Decor tradutor Francês
993 parallel translation
Set, kostümler ve ayarlayabileceğin bütün oyuncular.
Tout le spectacle! Decor, costumes, vedettes!
Kırmızı spot ışıklarının yüzüme vurduğu arka fonda kır resimleri yer alan sahneye çıkıp şu şarkıyı söylüyorum :
Je paraissais en scène... Dans un décor champêtre. avec un projecteur rouge... braqué sur mon visage pâle.
Ve şimdi de bu kaza...
Et tu me balances dans le décor!
Dekor çok garipti.
Il y avait un drôle de décor.
Fakat müziği bundan çok daha geniş bir alanı içerir. Bu yüzden Walt Disney Pastoral senfoniye mitolojik bir ortam verdi.
Mais le champ de sa musique s'étend bien au-delà, et Walt Disney a situé La Pastorale dans un décor mythologique.
Sahne, tanrıların mekanı Olimpos dağıdır,.
C'est le décor du mont Olympe, le foyer des dieux.
Dün gece Fabrini kardeşler kaza yapmış, kamyon gitmiş.
Les Fabrini se sont envoyés dans le décor.
Ortalıkta başka bir şey yok mu?
Il n'y a plus d'autres objets dans le décor? Ne vous levez pas!
Perdenin diğer tarafındakiler.
L'envers du décor.
Bu gece burası kesinlikle dünyanın en soğuk yeri. Soğuk ve gizemli!
"Le décor glacial est irréel."
Olay Mimozalar gibi bir pansiyonda geçiyor.
Comme décor, notre pension de famille.
Bu saf yapının tam zıttı olan Ambersonların ihtişamı, bir cenazedeki bando kadar dikkat çekiyordu. İşte orası!
Sur ce fond de décor, la splendeur des Amberson détonnait comme une fanfare à un enterrement.
Bir gösteri ayarladılar. Sahnedeki donanımlardan biri kırılıp Siletsky'nin vücudunu parçalamış.
Un élément du décor a été brisé, et il en est tombé le corps du professeur.
Bazen kalbim gürültüyle çarpmaya başladığında onu duyan tek kişi olmaktan büyük zevk alırım.
Un petit décor vert tendre, un jardin, un jet d'eau. - C'est intéressant.
Mobilyaları değiştirdi, orkestrayı değiştirdi.
Elle a changé le décor, l'orchestre.
Şimdi de Waldorf'tayız. Şu büyük minderlere ve altın kaplama mobilyalara bak.
Confortable mais au décor froid.
- Aramızdaki ilişki, tıpkı garip bir yeni bir başlangıç için, ikimiz adına eğlenceli olabileceğini düşündüm.
- Nos rapports ont été si étranges... j'ai pensé qu'il serait amusant d'essayer un nouveau décor.
Sakar filler dekorumu mahvettiler.
Ils ont massacré mon décor.
Kostümler ve dekor, Ratov'un bu zamana kadar yaptıkları içinde en güzelleri.
Les costumes et le décor sont les plus beaux que Ratov ait faits.
Görüntü Yönetmeni TAKEO ITO
Photographie ITO Takeo Décor MATSUYAMA So
Ortam oldukça romantikti herhalde.
Le décor devait être romantique à souhait.
Sahne romantik değildi.. .. ama Lloyd öyleydi.
Le décor n'était pas romantique, mais Lloyd l'était.
Sessiz filmler kraliçesine uygun.
Le décor approprié pour une reine du cinéma muet.
Annen orada oturuyordu. Ben çalıyordum ve ona bakıyordum. Tüm bunlar gerçek mi, yoksa hayal mi görüyorum diye düşünüyordum.
Elle était assise là-bas... et je jouais... en regardant son visage... et je me demandais si tout cela était réel ou pas... si ce décor, ce piano à queue, ce parquet existaient vraiment.
Bu yaptığım oyunların en meşrusu.
Le monde entier est une scène dont la rue est le plus beau décor.
Sanırım uygun ortam olmaksızın yapamayacağım.
Je ne peux pas parler sans décor.
Burası uygun bir ortam.
Voilà le décor qui vous convient.
Şimdi istediğin uygun ortamı elde ettin. ne söyleyeceksen şimdi söyleyebilir misin?
Puisque vous avez le décor, pouvez-vous parler?
Bütün bu dekorları tiyatroya sokamazsınız.
Ce décor ne rentrera pas.
Bu şova biraz daha dekor sokarsan Yellowstone Ulusal Parkı'na döner burası.
Le décor est plus grandiose qu'au Parc Yellowstone!
Bu yeni grup için bir zemin yapıyorlar.
- Où ils font les fleurs artificielles. Je leur ai commandé un décor.
Asil bir leydinin, onlara bu kadar müşfik davranması benim için büyük bir onur. Onları böylesine büyük bir malikanede görmek, bu kadar güzel bir leydinin zarafetle onlara dokunduğunu bilmek, bir rüyanın gerçekleşmesi gibi.
Je suis honoré qu'elles soient si appréciées... dans un pareil décor... et caressées par d'aussi belles mains!
İnsanların ve eşyaların değeri bulundukları ortama göre değişirmiş.
Jamais je n'aurais cru que le décor avait tant d'influence!
Conners samanlara giriyor.
Conners est dans le décor.
Çünkü bir an kendimi Maria'nın cenazesindeki, sahneleme, çevre düzeni, hatta ışıklandırmanın tam istediğim gibi olduğunu düşünürken yakaladım.
Je me disais que la mise en scène, le décor et l'éclairage des funérailles de Maria étaient tels qu'elle l'aurait voulu.
Biraz dinlenip mekan değiştirmek iyi gelebilir.
Tu as besoin de repos, d'un changement de décor.
Ben dekorun bir parçasıyım.
Je passe inaperçu. Je fais partie du décor.
Herkesi gördüğümden emin olmak için gruba dikkatlice bakıyordum.
- Moi, je regardais le groupe, mais le décor...
Bilinç altında onun uyum sağlayamayacağını mı düşünüyordun?
Tu te doutais qu'il ne pourrait pas se fondre dans le décor?
Dekoru tamamlayan harika bir tablo.
Un tableau embellit un décor. Fais voir.
Hey, şanslı bir adamsın, böyle bir düzen... seninle böyle ilgilenen bir kimono.
Tu es un petit veinard. Un pareil décor et un pareil "kimono" pour te soigner.
Yapım Tasarımı YOSHIRO MURAKI
Décor MURAKI Yoshiro
Az kalsın arabamı mahvedecektin.
Vous avez failli m'envoyer dans le décor.
Sahne değişimi! Kostüm değişimi!
Changement de décor, changement de costume.
Yaşanan bunca sıkıntı ve tasanın ardından mekân değişikliğinin onlara iyi geleceğini düşündüm. "
J'ai pensé qu'un changement de décor nous ferait du bien... après tant d'ennuis et de moments douloureux.
Onun için arka planda kalmak çok zor olurdu.
Ce serait si dur de disparaître dans le décor.
Sustalı bıçaklar mahalleden gelir.
Les couteaux faisaient partie du décor.
Kamera : KAZUO YAMASAKI Sanat Yönetmeni :
Ichio YAMAZAKI Décor :
Farklı bir arka plan olursa Marion daha iyi görünebilir.
Plaçons Marion dans un autre décor.
Dekor için.
le décor.
Süs müsün sen?
Tu fais Ie décor?