English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Deniz

Deniz tradutor Francês

11,219 parallel translation
- Deniz kabuklarından yapılma. - Sahi mi?
Un collier de coquillages.
Birliği, 22. Deniz Seferi Birliği'nin parçasıymış. Norfolk'un dışındaki USS Edgerton'da konuşlanmış.
Son unité faisait parti de la 22ème Unité expéditionnaire des marines prêt au déploiement sur l'USS Edgerton non loin de Norfolk.
- Çünkü burası Mavi Deniz!
So So Hyungnim.
Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak. Bu çok büyük bir terfi efendim.
C'est un assez grand saut, monsieur.
Deniz ürünü krepleri.
Crêpes aux fruits de mer,
Herif Amerika ordularının deniz dışına gönderilmesi, ülke gücünü istismar etmek diye şikayet etmeye alışmış.
Ce mec avait pour habitude de râler à propos de l'envoi des troupes à l'étranger il disait que c'était un détournement du pouvoir du gouvernement.
Ama sahillerden kaç tanesi deniz fenerinin yanında?
Mais combien de plages sont près d'un phare?
Bir deniz feneri lambası bunu yapar.
Une lampe de phare pourrait faire ça.
Tamamdır, sahil yakınlarındaki derin su ufku dökümünden etkilenen deniz fenerleri.
Bien, bien, des phares près de la plage polluées par la plateforme Deep water.
Amerikan Deniz Piyadesi!
U.S marine!
Neden deniz suyu gibi kokuyor?
Pourquoi ça sent l'eau de mer?
Kitabı bitirene kadar deniz yosunları insana evrimleşiyor.
Il est passé à travers ces livres comme des algues à travers un intestin.
Bayanlar ve baylar. Benden şunu dile getirmemi istediler Bunu aşırı sel yüzünden ertelememiz gerekecek Manhattan'ın deniz seviyesi altındaki bölgelerini tahliye ettikleri için sokaklar boş bırakılacak...
Mesdames et messieurs, on m'a demandé de vous communiquer qu'en raison d'une inondation massive et rapide, les rues doivent rester vides pour permettre l'évacuation du bas quartier de Manhattan.
Ben de bize bir deniz evi ayarladım.
Alors je nous ai réservé une croisière pour rentrer.
Eski deniz istihbarat subayı elinde çok değerli gizli bilgiler bulunduruyor ve dünyanın en ongun kanunsuz imparatorluklarından birinde başkanlık ediyor.
Un ancien officier du renseignement naval, il possède une multitude d'informations confidentielles et préside un des empires extra-légal le plus prospère au monde.
Heykelin ismi "Dalgalı Deniz".
C'est appelé "Marbre avec du bois"
- Yaşlı Adam ve Deniz.
Le vieil homme et la mer.
Deniz ve hava desteğini hazır bekletiyorum.
J'ai des renforts marins et aériens comme demandé.
Açık deniz arama kurtarma ekibine ihtiyacımız var!
Besoin d'un sauvetage en haute mer!
Açık deniz kurtarma.
Sauvetage en haute mer.
LAPD'deniz.
LAPD.
Deniz sakinken herkes dümen tutar.
"Toute personne peut tenir la barre quand la mer est calme."
Deniz aygırı Wally de Güney Kutbuna gitmek istiyordu. "
Wally le morse voulait aller au Pôle Sud ".
- Deniz Kuvvetlerin olduğunu söylemiştin.
Et à moi que t'étais dans la marine.
Nesillerdir deniz tarağı çorbası yapıyorlar.
Ils faisaient de la soupe de palourde depuis des générations.
"Çentikli bir çift yengeç kıskacı olacaktım ben seyirterekten sakin deniz düzlerinde."
"Que n'ai-je été deux pinces ruineuses, trottinant par le fond des mers silencieuses."
"Saçlarına kırmızı yosunlar takmış deniz perileriyle boğulduk sonra uyanınca ansızın insan sesleriyle."
"Près des filles de mer couronnées d'algues brunes." "Mais des voix d'hommes nous réveillent et nous noient."
Deniz kabuğunun sesi.
Le son d'une conque.
Ben Deniz Binbaşı Steve McGarrett donanma desteği istiyorum.
Ici le Lieutenant Commandant Steve McGarret vous demande une aide navale.
Deniz kıyısında bir yerlerde orası.
C'est quelque part sur la côte.
- Deniz menzili boş.
- La zone maritime est dégagée.
Deniz yoluyla Ensenada'ya gidip fakirlere diş tedavisi yaparız.
On navigue vers Ensenada et on offre des soins dentaires aux pauvres.
Bu kurbanlar deniz donanmasından da değiller.
Et aucune de ces victimes n'est un marine.
Buradan dışarı uyuşturucu da taşıyor. 12. Cadde'deki bir başka klinikten de ama iki tane deniz donanma polisinin dikkatini çekmese gerek.
les mouvements de drogue aussi, de cet endroit et d'une autre clinique sur la douzième avenue, mais rien d'intéressant pour des flics de la marine.
Tecavüz edilmiş genç bir deniz subayı hakkında çıkan hikayeden önce yapacak birşeyim yoktu. Şimdi buradaki insanlara bir şey sormak istiyorum kocam yada değil, bu olaya müdahale etmek onun adına müdahale etmek demektir.
Je l'étais, mais une histoire a éclaté au sujet d'une jeune officier de la marine qui a été violé, et maintenant la seule chose que les gens veulent me demander c'est si mon mari va intervenir en son nom.
Bir Deniz Subayı tecavüze uğradı.
Un officier naval a été violé.
Gökyüzü, tepeler, deniz, insanlar...
Le ciel, les collines, la mer, les gens...
Tardis'ten iki günlük deniz yolu uzaktayız.
Nous sommes à deux jours de voile du TARDIS. Allez, Clara!
- Doğru. Burada deniz ürününden başka yemek yok mı?
Vous mangez autre chose que des fruits de mer ici?
- Bolca deniz ürünü yeriz.
Bien, on a mangé beaucoup de fruits de mer.
Imereti Krallığı'nın, Rusya ve Kara Deniz yakınlarında.
Du Royaume d'Imereti, uh, proche de la Russie et de la mer noire.
Ve bu arada, çok yakın arkadaş olmak için.. .. önümüzde uzun bir deniz yolculuğu var.
En attendant, nous avons tout un voyage en mer pour devenir de très bon amis
Ordu deniz teknolojisi kullanarak orduları felce uğratacak güce sahip.
L'armée ont des dispositifs qui peuvent l'immobiliser en utilisant la technologie sonar.
Perşembe gecesi deniz kenarında bir otele götürmeleri için buradan alınacaksın.
Ils te prendront ici jeudi soir, t'emmèneront à l'hôtel près de la côte.
O halde deniz tutması bilekliklerinden denemelisin.
Alors vous devriez essayer ces bracelets anti-nausées.
Bir deniz piyadesi için çok pejmürde.
Plutôt débraillé pour un marine.
Eski bir deniz piyadesi nişancısı.
Un ancien tireur d'élite des marines.
- Deniz piyadeleri.
Quelle branche? Marines.
İnsanlar bizi izliyor ve önümüzde deniz sanki ikiye ayrılıyor.
Les gens nous suivent, et la mer s'écarte à nos pieds.
Ben terk edilmiş bir deniz fenerini ya da harap olmuş bir ahırı tercih ederdim. Ama anılarımı süsleyebilirim.
J'aurais préféré un phare abandonné ou une grange en ruine, mais j'embellirais mes souvenirs.
Harper deniz kaplumbağasını ters çevirdi!
♪ Ma chérie et moi ferons le boolooloop bientôt. ♪ Harper a retourné une tortue sur le dose!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]