David tradutor Francês
19,173 parallel translation
David, konuşmalıyız.
Il faut qu'on parle.
David, mermilerin ambalajını niye değiştirdiğini biliyorum.
Je sais pourquoi vous voulez réemballer les munitions.
Şaka mı bu, David?
Tu te fous de ma gueule, David?
Sana yardım edeyim, David.
Laisse-moi vous aider.
- David! - Yeniden ambalajlama mı?
- Le réemballage?
- David Packouz'la görüşebilir miyim?
Je peux parler à David Packouz?
Sen en yakın dostumsun, David.
T'es mon meilleur ami.
Jenner'lar ailecek geliyor, Tyga geliyor Suki, Cara, David...
Alors, on a toute la famille Jenner et Tyga, Suki, Cara, David,
Benim adım David Ghantt.
Je m'appelle David Ghantt.
- David!
- Oh! David!
- Aman tanrım! Dur bakayım!
Oh, mon Dieu, David, laisse-moi voir!
Gelecekte değilsek, arayan Bayan David Ghantt olmalı. Hayır, hayır.
Tiens, tiens, si c'est pas la future madame David Ghantt qui appelle son chéri.
- David, ne gerek vardı?
- Merci beaucoup.
Pek aç değilim. Şimdi olmaz.
J'ai pas tellement faim, David.
David Ghantt'le böyle konuşamazsın.
On s'adresse pas comme ça à David Ghantt.
Onunla çıkmıyorum ama kendisi dostum, David.
Je flirtais pas avec lui, mais... Mon ami, David.
Merak ettiğim şey : Bu David denen adama, oturup konuşabilecek kadar güvenebilir miyiz?
Ce que je veux savoir, c'est : est-ce qu'on peut discuter avec David sans courir de risques?
David, seni neden çağırdığımı açıklamak istiyorum.
David, j'aimerais t'expliquer la raison de ce rendez-vous.
Hayır, bakma sakın. Bakma.
Non, non, David, ne regarde pas.
Her şeyi duyarım David.
J'entends tout, David.
David, seni buraya gelirken gördüm.
David, je t'ai vu entrer dans le resto.
Hayır, David, dinle sadece.
Non. Chut. David, écoute ce qu'il a à dire.
- David?
- David?
David, orada mısın?
David, es-tu là?
Alo, David?
Allô, David?
Hoşça kal, David.
Bye, David.
Sanki ikimizle evleniyormuşsun gibi David. Ben ve annemle.
C'est comme si tu nous épousais toutes les deux, moi et maman.
David, balayı için ne yapacağına karar verdin mi?
David, dis-moi, as-tu réfléchi un peu à ce que vous alliez faire pour votre lune de miel?
Hadi David, yapabilirsin.
C'est bon, David, tu vas y arriver.
David, orada mısın?
David, tu m'entends?
David, bu Ty, bu Ty.
David, c'est Ty.
David, sakin ol.
David, reste calme.
Bu David Ghantt hakkında ne biliyoruz?
Qu'est-ce qu'on sait sur David Ghantt?
Loomis güvenlik görevlisi David Scott Ghantt.
L'agent de Loomis, David Scott Ghantt, de Kings Mountain.
David'i hiç sevmemişimdir.
J'ai jamais aimé David.
- Hoşça kal, David. - Peki.
- À plus tard, David.
David Ghantt'ı takımdan çıkarma vakti geldi.
Je retranche David Ghantt de notre équipe.
- David Ghantt benim arkadaşım.
- David Ghantt est mon ami!
Ben de bu süreçte David'i tanıdım.
J'ai appris à connaître David depuis le début de cette aventure.
David'in kaseti içerde bırakması.
David qui laisse une des caméras tourner.
David boğuluyor ve biz dikkatli olmazsak bizi de kendisine çekecek.
Mais David est en train de couler, et si on fait pas attention, il va nous tirer au fond avec lui.
David daha sonra ikimize şöyle dediğinde şaşırmayacağım :
Je serais pas surpris que David, il finisse par nous dire :
David, iyisin.
David, tu vas bien!
Hoşça kal David.
- Bye, David.
David?
David?
David, bak, üzgünüm.
David, je suis désolée.
David, sen mükemmel birisin.
David, tu es une personne merveilleuse.
David... Hep benim yanımda olacağını söylemiştin.
- Tu m'as toujours dit de me tenir debout, alors je vais te dire le fond de ma pensée.
Bayan Campbell, David Ghantt'ı ne zamandan beri tanıyorsunuz?
Madame Campbell, et depuis quand connaissez-vous David Ghantt?
- Merhaba David.
Bonjour David.
David, bu iş çok ciddi gibi.
Ça a l'air sérieux.