Devine tradutor Francês
7,457 parallel translation
- Ama bil bakalım ne oldu?
- Mais devine quoi.
Sanırım devriyeye çıkacaklardan biri sensin.
Je devine ton plan Je conduis l'un d'eux.
Bil bakalım kimim?
Devine qui.
Bil bakalım kim geldi eski bir yara açılmış gibi?
Devine qui est pointé comme un bouton de fièvre?
Bil bakalım bugün ne yapıyoruz...
Devine ce que nous allons faire aujourd'hui... La cueillette des pommes.
Tahmin et ne kadar.
Devine combien.
Bil bakalım, bu kez kim külot giymedi?
Devine qui a aussi oublié sa petite culotte?
Hayatım boyunca, annem gibi bekar bir hamile olmak istemedim.
Toute ma vie, je ne voulais pas finir comme ma mère, une femme non marié et enceinte. Mais devine quoi.
Sanıyorum poker borcunu ödemek için gelmedin Ajan Pride.
Je devine que vous êtes pas là pour régler vos dettes de poker, Agent Pride.
Kendini herkesten akıllı sanıyorsun.
Tu te crois supérieure aux autres. Devine quoi?
Bak ne diyeceğim Bo-J, modası geçmiş biri olmak için eskiden revaçta olman gerekir.
Devine. Pour être démodé, il faut d'abord avoir été à la mode.
Evet, burada kimin olduğunu hayatta bilemezsin.
Devine qui est ici.
Bil bakalım savunma için kim ifade vermiş.
Devine qui a témoigné pour la défense.
Bunun önemli olduğunu sen söylemiştin.
Tu a dit que tout ça était important. Devine quoi?
Kimden öğrendi acaba.
Devine d'où il le tient.
Kapıda bekliyordum ve önceki uçuşun yolcuları iniyordu ve birden, tahmin et kim indi?
Donc, j'attendais à la porte pendant qu'ils débarquaient le vol précédent, et tout d'un coup, devine qui descend?
Bil bakalım kim az önce SPECint'te dokuz binden fazla puan alan bir mikro işleyici tasarladı.
Devine qui vient de concevoir un microprocesseur avec un score SPECint de 9 000?
Sanırım bunun anlamını biliyorsun.
Devine ce que ça signifie. Tu conduis.
Yatakta biraz oyunbozan olduğunu tahmin ediyorum.
Je devine que c'est une sorte de rabat-joie au lit.
Tahmin et bakalım içinden kim çıkacak?
Et devine ce qui en sort?
Bil bakalım ne diyeceğim...
Devine quoi...
Ben asla tahmin etmem.
Je ne "devine" jamais.
Tahmin et dün gece ne oldu?
Devine ce qui s'est passé hier soir.
Seksi şeyler. Tamam şimdi tahmin et.
Maintenant devine.
Öğle sonu olan konuşmaya beni yazman bir hayli zekice ama bil bakalım ne oldu?
Plutôt intelligent de m'avoir inscrit pour le discours cet après-midi. Mais devine quoi?
Aynen öyle.
devine.
Tahmin et ben hangi bölüme dahilim?
Devine dans quelle colonne je suis.
Tahmin et ne oldu Shaw.
Là, on a un problème. Devine quoi, Shaw.
Tahmin ediyorum dün akşamki iş NYPD'nin tepki süresini ölçmek için bir testti. Yani daha büyük bir planın var.
Je devine que le coup d'hier soir était un test pour vérifier le temps de réponse de la NYPD, ce qui signifie que tu as quelque chose de plus gros au programme.
Şu an ne seyrettiğimi tahmin ediyormusun? Ve neden anlaşılamaz bir şekilde... bizi hackleyerek aciz ve savunmasız... bir şekilde bırakabiliyorlar?
Devine ce que je regarde là et pourquoi je suis si naturellement contrarié que tu te sois montré jusque-là incapable de retrouver la personne qui nous a piratés?
Sanırım şimdi zam istemenin tam sırası.
Je devine que c'est pas le bon moment pour demander une augmentation.
Sanırım değilsin.
Je devine que non. Urg!
Tahmin et ne oldu.
Devine quoi.
Çünkü arkadaşın senden önce konuşursa bil bakalım kim daha fazla hapis yatacak?
Car si ton ami parle avant toi, devine qui va en prendre pour plus?
Kendini korumaya almış ve S.P.K.'ya karşı % 100 korunacağına yüzüme gülmeyi tercih etti. Dün gece geri adım atmadı sanırım. Atmadı.
Je devine qu'il n'a pas cédé hier.
- Athena? - Bildin.
T'as deviné.
- Ama tahmin etmiş olabilir.
- Mais il a sûrement deviné.
Denemeyeceğim ki! Pekâlâ. Hadi bir oyuna dönüştürelim.
Je vais te décrire... ma journée au boulot, et tu m'arrêtes quand t'as deviné.
- Söyleyebilirim ki...
Je l'avais deviné.
Benim olduğumu nereden biliyorsun?
- Non. Comment t'as deviné?
Seni Chavez olarak düşünmemiştim.
- Je n'aurais jamais deviné.
- Kim?
Devine qui a écrit ça. - Qui?
- Ne buldum tahmin edin.
Devine ce que j'ai trouvé.
Gemideki herkes aklıma gelirdi de komutan asla gelmezdi.
De tous les hommes à bord, je n'aurais jamais deviné que c'était le capitaine.
Mark Bentley burada dikiliyordu. Olayı çözmüş olsaydık, hâlâ hayatta olabilirdi.
Si on l'avait deviné plus tôt, il serait peut-être encore en vie.
Annen çoktan tahmin etti bile.
Votre mère l'a déjà deviné.
Merkezde o adam hakkında tahminde bulunduğunda bir şeyler oldu.
C'était quelque chose! Au poste : ce que vous avez deviné sur ce type.
Planını çözdüm.
J'ai deviné ton plan.
Bütün hediyelerimi bilmen bu yüzdendi.
Voilà exactement pourquoi tu as deviné tous mes cadeaux.
- Haklısınız.
- J'avais deviné.
- Evet, anladım.
J'avais deviné.