English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Dilerseniz

Dilerseniz tradutor Francês

211 parallel translation
"Dileyin benden ne dilerseniz, efendim"
"Qu'ordonnes-tu, oh maître de la lampe?"
Dilerseniz kompartımanımızda kalabilirsiniz.
Vous êtes le bienvenu dans ce compartiment.
Dilerseniz kayıtsız kalabilirsiniz efendim ama köylüler ayaklanmış durumda.
Jouez l'indifférence mais la colère gronde chez les paysans.
Dilerseniz, randevu defterime bakabilirim.
Je peux consulter la liste des rendez-vous.
Dilerseniz diğer odada kalın.
Prenez l'autre pièce.
Nasıl dilerseniz.
Si vous voulez.
Nasıl dilerseniz.
Comme vous voulez.
- Dilerseniz...
Si vous voulez...
Dilerseniz Debby'i eve götürürüm.
- je peux ramener Debby à la maison.
Yo, hayır. Dilerseniz sizi Mexico City'e kadar götürürüm.
Je passerai par mexico Si ça vous fait plaisir.
Evin geri kalanını da görsem iyi olur. Nasıl dilerseniz Bayan Muir.
Allons voir les autres pièces.
Dilerseniz beni evinizden men edebilirsiniz.
Vous me chasserez si vous le voulez.
Adamlarım ve şahsım emrinizdedir, bu yolda bizim size katılmamızı dilerseniz eğer.
Je me placerais avec joie sous votre commandement si vous nous invitez à les poursuivre ensemble.
Şimdi dilerseniz portrenize bakabilirsiniz.
Regardez-vous si vous voulez.
Dilerseniz, aynı saatte Alman Konsolosluğu'na gelmenizi tercih ederiz. Hayır. Her ne kadar çekici gelse de.
Nous préférons le Consulat à la même heure, si ça ne vous fait rien.
Dilerseniz evlerinize dönebilirsiniz.
Vous pouvez rentrer chez vous!
Dilerseniz anahtarı çocukla yollayabilirim.
- Je peux faire renvoyer la clé par le petit.
Hayır. Dilerseniz kocanızı ikimiz arayabiliriz.
Si vous le voulez bien, on va le retrouver tous les 2, votre mari.
- Eğer dilerseniz, hemen. - Bu günü tamamlaması lazım.
Tout de suite si vous voulez Faut qu'elle finisse sa journée.
Eğer dilerseniz yemin altında ifade verebilirsiniz. ya da yemin ettirilerek, çapraz sorgulanabilirsiniz.
Vous pouvez témoigner sans prêter serment, ou témoigner sous serment, auquel cas, vous serez soumis à un contre-interrogatoire.
Size evin geri kalanını göstereyim şimdi, dilerseniz.
Je vous montre le reste de la maison, si vous voulez.
Ben giderim... dilerseniz.
J'offre mes services. - Marin?
- Dilerseniz süt de var.
Préférez-vous du lait?
Ne dilerseniz dileyin sonuçlarına hazırlıklı olmalısınız.
Peu importe ce que vous souhaitez, vous devez en accepter les conséquences.
Ne dilerseniz dileyin, sonuçların tehlikesini göze almak zorundasınız.
Vous risquez des conséquences, quelque soit votre vœu.
Nasıl dilerseniz Bay Castle.
Comme vous le voudrez.
Dilerseniz, paltolarınızı çıkartabilirsiniz.
Ceux qui veulent peuvent ôter leur manteau.
Şimdi, eğer özür dilerseniz, ki bunu yapacağınızı biliyorum... Onu aslında kendisine gülmediğinize ikna edebilirim
Si vous vous excusez, comme je sais que vous allez le faire... je le convaincrai peut-être que vous ne le pensiez pas.
Yada dilerseniz Godfried.
Godfried, si vous voulez.
Dilerseniz şu an aracı durdurur ve hiçbir şey demeden gitmenize izin veririm.
Si vous le souhaitez, je peux arrêter la voiture et nous en resterons là.
Dilerseniz çığlık da atabilirsiniz.
Une chose que vous n'aimez pas. Criez, si vous en avez envie.
Dilerseniz, size gerçeğin ne olduğu hakkındaki düşüncemi söyleyeyim : O topraklardan uzakta bu postun hiçbir anlamı yok.
Et puis, si tu veux que je te dise ce qui pour moi, est la vérité cette toison, loin de sa terre, n'a aucune signification
Dilerseniz önce bir içki vereyim mi?
En attendant, je vous sers quelque chose?
- Dilerseniz ben koyayım?
— Vous permettez?
Dilerseniz dört ayak üstünde sürünün.
Faites le tour de la maison à quatre pattes si vous voulez.
Dilerseniz bana bir yardımda daha bulunabilirsiniz.
Si vous le vouliez bien, vous pourriez me rendre un autre service.
Elbisemi ıslattığınız için özür dilerseniz, sizi bırakırım! Sen canına susamışsın!
Rembourse-moi, mets-toi à genoux et je te pardonnerai.
Bu onun en son fotoğrafı. Dilerseniz bunu alabilirsiniz
C'est la photo la plus récente que nous ayons.
Dilerseniz pratikteki uygulaması hakkında sizlere seve seve açıklama yapabilirim.
Si vous préférez entendre un point de vue pratique, je suis à votre disposition.
Dilerseniz biraz açık konuşalım Randall, olur mu?
Soyons francs.
Dilerseniz, uluslararası golf uzmanları tarafından dizayn edilmiş, 9 delikli parkurumuzda eğlenerek alıştırma yapın.
Amusez-vous sur notre parcours de golf de 9 trous, dessiné par des pros.
Dilerseniz hemen öğleden sonra taşınabilirsiniz.
Vous pourriez vous y installer de suite.
Teşekkür ederim. Bayanlar ve baylar, her akşam burada Büyülü Kabare'de, izleyicilerimizden birinin gönüllü olarak sahneye çıkmasını ve Santini'nin hizmetkarı ya da asistanı olmasını rica ederiz, eğer dilerseniz.
Mesdames et messieurs, chaque soir, le Cabaret Magique aime faire participer le public, des volontaires pour monter sur scène pour assister Santini.
- Dilerseniz sizi dolaştırayım.
Je vous montrerai le chemin.
Dilerseniz, bir şeyler içelim.
Si vous voulez, on peut aller prendre un verre.
- Dilerseniz bir soruşturma açabilirsiniz?
- Est-ce qu'il y aura une enquête?
Bay Doyle, dilerseniz bebeğinizi görebilirsiniz.
M, Doyle, je peux vous emmener voir votre bébé, si vous voulez,
Dilerseniz benim saçımı kesin...
Coupez les miens si vous voulez.
Dilerseniz deneyebilirsiniz.
Essayez.
Ne zaman dilerseniz.
Quand vous voudrez.
Bana ne dilerseniz yapabilirsiniz, El Şerif.
Je suis là pour vous servir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]