English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ C ] / Cyril

Cyril tradutor Francês

1,218 parallel translation
Merhaba Cyril.
Bonjour, Cyril.
Cyril!
Cyril!
Cinayet mahkûmu Cyril O'Reily'nin vahşice dövdüğü tecrübeli gazeteci Eldridge, ağır bir sarsıntı geçirdi, dört kaburgası kırıldı ve bir akciğeri delindi.
Le meurtrier condamné Cyril O'Reily a brutalement battu Eldridge, causant au journaliste une contusion sévère, quatre côtes cassées et un poumon perforé.
Hayır, sen Cyril'dan bahsediyorsun.
Non, tu... tu dois penser à Cyril.
Bebek Cyril olsa gerek.
C'était Cyril, le bébé.
Ama ben Cyril'dan bir buçuk yaş büyüğüm.
Mais j'ai un an et demi de plus que Cyril.
Baban ve ben Cyril'ı yapmadık.
Ton père et moi n'avons pas eu Cyril ensemble.
Cyril senin yarı kardeşin.
Cyril est ton demi-frère.
Hey, Cyril, hatırlıyor musun... bir yaz babam, tatili geçirelim diye bizi Indiana'da Bill Amcanın çiftliğine göndermişti?
Cyril, tu te souviens de... de la fois où Papa nous avait fait passer l'été dans l'Indiana à la ferme de l'Oncle Bill?
Cyril O'Reily için bir nakavt daha.
Un autre KO pour Cyril O'Reily.
- Jia, Cyril'ı kışkırttı.
- Jia a provoqué Cyril.
Bence Cyril'ı Conley Enstitüsüne göndermeliyiz.
On devrait envoyer Cyril au Conley Institute.
Cyril'in ağabeyi onun gerçeklilikle olan tek bağı.
Le frère de Cyril est son seul lien avec la réalité.
Cyril'ı bir müddet tanık korumaya alalım, Ryan'ın düzenli ziyaretine izin verelim ve Cyril'ın uyumuna bakalım.
Plaçons Cyril en protection rapprochée un moment, autorisons Ryan à des visites régulières et voyons comment Cyril s'adapte.
Cyril, güven bana.
Cyril, fais-moi confiance.
Hey, Cyril.
Cyril.
Cyril'ın tımarhaneye gitme ihtimali var, ve şimdi de benim, Keenan'ın ölmesi yüzünden suçlanma ihtimalim var.
Il y a de bonnes chances que Cyril finisse chez les fêlés, et que je sois condamné pour le meurtre de Keenan.
Cyril ve benim kaçmama yardım et.
Je veux que vous nous aidiez, Cyril et moi, à nous échapper.
Kardeşin Cyril'a ne dersin?
Pourquoi pas ton frère, Cyril?
Bırak onu Cyril!
Lâche-le, Cyril!
Cyril'in davranışlarındaki dengesizlik devam ediyor.
Le comportement de Cyril continue à être imprévisible.
İç şunu Cyril.
Prends-le, Cyril.
Peki küçük Cyril?
Miss Banner et son frère.
Kadın elbiseleri bedensel işler için uygun değildi.
Flo, évidemment... et Cyril. Et toi.
Dostum Cyril kızlara göz attığında düzenli bir tehlike olacak.
Et dans le tien? Ralph et toi y seriez, toujours occupés à tout organiser.
Flo, tabi ki..... Cyril ve sende.
Bon, c'est l'heure du marchand de sable.
Ve Nan Astley'in sevgilisi olmaktan da çok mutlu olurum. Flo?
Tu pourrais prendre Cyril un instant, le temps que je me rase?
Sadece Cyril'e bir kaç dakika bakabilir misin diye merak etmiştim. Sadece...
Je vais aller me raser.
Şeyden önce... yaralanmandan, devamlı olarak Morales ve diğer Latinlerin hayatını tehdit ediyordun, ve ayrıca, Cyril O'Reily burada.
Avant ta blessure, tu menaçais en permanence la vie d'Enrique Morales et des Latinos. Et en plus, Cyril O'Reily est incarcéré là-bas.
Bay McManus, Cyril O'Reily tarafından yumruklanmak belki de hayatımda başıma gelen en muhteşem olaydı.
M. McManus, l'attaque de Cyril O'Reily est peut-être la meilleure des choses qui me soit arrivée.
Neden Kenmin'e vurdun, Cyril?
Cyril, pourquoi avez-vous frappé Kenmin?
Bu ahmaklıkları yüzünden Cyril az kalsın akıl hastanesine gidecekti.
Ses conneries ont presque envoyé Cyril à l'asile.
Biliyorum, tamam, üzgünüm, ama Cyril berbat söylüyor.
J'suis désolé, mais il chante vraiment comme un pied.
- Çok iyiydin Cyril.
- C'était très bien, Cyril.
- Evet, o da seni sevdi Cyril.
- Oui, et elle te trouve sympa aussi.
Evet, Cyril'ın cinayet davası kararını bekliyor.
Il attend le verdict du procès pour meurtre de Cyril.
Cyril'ı severim. İdam edilmesini istemem.
J'aime bien Cyril, ça me ferait mal de le voir condamné à mort.
Cyril'la beraber tecritte olmayı dilerdim, biliyorum, korkuyor ve sanırım neler olup bittiğine dair en ufak bir fikri yok.
J'aimerais tellement être avec Cyril en isolement, je sais qu'll a peur. Tout ça le dépasse complètement.
Sağlam bir kavga çıkartmadan Cyril'ı ölüme göndermem.
Je ne vais pas laisser Cyril mourir sans me battre jusqu'au bout.
- Cyril, Tanrı'nın çocuklarından birisi...
- Cyril est un enfant de Dieu.
- Hayır Cyril, ben...
- Cyril...
Sonra Cyril'ın beyni mahvoldu, ve önümüzdeki 90 yıl boyunca bu bok deliğinde kalacağız.
Et puis Cyril se fait mettre le cerveau en bouillie et nous voilà coincés dans ce trou à rats pour 90 ans.
İnan bana, Cyril'ın hayatını mahvettiğime dair her şeyi kabul ediyorum.
Crois-moi, je reconnais ce que j'ai fait pour foutre la vie de Cyril en l'air.
Rahibe, Cyril'ın suçluluk derecesine karar vermenin imkânsız olduğunu belirten bir basın bildirisi yayınlayabilir misiniz?
Ma Sœur, pouvez-vous faire un communiqué de presse sur le fait qu'll est impossible de déterminer l'étendue de la culpabilité de Cyril?
Cyril'ın davasında, durumunun özellikleri hakkında tartışma şansı bulamadığımı açıklayabilmek istiyorum, kendi savunmasına katılma şansı bile olmadı.
Il doit être clair que je n'ai jamais pu discuter de l'affaire avec Cyril, qu'll n'a pas participé activement à sa propre défense.
Dayan Cyril.
Courage, Cyril.
Bu Cyril'ın şiddet nöbetlerine yönelik uzun vadeli bir çözüm değil.
Ce n'est pas une solution à long terme aux crises de Cyril.
Nasıl infaz edilmek istediğine dair Cyril'la konuşman lazım, elektrikli sandalye mi, iğne mi?
Il va falloir discuter avec Cyril de la façon dont il veut être exécuté, par la chaise ou l'injection.
Cyril'ın doz aşımına girip uyumasını istiyorum.
Je veux qu'll s'endorme en paix.
Konu Cyril O'Reily'nin suçluluğu veya masumiyeti değil.
La question n'est pas de savoir si Cyril O'R eily est coupable.
Dostum Cyril, şeytan gibi içer.
Et Cyril, bien sûr.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]