English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Danimarka

Danimarka tradutor Francês

985 parallel translation
Bendeniz Danimarka'nın yerlisiyim.
Je viens du Danemark.
Sonra babam dedi ki, "Demek bunca zamandır Danimarka'da bu varmış, öyle mi?"
Et il a dit : "Ça date du Danemark!"
- Danimarka kayıtlı.
- Immatriculation danoise.
Sara'nın mektupları İsviçre, Çekoslovakya, Danimarka, Fransa'nın... Çeşitli yerlerinden gelirdi....
Les lettres de sara viennent de nombreux pays, de la suisse, de tchécoslovaquie, du danemark, de la france.
David onların Çekoslovakya, Danimarka, Polonya, Fransa ve İsviçre'de bulunduklarını söyledi.
Ils ont été en tchécoslovaquie, danemark, pologne, france, suisse.
Evet, gelin öyle yapalım. Çürümüş bir şeyler var Danimarka krallığında.
Il y a quelque chose de pourri au Danemark.
Danimarka kralından haklı bir talepte bulunacak olup da sessiz kalmak olmaz. Nedir istediğin Laertes? Rica minnete gerek yok, isteğini olmuş bil şimdiden.
Que souhaites-tu de moi?
Taç giyme töreninize katılmak için, koşa koşa geldim Danimarka'ya.
J'en revins pour votre couronnement.
Biraz da sevgiyle bak Danimarka'ya.
Regarde le roi en ami.
Bunu kutlamak için Danimarka'da bugün, her içilen kadehle toplar atılsın ve kralın keyfi, heybetli sesiyle duyulsun gökler gümbürdeyerek.
Donc, à chaque fois que je boirai, qu'une salve éveille de joyeux échos, que la voix des canons... porte aux cieux le toast royal.
Bütün Danimarka'yı düpedüz aldattılar, ölümüme böyle bir sebep uydurarak.
Ce mensonge a trompé tous les Danois.
İzin verme Danimarka tahtının, lanetli bir haram döşeği olmasına.
N'abandonne pas à l'inceste le lit royal!
Bir iblis varmış, bir tek iblis bütün Danimarka'da, alçak namussuzun biri.
Il n'est pas en Danemark un gredin... qui ne soit un coquin fieffé.
Nerede Danimarka'nın güzeller güzeli kraliçesi?
Où est la belle Reine du Danemark?
Efendimiz hoş geldiler yeniden Danimarka topraklarına.
Monseigneur, nous saluons votre retour.
Arka arkaya dört Danimarka kralının tacından kalmış incilerden daha kıymetlisini.
Il jettera dans la coupe une perle... plus précieuse que celles des quatre rois danois.
Kuzeyde Danimarka'dan, güneyde lafu Five'a kadar... ... birlikler yola çıkarıyorlar.
L'ennemi mobilise ses chasseurs jusqu'au Danemark... et au sud jusqu'à lafu Five.
Danimarka'dan İspanya'ya saf çelik ve... betondan oluşan düşmanın kıramayacağı bir tahkimat yapma planımız var.
On a des plans de fortifications impénétrables, en acier et béton, du Danemark à l'Espagne.
Bu hareketiniz beni Norveç, Danimarka, Hollanda ve İngilizlerden koruduğunuz diğer şeylerle aynı kefeye koyuyor.
Ca me met à niveau avec la Norvège, le Danemark et la Hollande, et d'autres que vous protégez des Britanniques.
Birazdan Danimarka'nın en güzel kızını öpeceğim!
Je vais embrasser la plus belle fille du Danemark!
Max, ne oldu, bugün Danimarka tatlısı yok mu?
Max, que se passe-t-il? Pas de gâteau danois aujourd'hui?
Danimarka'da resmi tatil varmış.
C'est une fête, au Danemark. Qu'est-ce que je peux y faire?
Ben ne bileyim? Yıllardır bana Danimarka tatlısı getirirsin.
Durant toutes ces années, tu m'as amené du gâteau danois.
Doğru değil. Danimarka'ya gidebiliriz.
Mais si... allons au Danemark.
Gece gece? Kendi hayatını tehlikeye atarak? Danimarka turumuz cehenneme dönüştükten sonra?
La nuit, en risquant sa vie, après que notre tournée danoise ait viré au fiasco?
Bay Vogler yakın bir zamanda Danimarka'yı turlarken başka bir ad kullanıyordu.
Récemment, M. Vogler, sous un autre nom, a fait une tournée au Danemark.
Danimarka ve Norveç'e ne oldu peki? Çok hızlı bir şekilde istila edildi.
Ils n'ont pas traîné à envahir la Norvège et le Danemark.
Karen 6 yaşındayken, onu Almanya'dan Danimarka'ya kaçırdı.
Quand Karen avait six ans, il l'a fait passer d'Allemagne au Danemark.
Naziler Danimarka'ya girdiklerinde tüm Yahudilerin kollarına sarı bant takmaları emredildi ve üzerinde Davut'un Yıldızı olacaktı. Ve...
Quand les nazis ont envahi le Danemark, ils ont ordonné à tous les Juifs de porter un brassard jaune avec l'étoile de David.
Ertesi sabah, Danimarka'daki bütün Yahudiler bu bandı takmak zorundaydı. Kral Christian sabah ata binmek için Amalienborg Sarayı'ndan çıktığında ne oldu tahmin et?
Le matin suivant, tous les Juifs du Danemark devaient porter ce brassard, et le roi Christian est sorti du palais pour sa promenade à cheval matinale.
Prusya ile birleşip, onların ordusuyla, Danimarka'ya saldırabiliriz.
Allies a la Prusse, nous pourrons, avec son armée, attaquer le Danemark.
Danimarka mı?
Le Danemark?
Ama sizin ağustosta Kronstadt'da bulunmanız gerekiyor. Danimarka için ayrılan filoyu selamlayacaksınız.
Mais on attend votre auguste présence a Kronstadt pour saluer la flotte qui part pour le Danemark.
Danimarka tereyağı Von Luger'den.
Beurre danois, Von Luger.
Anne, düşünüyordum da bütçemiz el vermiş olsa, Danimarka akımı mobilyalar ne hoş olurdu.
Maman, je pensais que... si on pouvait se le permettre... le Danois moderne serait l'idéal.
Belçika, Hollanda, Danimarka ve Norveç de öyleydi.
Comme l'étaient la Belgique, la Hollande, le Danemark et la Norvège.
Danimarka Boğazı'nda bulunuyoruz, tam şuralarda.
Nous sommes dans le détroit du Danemark...
Danimarka Boğazı'nda Rus denizaltıları faaliyette, değil mi?
Il y a des sous-marins russes dans ce détroit?
Bir, Leamas kendi pasaportuyla Danimarka sınırını geçiyor.
Un. Leamas est entré au Danemark avec son propre passeport.
Danimarka'daki gruplar... onlardan bir haber var mı?
Les renforts sont arrivés du Danemark?
Hiç de değil, sadece çok yakında Danimarka'ya gideceğim, bir kitabı bitirmek için.
Pas du tout, mais je dois partir pour le danemark pour y terminer un livre.
Neden Danimarka'daki en iyi otellerden birine Fransızca "İngiltere Oteli" adı verildiğini hep merak etmişimdir.
Je me suis souvent étonné que l'un des meilleurs hôtels du Danemark porte un nom français!
İlk olarak Hotel Danimarka'da tutuklandı, Rue Jacob, 13 Şubat, 1959.
Arrêté la première fois à l'hôtel Danemark, rue Jacob, le 13 février 1959.
1 milyar dolarlık Amerikan altını Londra'ya giderken... Danimarka'da bir trenden çalındı.
On a volé un milliard de dollars au Danemark dans un train en route pour Londres.
Matt, tek şansımız var. Danimarka Turizm Bürosu, seni Contini'nin şatosuna sokmak için çalışıyor.
Nous avons un espoir... que le Tourisme Danois vous fasse entrer chez Contini.
Danimarka Turizm Bürosundan haber var mı?
Pas de rapport du Tourisme Danois?
Matt'in altını bulmak için Danimarka'ya doğru yola çıktığını... 3. Bölgedeki ağa bildir.
Alertez la zone 3 que Matt est en route pour récupérer le milliard.
Danimarka, İsviçre ve Romanya.
danois, suisse et roumain.
1940 NİSANIN İLK HAFTASI, 3AYDAN DAHA AZ BİR ZAMANDA DANİMARKA NORVEÇ BELÇİKA HOLLANDA ve FRANSA'NIN ALMAN İŞGALCİLERİN ELİNE DÜŞECEĞİNE DÜNYADA PEK AZ İNSAN İNANIYORDU.
la premiêre semaine d'avril 1 940, peu d'hommes, dans le monde, auraient pu croire qu'en moins de trois mois, le danemark, la norvège, la belgique, la hollande et la france tomberaient aux mains de l'envahisseur allemand.
Biz ne isek, sen de öyle ol Danimarka'da.
Soyez ici un autre moi-même.
Hepimizin başında Danimarka kralı var.
Mais quelle raison?
danım 101

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]