English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ C ] / Crown

Crown tradutor Francês

342 parallel translation
Yarım crown ( penny değerinde madeni para ) bozuğunuz var mı?
"De la monnaie sur une demi-couronne..."
Bana 1000 crown vaat edersen?
Si vous me promettez mille couronnes.
1000 crown!
Mille couronnes.
Bir jandarmaya 50 crown verdim.
J'ai donné 50 couronnes au gendarme.
Evet, King's Crown'daki eski dostların Durun!
- Je les connais, tes copains.
Haftalık yarım crown ödüyorum.
Elle est dans un garage, je paie 1 / 2 couronne par semaine.
Philippe de Valmorin'in yeni arkadaşı Andre Moreau... wanted for treason against the Crown of France?
L'ami de Philippe de Valmorin, traître à la royauté?
Majeste, ismim Johnson. Crown Peynir Şirketi reklam temsilcisiyim.
Johnson, représentant des Fromages de la Couronne.
Sadece Crown Peynirini tosta süreceksiniz. Bir parça ısırıp, yam yam diyeceksiniz, 10.000 dolar sizin.
Vous tartinez un toast de Fromage de la Couronne, vous goûtez, dites "miam miam", et $ 10000 sont à vous.
Elimde Kraliyet Crown Viski Şirketi'nin 50.000 dolar çeki var.
J'irai droit au but : j'ai un chèque de 50000 $ du whisky Couronne Royale.
Uşak bardağınıza Royal Crown Viski koyuyor. Natürel majestik cazibenizle iki laf edip içiyorsunuz.
Le maître d'hôtel vous sert un verre de Couronne Royale et, avec votre majesté naturelle, vous dites...
Royal Crown Viski, efendim.
Votre whisky Couronne Royale.
Royal Crown Viski hoşuma gidiyor.
J'apprécie toujours Couronne Royale.
Royal Crown Viski'yi bunun için seviyorum.
Voilà pourquoi j'aime le whisky Couronne Royale.
Joey Crown, tuhaf ve gergin simalı bir müzisyen.
Joey Crown... musicien au visage insondable.
Joey Crown, tuhaf ve gergin suratlı bir müzisyen.
Joey Crown, musicien au visage insondable.
Kısacık ömründe, Joey Crown nihayet bir işi becerebildi!
Pour la première fois de la courte vie de Joey Crown, il a réussi quelque chose.
Evet, adım o ama henüz tanışmamıştık.
Vous m'avez appelé Joey! Joey Crown, si je ne m'abuse.
Merhaba ben Joey, Joey Crown.
Je m'appelle Nan. Enchanté.
Joey Crown, müzik çalan hayatla ilgili bir şey keşfeden biri.
On pourrait aller écouter du jazz... Joey Crown, qui fait de la musique.
Aradığını... Alacakaranlık Kuşağı'nda bulan adam. Çeviri : sodist
Joey Crown, a eu une révélation dans la Quatrième dimension.
Bu bulgular bizi şu sonuca götürdü : Araba 59 model gri bir Toyopet Crown.
À l'analyse, nous avons découvert... que c'était une Toyopet Crown.
1500 Crown'a 50 metreküp tahta alsan üç kere beş eder.
Cette débauche de matériaux...
Altından kalkarsın. Bir bakalım, ayda altı yedi yüz Crown alırsın.
Tu peux compter sur six à sept cents par mois.
10 Heller. 10 Heller, bir nokta yirmi Crown eder.
Dix centimes la pièce.
Bizimle beraber olmana sevindim, Crown.
Au rapport. Content de vous avoir parmi nous.
Tamam, susun artık.
Silence. Si vous pouvez attendre quelques secondes avant de vous soûler, vous allez entendre quelques sages paroles d'un Irlandais distingué au parcours scolaire éminent, le commandant Crown. Écoutez.
Evet, kendimize bir mülk aldık galiba. Hem de Tommy Crown'nın mülkünü.
Eh bien nous venons d'acquérir un immeuble, un immeuble de Tommy Crown.
Bize şans dilemeyecek misiniz, Bay Crown?
Vous ne nous souhaitez pas bonne chance?
Bay Crown size iyi şanslar diliyor.
M.Crown vous souhaite bonne chance.
İkinci seanstan sonra hisselerin değerleri % 3.7 oranında yükseldi.
M.Crown, notre portefeuille est en hausse de 3,7 %.
Bay Crown, yine Cenevre'den aradılar. Tekliflerini yineliyorlar.
Genève a rappelé, ils renouvellent l'offre.
- Çok güzeldi, Bay Crown.
Formidable M.Crown!
Ve 500 dolara Bay Thomas Crown'a sattım. Çok teşekkür ederim.
Vendu à M.Thomas Crown!
- Sigorta, Bay Crown.
Pour les assurances.
Bankalar, Bay Crown. Büyük soygunlar.
La banque M.Crown. Le hold-up du siècle.
Eddy, seni Thomas Crown'la tanıştırayım.
Voilà M.Thomas Crown.
Bay Crown, Teğmen Eddy Malone.
Le lieutenant Eddy Malone,
Rose'n'Crown'ı ele geçirdiler.
Ils ont eu le Rose'n'Crown.
Bizde Royal Crown Cola var.
On n'a que du Royal Cola.
Çok sarsıldığım için bir daha uyuyamadım. Giyindim ve hemen evden ayrıldım.
J'ai pris la carriole à l'auberge Crown, et je suis venue à Londres dans le seul but de demander votre conseil.
Crown Peynir Şirketi size 10.000 dolar veriyor.
Deux mots qui vous prendront 40 secondes à peine, et nous vous offrons $ 10000 pour une apparition.
Adın Joey Crown'dı, değil mi?
Joey?
Joey Crown...
Si quelqu'un veut bien prendre le temps d'écouter.
80 Crown, bayan.
- C'est trop cher.
Binbaşı Crown, efendim. Kanada ordusu.
Commandant Crown.
- Binbaşı Crown, efendim.
- Qui est là? - Commandant Crown.
Gördüğünüz gibi, Binbaşı Crown bir uzmandır, efendim.
Comme vous le voyez, le commandant Crown est un expert.
Binbaşı Bricker, Binbaşı Crown, emir komuta sizde.
Commandant Bricker, commandant Crown, prenez le commandement.
Crown Hanı'nda bir yük arabası kiraladım, ve tavsiyelerinizi almak maksadıyla Londra'ya geldim.
Vous avez bien fait.
Burada bir köy hanı var mı? Crown Hanı.
Y a-t-il une auberge au village?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]