Daha iyi olacak tradutor Francês
2,314 parallel translation
O zaman ben not almasam daha iyi olacak.
Je ne prends pas de notes.
- Sanirim disarida beklesem daha iyi olacak.
- Je devrai peut-être patienter dehors.
Önceki raporlardan daha iyi olacak.
Que j'ai même progressé.
Sanırım artık o evde yaşamasam daha iyi olacak.
Je pense que c'est mieux si je ne vis plus là-bas. Quoi...
Sağlıkçılar sana yatıştırıcı verdiler. Sanırım yarını beklemen daha iyi olacak.
Les infirmiers t'ont donné un sédatif.
Biliyor musun bu konuda konuşmasam daha iyi olacak.
Tu sais, je préfèrerais ne pas parler de tout ça.
Silah olayını yapmasak daha iyi olacak gibi. Ne?
On oublie le pistolet.
Teşekkürler ama çalışsam daha iyi olacak.
C'est gentil, mais je préfère travailler.
Şimdiye kadar yazdığın bütün kitaplardan daha iyi olacak.
Et ce sera mieux que n'importe quel livre que tu as écrit, et tu sais pourquoi?
Belki böylesi herkes için daha iyi olacak.
Qui s'intéresse à quelques poulets idiots, de toute façon?
Nerede olduğunu bilmesem daha iyi olacak belki de.
- Tu sais quoi? C'est peut-être mieux que je ne sache pas où tu es.
Şimdi söylesem daha iyi olacak.
Autant vous le dire tout de suite.
- Öyleyse gömmek daha iyi olacak galiba, ne dersin?
- Eh bien, on devrait l'enterrer. Qu'est-ce que t'en dis? - Oui, on l'enterre!
Sanırım seni başka bir yere aktarsam çok daha iyi olacak.
Le mieux serait que tu sois mutée.
Ezik ailesi desek daha iyi olacak.
Ou plutôt, la famille Andouille.
Daha iyi olacak.
Il ne peut que s'améliorer.
Bence gitmeden onunla daha çok vakit geçirsen daha iyi olacak.
J'ai pensé que tu voudrais peut-être passer plus de temps avec lui avant qu'on parte.
Bunu tüm saygımla söylüyorum ki bayım, Cate'le ilgili bilmediğim bir şey söylemiyorsunuz, zamanımı başka yerde harcasam daha iyi olacak.
- Sauf votre respect, monsieur, si vous ne pouvez m'informer sur Cate, mon temps sera plus utile ailleurs.
Biraz yeniden düzenlemeyle daha iyi olacak.
Une petite rénovation, et ça ira parfaitement.
Bir kahve getirsem daha iyi olacak sanırım.
Je crois qu'il vous faut un bon café.
Ama söz veriyorum, daha iyi olacak.
Mais je t'assure que ça va s'arranger.
Geçip gidince her şey, daha iyi olacak.
On verra bien. On verra comment ça se passe.
Oh, oh, aslında, kendim gitsem çok daha iyi olacak.
Je crois qu'il vaudrait mieux que j'y aille seule.
Gidelim. Teklif için teşekkürler, ama işlerime yoğunlaşırsam daha iyi olacak.
Ça me fait plaisir, mais je préférerais me noyer dans mon travail.
Başka bir gün gelsem daha iyi olacak.
Je reviendrai une autre fois.
Düşündüm de, seninle M.J.'i cumartesi sabahı 6'da alsam daha iyi olacak.
Je passe vous prendre vers 6h samedi matin pour la virée?
Tavuklarımızı festivale getirdik. Ama yolumuza devam etmemiz daha iyi olacak.
On s'est bien marrés au festival... mais on ferait mieux de passer à autre chose.
Gitseniz daha iyi olacak sanırım. Hayır. Kalabilirler, lütfen.
- Vous devriez peut-être y aller.
Odamıza alırsak daha iyi olacak sanırım.
Il serait mieux dans le dortoir.
Düksem daha iyi olacak.
Il faut le jeter.
Bence böyle daha iyi olacak tamam mı?
- Ça marchera mieux comme ça.
- demen senin için daha iyi olacak.
Autant dire ton ex-copine.
Sanırım ben eve gelip çocukla ilgilensem daha iyi olacak.
Tu sais quoi, je crois que je ferais mieux de rentrer m'occuper de ça.
O muhafazakâr hayalet kızı davet ettiğimiz yemekten çok daha iyi olacak.
Ça sera bien mieux que la fois où le fantôme de cette petite fille est venu.
İyi bir ailesi var ve çocuk onların yanında daha iyi olacak.
C'est une gentille famille et la gosse sera mieux ici.
Tamam, Lumi. Sana bir çağrı daha yazmadan gitsen iyi olacak.
Allez, va-t'en avant que je te coffre.
Artık onu haklamamız için daha iyi şansımız olacak.
Et on n'aura pas une meilleure occasion de le trouver et de le tuer.
Bu onun için de iyi olacak çünkü daha sık orada olacağız.
C'est mieux pour elle, on y sera souvent.
Keşke burada daha iyi haberler verebiliyor olsaydım ama bugün burada karşılıklı oturuyoruz çünkü bu hafta şirketteki son iş haftanız olacak.
J'aimerais être porteur de meilleures nouvelles, mais si nous sommes ici aujourd'hui, c'est parce que c'est votre dernière semaine dans cette entreprise.
Daha iyi bir yaşam ne olacak?
Ce serait quoi, une vie meilleure?
Sırf senin şu iyi polis edaların yüzünden adamı konuşturmak iki katı daha zor olacak şimdi.
Maintenant que vous êtes venu en bon Samaritain, cela va être deux fois plus dur de le faire parler.
Daha yeni tanıştığımızın farkındayım. Bu işin sonu nereye varacak, ikimiz de bilmiyoruz ama sana bunu söylemem bence iyi olacak.
On apprend à se connaître, on ignore où ça va aller, mais je sens que je dois te le dire.
Evime gitsem daha iyi olacak sanırım.
- Je vais rentrer chez moi.
İyi haberse alanı daralttık, böylece arama daha kolay olacak.
Par contre, on a réduit la zone de recherche, la recherche va être plus facile.
Açmamak daha mı iyi olacak?
Si vous voulez qu'on s'en sorte, faites-moi gagner du temps.
Hele dört el.. daha da iyi olacak.
4 mains, c'est un don du ciel.
Fakat, burada kalıp sizin ve küçük erlerinizin bu okulun üzerine sifon çekmesine ve değer verdiğim insanları incitmesine izin verirsem lanetlenirim, çünkü, onu bu konuya sürüklemene rağmen, konu, en kötü gününde bile senden daha iyi bir subay olacak olan Kaitlin, değil.
Mais il est hors de question que je vous laisse, avec vos péons, détruire cette université et faire du mal aux gens que j'aime. Car même si vous y avez mêlé Kaitlin, elle n'a jamais eu quoi que ce soit à voir là-dedans, elle qui sera un meilleur officier que vous même lors de sa pire journée.
Şimdi bu Nick'in bahçe partisi oldu. - Parti için daha iyi olacak.
Donc qu'est-ce qu'il se passe dans ta vie?
Daha sonrasında akşam için 2 saat 20 dakikalık bir Seine gezisi olacak. En iyi tekneyle anlaştık. - Le Trou Normand peki?
Et Le Trou Normand?
İçinde her zaman bizden daha iyi olduğunu söyleyen bir parçan olacak.
Il y aura toujours une part de toi qui pense être meilleure que nous.
Aslında bu benim için iyi oldu çünkü senaryoyu baştan yazacak ve daha dürüst, daha gerçekçi yapmak için vaktim olacak.
Ce qui est bien, car je vais pouvoir réécrire le script, l'améliorer, être plus honnête.
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi misin 168
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi misin 168
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha iyisi 53
daha iyi oldu 16
daha iyisi olamazdı 24
daha iyi bir fikrim var 135
daha iyi hissediyor musun 73
daha iyi hissediyorum 46
daha iyi olabilirdi 28
daha iyisin ya 55
daha iyisini yapacağım 16
daha iyi bir fikrin var mı 73
daha iyi oldu 16
daha iyisi olamazdı 24
daha iyi bir fikrim var 135
daha iyi hissediyor musun 73
daha iyi hissediyorum 46
daha iyi olabilirdi 28
daha iyisin ya 55
daha iyisini yapacağım 16
daha iyi bir fikrin var mı 73