English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Demiyor

Demiyor tradutor Francês

1,102 parallel translation
Kimse Auster sarhoş gibi göründü ya da davrandı demiyor
Personne n'a dit qu'Auster avait l'air ivre.
Burada öyle demiyor ama.
Ce n'est pas ce qui est dit ici.
Bu hun gao değil. Burada hun gao demiyor.
- C'est pas ha gao.
Orada hun gao demiyor!
C'est pas ha gao.
Birader, şu koskocaman burnunla tütün içince komşu yangın var demiyor mu?
Truculent : Lorsque vous pétunez la vapeur du tabac vous sort-elle du nez sans qu'un voisin ne crie au feu de la cheminée?
Tüm bunlardan sonra,... Zaten o aptal eski teori demiyor ki,... Ekranlardaki şiddet, sokaktaki şiddeti körükler.
Au fond, elle existe cette stupide théorie d'après laquelle les scènes de violence provoquent la violence.
Kimse sana, istediğini yapamazsın demiyor.
On t'empêche pas de faire ce que tu veux.
- Hayır, öyle demiyor.
- Il ne dit pas ça.
Hiçbir şey demiyor.
II ne dit rien.
Bu kadar zırvalayacağına neden öyle demiyor?
Pourquoi il va chercher ces conneries de manteau de bure?
Annem hiçbir şey demiyor. En sevdiği çocuğu o.
Ma mère ne dit rien, c'est son préféré.
Sikin öyle demiyor ama.
Ta bite dit le contraire!
Horn öyle demiyor.
Ce n'est pas ce que dit Horn.
Herkes böyle demiyor mu?
C'est pas ce qu'on dit de moi?
Hayır. Elijah Muhammed, bazı beyaz adamlar şeytandır demiyor.
Il ne dit pas "certains blancs sont des démons".
Yanılıyorsam düzelt, korsanlar ne diyorsa... onu yapmak gerekir demiyor muydun sen?
Ce n'est pas vous qui disiez d'obéir à la lettre aux terroristes?
Bana kahvaltı yapma demiyor muydun?
Tu veux dire qu'à Oxford, on ne prend pas de petit-déj'?
Üzgünüm kart öyle demiyor.
C'est une coquille. Désolé, il est écrit Maupes.
"Onu buraya sokamazsınız", demiyor.
Vous n'avez pas le droit. "
- Keşke "ölseler" demiyor muyuz?
- Si! On ne préférerait pas les voir morts?
- Kuşlar onlardan türedi demiyor.
- Pas qu'ils sont devenus des oiseaux.
Morgda Pugh'un kafasindaki üçüncü göz öyle demiyor.
Le troisième œil sur le cadavre de Pugh n'indique pas ça.
Hiçbir yasa yeni elbise giyecek demiyor.
Rien ne dit qu'il lui faut une robe neuve.
- Evet, çocuklar onun için... boşuna şeytan demiyor.
Les gosses l'appellent "le diable".
Hayır, öyle demiyor. Bakın bayan, o şey sizden iki metre bile uzakta değil.
Ecoutez, madame, ce n'est meme pas a 2 m de vous.
Sana hala sevgilim demiyor.
Il ne te considère pas comme sa petite amie.
Pantalon alırken iki satıcı beni havaya kaldırıp, "Kasıkları nasıl?" demiyor.
Quand j'achète un pantalon, on ne me soulève pas en disant : "Ça va, l'entrejambe?"
Kimse bu istasyonda din eğitimi olamaz demiyor, Binbaşı, fakat Bayan O'Brien'ın sınıfta öğrettiklerine ilave olarak ayrı ders verilemez mi?
Nul n'a dit que l'enseignement religieux n'était pas autorisé, mais ne pourrait-il pas venir en supplément des cours de Mme O'Brien?
Sen demiyor musun?
On a osé dire ça?
- Kimler demiyor?
- Selon qui?
Sana demiyor muyum ben seni bir sürü çöpün arasından seçtim diye.
J'ai épousé le haut du panier.
Windsor Hanedanı olmak zorunda demiyor!
Pas forcément sur les Winsors!
Kanunlar öyle demiyor mu?
C'est comme ça qu'ils disent?
- Ailen bir şey demiyor mu?
Et c'est le seul moyen.
Makine öyle demiyor.
Ce n'est pas ce que me dit la machine.
Senaryoda adam beyaz olacak demiyor ki.
Et alors? Où t'as vu qu'il doit être blanc?
Doktor, "Gözlük takmanız gerekiyor" demiyor mu?
On dit bien : "Vous devez en porter."
Göz doktoru hiçbir zaman "Gözlük ister misiniz?" demiyor.
L'ophtalmo ne dit pas : "Vous avez envie de lunettes?"
Artık kimse böyle demiyor.
On l'appelle plus comme ça.
Öyle bir şey demiyor!
Ça ne dit pas ça!
Artık kimse bana Coop demiyor seni hasta pislik.
Personne m'appelle plus Coop, t'es fêlé.
- Alvin öyle demiyor ama.
- Pas d'après Alvin.
Demek istiyorum ki, insanlar sana doktor demiyor mu?
Les gens t'appellent docteur?
- Kimse İtalya demiyor.
- Jamais personne ne dit l'Italie.
- Gazeteler öyle demiyor ama.
- Bien sûr!
Ama öyle de demiyor.
Mais ce n'est pas ça.
İrlanda'lı demiyor. - Orada, orada.
C'est écrit.
Sen öyle düşünebilirsin, ama Phillip öyle demiyor.
Lynne.
- Ne diyor? - bir şey demiyor Tracy.
Qu'est-ce qu'il dit?
- Artık birbirimize "sen" demiyor muyuz?
On ne se tutoie plus?
O öyle demiyor.
Ce n'est pas ce qu'elle dit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]