Demo tradutor Francês
602 parallel translation
Yeteneklerimi ve samimiyetimi ispat etme adına sizin için küçük bir demo patlama ayarladım. Ki şu anda sizinle konuşuyorken gerçekleşiyor olmalı.
Pour que vous puissiez juger de mes qualifications et sincérité, j'ai prévu une petite démonstration qui devrait se produire au moment même où je vous parle.
Yok Edici Gücün bombası sözde demo bombası 20 dakika önce güvertede patlamış.
La bombe de Juggernaut, sa soi-disant bombe de démonstration a explosé à bord il y a 20 minutes.
- Demo hazırlıyorum.
- Hum, je fais une démo.
Merak ediyordum da geçenlerde kayıt stüdyosunda demo albümü hazırlıyordum...
Je me demandais... je suis en train de faire une maquette dans un studio d'enregistrement
demo, reklam gibi biraz para kazanmış olursun.
des démos, des pubs, pour te faire un peu d'argent,
Demo işinden. Bu kadar aşağı düşmeyecek kadar iyisin sen.
La démo, Tu mérites mieux que ça,
Dinleyebileceğimiz bir demo kasetiniz var mı?
- Vous auriez une cassette pour nous?
Hi, ben Demo's eczanesinden Laura.
C'est Laura de la Pharmacie Demo.
Bir demo hazırlayalım.
Prévoyons une démonstration.
Bir demo çıkartabiliriz.
On pourrait faire un disque.
Şu anda müzik demo hazırlıyor.
Elle fait son premier disque.
Springsteen'e bayağı ağır konuştum. "Demo yapmayacağım" dedim.
On ne devrait pas fêter ça devant Fran et Mark.
Bu grupta çalıyorum ve inanılmaz bir demomuz var.
Je suis dans un groupe et on a une super démo.
- Biz yalnızca sizinle demo kasedimizle ilgili konuşmaya gelmiştik.
- On est venu vous parler de notre démo.
Sizler sözleşmesiz bir grupsunuz..... ve radyo istasyonuna zorla girip demonuzu canlı yayında çaldırmak mı istiyorsunuz?
Vous êtes un groupe sans contrat, et vous êtes entrés par effraction dans les studios pour qu'on passe votre démo?
- Size söylüyorum, bu demo sağlam.
- Croyez-moi, c'est pas évident.
- Adamım demo mahvoldu ya.
- La démo est foutue.
Demonun öteki kopyasını getirmek.
Récupérer l'autre copie de la démo.
Demo kasedi.
Une cassette de démo.
Kayla, beni dinliyorsan.. Gerçekten o demo kasedine ihtiyacım var.
Kayla, si t'écoutes, il me faut cette cassette de démo à tout prix.
- Daha demoyu bile dinlemedi.
- Il a même pas entendu la démo.
- Yani siz ikiniz demoyu dinlemediniz mi?
- Alors vous avez pas entendu la démo?
Demo kasetim!
Oh, ma cassette démo.
Demo hazır.
- Explosifs en place.
- Dirk Diggler'ın demosu. - Vokalleri yüksek tutun.
Dirk Diggler, démo.
Demo kasetleri kayıt şirketine götürüp parasını alamadan, sana demo kasetlerin parasını veremeyiz.
On n'a pas de quoi payer ces démos tant que la maison de disques ne les a pas écoutées et payées.
Silahların yok etme kapasiteleri hakkında demo gösterisi yaparak bizi etkilemek istiyordu.
Il a essayé de nous impressionner en vantant leur capacité destructrice.
- Benim grubumun demo kaseti.
- C'est une cassette de mon groupe.
Demo çıkarmıştım.
Des maquettes.
Eski bir demo.
Une vieille maquette.
Massive'in dediği gibi bir demo CD yaparım. Sonra da, evet.
Je vais faire un CD démo, comme Massive l'a conseillé.
- Bu demo.Ben de şarkı yazarıyım
- C'est une démo. Je suis compositrice.
Göstermek gibisi yoktur.
Rien ne vaut une démo.
Ondan sonra da elimdeki örnekleri ona gösterdim.
Je lui ai fait le coup de l'exemplaire de démo à 40 dollars.
- Komutanım patlayıcılar yerleştirildi.
- Les charges de démo sont en place.
Üreticisinden ödünç aldım.
C'est un système de sécurité. J'ai pris cette démo chez le fabricant.
Tam bir gösteri için hazırlıklıyım.
J'ai préparé une démo complète.
Haydi beyler Bubby'e şöyle güzel bir karşılama yapalım.
Une petite démo? Un peu de rock n roll?
- Tam kasedi veriyordum ki... güvenlikçi gelip herşeyi bok etti.
- Il a aimé la démo? - J'allais lui donner, quand un garde s'est pointé et a tout foutu en l'air.
Milo'ya neden kasedinizi çalmam gerektiğini açıkla bakalım.
Explique à Milo pourquoi on devrait jouer ta démo.
Bütün yaşam gücüm bu kasedin içinde ve başka ne diyeceğimi bilemiyorum.
J'ai mis toutes mes forces vitales dans cette démo et je sais pas quoi ajouter.
Pekala. Sen gayet iyiydin ama bu sikik içeri girdi ve herşeyi bok etti.
Vous auriez passé la démo, mais il a fallu que ce gland débarque et se la joue tyran.
- Ya ne yapsaydım? Kasedi çalmayacaktı.
- Ils auraient pas passé la démo.
15 dakika önce çıktılar. Don Cherry Koridor'da bir gösteri yapıyor.
Don Cherry fait une démo du Corridor pour Conley.
Başarılı olarak işi bırakmak için en iyi Donna Karan elbisesi içinde New York'a geldi sarı saçları tamamen Fransız kıvırcığı yapılmış ve suni deriden evrak çantasında kayıt cihazıyla birlikte yetkili müdürden alınmış bir referans mektubu vardı.
Elle est venue à New York dans sa plus belle robe de chez Donna Karan, blonde, coiffée à la française, avec une cassette de démo dans son sac en simili-cuir, et une lettre d'introduction du directeur de sa chaîne,
Pekala Süperpolis, buradan defolsan iyi olur yoksa bu boku her yerine uygulayacağım.
Allez Super-poulet... Vire ton croupion, ou je te fais une démo très grave.
Hey, para babaları, kanıtlama istemediniz mi?
Vous voulez une démo?
Her yıl, okul açılışı gününde, bir gösteri yaparım.
A chaque début d " année scolaire je fais une petite démo...
Bu şekilde gözünü boyarım.
Je lui fais une démo.
Richard, bu sadece bir uygulamaydı.
C'était une démo.
Uygulama.
Démo.