English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Dalek

Dalek tradutor Francês

409 parallel translation
Nötronik savaştan sonra, makinalarımız tarafından korunan Dalek atalarımız, şehre, inzivaya çekildi.
Après la guerre neutronique, nos ancêtres se sont retirés dans la ville, protégés par nos machines.
Dalek ırkı radyasyona bağlı.
La race des Daleks est devenue conditionnée aux radiations.
Radyasyon olmadan, dalek ırkı sona erecek.
Sans radiations, la race des Daleks est finie.
Bu bomba sayesinde her taraf Dalek parçalarıyla dolacak.
J'ai réussi, Barbara!
David daha yeni bakmış, orada bir çok Dalek varmış.
David vient juste d'aller voir et il y avait un tas de Daleks. Peut-être que Susan a raison.
Dalek, insanın hava borusundan düştüğünü bildirdi. Kapsül tamir ediliyor.
Un Dalek rapporte qu'un humain est tombé de la bombe.
Bir Dalek geliyor!
Un Dalek!
- Sence hiçbir Dalek kaçabilmiş midir?
Vous pensez que des Daleks s'en sont échappés? Avec ça, ma chère?
- Görebildiğim kadarıyla hiç Dalek yok.
Pas de Daleks à ce que je vois.
Sence Dalekler bizi gördü mü?
- Tu crois que ce Dalek nous a vues?
- Sürüyle Dalek var. - İnmeyecek miyiz?
Jenny, il y en a un groupe entier devant nous!
İsyancılar motorlu araçla seyahat ederken Londra dışındaki Dalek kordonuna saldırıda bulundu.
Des rebelles circulent dans un véhicule motorisé. Ils nous ont attaqués et ont passé une sortie de Londres gardée par des Daleks.
Ordunun komutanı olan siyah Dalek'in bir çeşit hayvanı.
Le Dalek Noir, qui commande le camp, le considère comme une sorte d'animal de compagnie.
Dalekler yukarıda ne yapıyor kim bilir!
Qui sait ce que les Dalek ont dans la tête?
Yüce Dalek emretti.
Vérification... de contrôle... du Dalek... Suprême.
Söylesene, Dalek üssünü gördün.
- Dites-moi, Docteur? - Hum? Maintenant que vous avez vu la base des Daleks, qu'en pensez-vous?
Kara Dalek seni görecek, ama yalan söylüyorsan, öldün demektir.
Le Dalek Noir va te recevoir. Mais si tu mens, tu seras tuée!
O halde, Dünya'daki Dalek güçlerinin iki saat içinde Çekirdek Proje'sini tamamlayacağını duyuruyorum.
Je vais annoncer aux forces terriennes Dalek la finalisation du Projet de Dégravitation Terrestre.
Dalek denetim cihazı rapor veriyor.
Les Daleks contrôlant le dispositif... Au rapport.
Demek dalek insanları hayatta kaldı.
Alors le peuple des Daleks a survécu.
- Biraz daha dalek gibi konuşamaz mısın?
Pouvez-vous parler plus comme un Dalek?
Yüce Dalek tüm sonsuzluk boyunca takip edilmelerini emir verdi. Başardık!
Le Dalek Suprême nous a ordonné de les poursuivre à travers toute l'éternité.
Şu Çamur Yaratıkları'nın Daleklerle nasıl eğlendiğini merak ediyorum.
Hé, je me demande comment ces Bêtes à Bourbier trouvent ce Dalek, hein?
Belki de biraz Dalek ezmesi Çamur Yaratıkları'na oldukça lezzetli gelebilir.
Pâté de Dalek à la Bête à Bourbier serait assez savoureux!
Burası Dalek'lerle savaşmak için uygun bir yer olabilir.
Ça pourrait bien être l'endroit idéal pour combattre ces Daleks.
Dalek var mı?
Des Daleks?
Pekala Doktor, bununla beraber ve şununla artık Dalek'ler için hazırız, hadi.
Donc, Docteur, avec ceci et ça, nous sommes prêts à accueillir les Daleks. Allez.
Ama Doktor,... Dalek'ler ışık yolunu bulacak ve burada kapana kısılacağız.
Mais Docteur, les... les Daleks vont trouver ce chemin lumineux et nous serons piégés ici.
Dalek zaman makinesinin içine saklanmış olmalı.
Elle a dû s'introduire clandestinement dans la machine temporelle des Daleks.
Dalek'ler tasarladı - tıpkı senin gibi.
Les Daleks l'ont fabriqué, exactement comme vous!
Evet. Dalek'lerin yaptığı bir robot.
Un robot fabriqué par les Daleks.
Dalek'ler - bize doğru geliyorlar!
Ils viennent droit sur nous! Là-bas!
Dalek'ler robotlarının öldüğünü biliyordur kontrol etmişlerdir.
- Ils le contrôlaient! - Pourquoi?
- Dalekler için, benim için değil!
- C'est pour le Dalek, pas pour moi! - Tiens.
Bilmiyorum. Bence Tardis'i Daleklerden uzak tutmaya çalışacaklar.
Tenter d'éloigner le Dalek du TARDIS, je pense.
Dalek'i bu tuzağa çekeceğiz ve biraz şansla aşağıya düşecek.
- Nous allons attirer le Dalek... - Hum? ... vers ce piège, et avec un peu chance, il va tomber ici.
Dalek!
Oo-ooh! Dalek!
Yüce Dalek tüm sonsuzluk boyunca takip edilmelerini emir verdi.
Le Dalek Suprême nous a ordonné de les poursuivre à travers toute l'éternité.
Faydasız, caddeler Dalek kaynıyor.
Les rues grouillent de Daleks.
TARDIS bizi kazara Dalek gezegeni Skaro'ya götürmüştü ama belki de o daha ileri bir zamandı.
On s'était retrouvés sur Skaro, leur planète. C'était peut-être le futur...
Dalek uzay gemisine düzenlenen bir saldırı bozguna uğratıldı.
L'offensive contre le vaisseau des Daleks a échoué.
- Dostum bu maden Dalek etkinliğinin merkezi.
C'est le centre névralgique de l'activité des Daleks.
Bu gece başaramayız. Ortalık Dalek kaynıyor.
C'est plein de Daleks, on n'y arrivera pas.
Dalek Kumanda Odası tam üstümüzde şu an.
On est sous leur centre de contrôle.
- Bu Dalek!
- C'est un Dalek.
Handles, sana dedim ki, "Beni bir gemiye gönder." "Beni bir Dalek gemisine gönder," demedim. Kırık bir Dalek parçası tutarken beni bir Dalek gemisine göndermesene!
Pour arrêter le flux d'énergie, j'ai détourné le reste dans un réceptacle biologique, c'est-à-dire, ma main, cette main-là, ma main de secours!
Sen bir Dalek olsan ve bu odada kilitli kalsan, nasıl dışarı çıkardın?
- Grand-père, nous y sommes! - Oui, oui, oui. Nous avons atteint le sommet!
- Demek Dalek böyle bir şey.
Alors c'est à ça que ressemble un Dalek.
Dalek istilasında yok edilmişti.
Il a été détruit dans l'invasion des Daleks.
Neredeyse 20 metre ötede ama bir Dalek koruyor onu.
Il n'est qu'à vingt mètres d'ici mais il est gardé par un Dalek.
- Hayır Dalek, lütfen!
Non, Dalek, pitié.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]