Detektif tradutor Francês
1,826 parallel translation
Teşekkürler detektif.
Bien. Merci, inspecteur.
Detektif Rush.
Inspecteur Rush.
Detektif Rush.
Inspecteur Rush. Elle est cool.
Detektif Neely Fiona RAINE'in ölümü hakkında Sorgulanmak için aranıyorsunuz.
J'aimerais vous poser quelques questions sur votre implication dans la mort de Fiona Raine.
- Teşekkür ederim detektif.
Merci, inspecteur.
Detektif Vartann, onu buldum.
Inspecteur Vartann, je l'ai.
Detektif Cavaliere iyileşecek.
L'inspecteur Cavaliere va s'en tirer.
Ben Detektif Jim Brass, Las Vegas Polisi.
Je suis l'inspecteur Jim Brass, Police de Las Vegas.
"Davaya Detektif çavuş Roy Given bakıyor, Marylebone Lane polis istasyonundan."
"L'enquête est mené par l'inspecteur Roy Given du Poste de Police de la rue Marylebone."
Sen detektif değilsin.
Tu n'es pas une détective.
Ben, Detektif Martin Soap.
Inspecteur Martin Soap.
Bu kız çabucak detektif olacak.
Elle sera inspectrice vite fait.
Ne kadar iyi biri detektif.
Quel flair, détective!
- Detektif Winn diyeceksin evlat.
Pour toi, c'est "inspesteur Winn", petit.
Detektif, şurada bir serseri bir şey gördüğünü söylüyor.
Inspecteur, un clochard dit avoir vu quelque chose.
Merhaba, detektif.
Bonjour, inspecteur.
Detektif yapılması gerektiğini düşündüysen gerekliymiş demek ki.
Inspecteur, si tu pensais que c'était nécessaire, j'imagine que c'était le cas.
İyi avlar, detektif.
Bonne chasse, détective.
- Detektif şefi. Parlak biri.
- Chef des détectives.
Çok iyi, detektif. Çok iyi.
Toute une prise, détective.
Erkek arkadaşım var, detektif.
J'ai un copain, détective.
Çok iyi iş çıkardın, detektif.
Excellent travail, détective.
Ben Detektif McNulty, cinayetten.
Je suis le détective McNulty.
Detektif olayın diğer vakalarla bağlantılı olduğunu söyledi.
Le détective dit que c'est relié aux autres.
İlaveten istediğin adam ve mesai saatlerine cevaben evsiz cinayetleri soruşturması için limitsiz mesai saati onaylanmıştır. Sadece sen ve bir detektif için.
Suivant ta demande pour plus d'hommes et d'heures, on a approuvé des heures sup illimitées pour l'enquête sur les meurtres de sans-abri pour toi et un autre détective.
Sadece iki detektif.
Deux détectives.
Polis işi, detektif, polis işi.
Du travail de policier, détective.
24 saat dinleme için iki detektif.
Trois détectives pour une écoute 24 heures.
Bir tane detektif.
Une détective.
Detektif, bir gazeteci olarak katilin muhabirimizle iletişime geçeceğine dair bir şans varsa bu bilgileri haberimize katma taraftarıyım.
Détective, en tant que journaliste, je voudrais parler de ces détails dans nos pages si c'est bien le tueur qui aurait pris contact avec notre reporter.
- Üzgünüm, detektif ama bizim haber yapabilmemizin yolu iletişimlerimizdeki güvenliği sağlamaktan geçer.
- Désolé, mais notre capacité à rapporter dépend de la confidentialité de nos conversations.
Detektif Smith.
Agent Smith, madame.
Bir noktaya ulaştım, Detektif Sydnor. Artık çalışmamız için sistemin gereksinimleri konusunda kendimi adres göstermek için ne vaktim ne de sabrım kaldı.
J'ai atteint un point, détective Sydnor, où je n'ai plus le temps ni la patience de me consacrer aux besoins du système dans lequel on travaille.
Bir veya iki detektif daha ekleyebiliriz.
On ajoutera un détective ou deux.
O zaman Detektif Worden'la konuşmuşsunuz.
Vous avez parlé au détective Worden, à l'époque.
Detektif, yemin ederim benim bir alakam yok.
Détective, j'ai rien à voir avec ça.
Götü boklu bir detektif sadece.
Un détective.
Teşekkürler, Detektif Freamon.
Merci, détective Freamon.
Detektif, kayıp olan adam, Bay Butler.
Et l'homme porté disparu, ce monsieur Butler?
Vakaya iyi çalışmış gibisin, Detektif.
Vous semblez bien au fait dans ce dossier.
Neye ihtiyacınız olursa, Detektif.
- avant... - Tout ce que vous voudrez.
Detektif McNulty'ye rapor vereceksiniz.
Présentez-vous au détective McNulty.
Elinizde hedef var, detektif. Ama ateşleyecek silah yok.
Vous avez le "coup de tête", détective, mais pas d'arme pour tirer.
Clay Davis hakkında altı yıldır araştırma yapıyorduk, detektif.
Cela fait six ans qu'on monte un dossier contre Clay Davis.
Kalkma vaktin geldi, detektif.
C'est le moment de me dire ce que vous avez.
Dışarıda bir detektif sizi bekliyor.
Un détective vous attend dehors.
Bana söylemeyi unuttuğun başka bir şey var mı, Detektif Freamon?
Autre chose à me dire, détective Freamon?
Bir detektif, dosyayı çalışıp birkaç şeyi araştırıyor ve bam... Al sana tutuklama.
Un seul détective, sur une affaire, il suit des filons et boum... il fait une arrestation.
Bir detektif sizi görmek istiyor.
Un détective veut vous voir.
Detektif, bir yorum alabilir miyim?
Je peux avoir un commentaire?
Detektif Weber, ben Hal Donley, bu operasyondaki yetkili özel ajanım.
Hal Donley, chargé de l'affaire.