro au crack, vous ne trouvez pas?
Zengin bir İrlandalı, yasadışı dövüş yaptırdığı söyleniyor.
Un riche irlandais suspecté de financer la filière locale de trafic de crack.
Şimdi telefonun devre kartını bağla ve çalıştır yoksa Gibbs kafana vuracak.
Maintenant, branche-toi sur la puce du portable et crack-le avant que Gibbs ne te tombe dessus.
Ne? Kokain mi?
Du crack, des amphets?
Ama, son bir şansım daha vardı pipom hala sağlamdı. Altı günlük işkenceden sonra dayanamadım ve onu elimde kırdım.
Et... après six jours d'usage ma pipe à crack s'était... fusionnée à ma main.
Kokain bağımlısı mıydın?
Vous faisiez du crack? Ouais, entre autres choses.
Tuvaletine ve uyuşturucularına geri dön ve bizi rahat bırak.
Retournez à vos toilettes et votre crack et laissez les autres tranquille.
Sen bana keş kaltağı yolla.
Passe-moi le crack.
Kokain.
Je prenais... du crack.
Evlerinde uyuşturucu satanların evlerini ellerinden alacağız.
Si un gang vend du crack dans une arrière-boutique, nous saisirons la maison.
Bu aralar Ashmore Heights'da uyuşturucu işini kimin yürüttüğünü bilmem lazım.
On a besoin de savoir qui vend le crack sur Ashmore Heights ces jours-ci.
Uyuturucuyu yok etmeyi ben de senin kadar istiyorum dostum.
Je veux éradiquer la prolifération du crack autant que toi, mec.
Çocuk aceminin teki, uyuşturucuları yutmaya kalktı.
Ce gosse est un novice. Il allait avaler le crack pour le cacher, j'ai dû le faire vomir.
Ya uyuşturucuyu ona satan ne olacak?
Et celui qui lui a vendu le crack?
- Üst kattaki uyuşturucu fabrikana yazık oldu.
C'est dommage pour ton usine de crack là-haut.
- Uyuşturucu akını vardı, çünkü herkes elinde ne varsa piyasaya sürdü.
Le crack ne marche plus, tout le monde a balancé ce qu'il avait.
Uyuşturucu işi kötü.
Le crack est un mauvais business.
Sokaklar tüm uyuşturucu yükünü, eroine yer açmak için boşaltıyor.
La rue balance tout le crack pour faire de la place à l'héroïne noire.
Yürümeyen ne biliyor musun? Satıcıların katrana yer açmak için ellerindeki tüm uyuşturucuyu piyasaya sürdüklerini biliyorum.
Ce qui marche pas, c'est d'être reconnu en tant qu'intermédiaire pour écouler le crack et laisser la place au goudron.
Bu saçmalığı dinleyecek kadar vaktim yok.
Il faut que je palpe. Et j'ai plus le temps d'écouter vos conneries d'accros au crack.
Bu arada, Bay Mitchell'in 13 yılını hapishanede kokain dağıtmak yüzünden geçirdiğini not etmenizde fayda var.
Notez que M. Mitchell a passé 13 ans en prison pour vente de crack.
Bu kokainin salgın halinde vuruş yapıldığı zamandı. - Burası bir gece içinde bambaşka bir yere dönüştü Ve ben bu yüzden bir polis memuru oldum. - Evet.
C'est à ce moment-là que le crack est arrivé.
Romeo zamanında saldırı, tecavüz, sapıklık yapmıştı. Son on yıldır temizdi.
Romeo avait plongé pour trafic de crack et agressions, mais il était clean depuis 10 ans.
32 yaşında. Kokain bağımlısı ve ara sıra fahişelik yapıyor.
32 ans, consommatrice régulière de crack, cocaïne et prostituée occasionnelle.
Ot içmek ister misin?
Tu veux fumer du crack?
Bir tuş vuruşu virüsü kullanmıştı.
Il avait utilisé un crack.
- Belki. - Evet.
Tu es un crack en chimie.
Sen yıldızsın ama tüm dünyayı kurtarmana gerek yok.
Reste zen, Tru T'es une crack mais tu ne peux pas sauver tout le monde.
Oh, evet. Eminim, Valley Hacienda uyuşturucu satıcıları bir çeşit komşuluk gösterisi organize edecektir.
Les dealers de crack ont sûrement créé une sorte de police de proximité.
Yani eğer ot çekmek isteseydin bunun için de mutlu olmam gerekecekti.
Donc si tu veux fumer du crack, je devrais être contente.
Sizi içeri alcaktım ama hiç param yok... eğer sizin bölgenizdeysen... şunu bilin ki...
J'allais vous laisser entrer, les mecs, mais j'ai pas de crack. Si je suis sur votre territoire, sur vos terres... Si je suis sur vos terres...
Bir bakmışız, uyuşturucu karşılığında seks yaptığını söylemeye başlayacak.
La prochaine fois, elle va se prostituer pour avoir du crack?
Sherlock Yüksek Uçuştaymış.
Sherlock est passé du crack à l'héro.
Birden bir şey oldu ve dedim ki "Bu kokain adamı feci yapıyor."
"Mais ma vie part en vrac, avec le crack."
Keşler mekan tutmuşlardı, biz de geri aldık.
Des accros au crack la squattaient alors on l'a reprise.
- Kafayı mı çektin?
Tu fumes du crack, frangin?
Ya sizin kafa dumanlı ya da benimkini dumanlı zannediyorsunuz.
Tu fumes du crack si que tu crois que je vais...