Durdum tradutor Francês
2,224 parallel translation
Sonra, ne tip bir rototiller alacağını anlamak için bir saatini harcarken ben de bir şey yapmadan durdum.
Puis j'ai dû poireauter pendant qu'il décidait quel motoculteur acheter.
Her 10 dakikada bir seni arayıp durdum.
- Je t'ai appelée toutes les 10 min.
Bağırıp durdum, burnum kanayarak uyandım, kabuslar gördüm. Evden bir buçuk kilometre uzakta, ayaklarım kanlı ve silahlıydım.
Je hurle à la mort, je me réveille frissonnant, saignant du nez, je me retrouve à 1 km de chez moi avec une arme et du sang, sans savoir comment j'ai atterri là-bas, mais bon,
Kendime hırpalayıp durdum, en son ne hakkında kavga ettiğimizi hatırlamaya çalıştım.
Je me suis efforcé de me souvenir quelle a été notre dernière dispute.
Artık durdum, değil mi?
J'ai arrêté là, non?
Gelecek hakkında o kadar endişelenip durdum ki.
Je me fais tellement de soucis à propos de l'avenir.
Ve eskiden işte. Bunu düşünüp durdum.
Et depuis, je n'arrête pas d'y repenser.
Uslu durdum, erken çıktım.
J'ai été sage. Je suis sorti plus tôt.
O gece, eve döndüğümde, uzun süre kızların odasında durdum ve onları uyurken izledim. Bir an için...
Mais ce soir-là, quand je suis rentrée, je suis allée dans les chambres des filles, les regarder dormir, et... pendant un instant...
Onun kanser merkezini kullanmakla suçlandım.. onun özel hayatının eksikliğiyle dalga geçip durdum, ama sanırım ben kendimden bahsediyormuşum.
Je l'ai accusée d'utiliser son centre comme excuse pour ne pas s'occuper de sa vie personnelle.
Seni beklettiğim için özür dilerim.Tüm gece bu modeller üzerinde çalışıp durdum, şimdide nerdeler bulamıyorum.
Désolée, je ne retrouve plus ces maquettes.
Ben de burada, muhteşem arabamı onun yüzüne yüzüne övüp durdum.
Et moi, je frime avec ma sublime voiture neuve.
Ben.. .. aylarca, kendime hep.. .. seni umursamadığımı söyleyip durdum.
Mais ces derniers mois, je me suis persuadée que je ne tenais pas à toi.
Uğraştım durdum.
Je me suis fendu le cul pour ça.
Doğru kişiyi bulana kadar, yıllarca bir ilişkiden ötekine sürüklenip durdum.
J'ai erré d'histoires en histoires jusqu'au jour où c'est la bonne.
Küçük bir şey almak için durdum.
Je me suis arrêté pour prendre quelque chose.
Oradan oraya gönderilip durdum, şimdi bunun nesi tıbbi olarak alâkalı?
On m'a donc envoyé ailleurs, et ainsi de suite. Quel est l'intérêt médical?
Sam'e benimle her şeyi konuşabileceğini söyledim. Ve bana anlattığı ilk şeyde ben orada öylece durdum.
J'ai dit à Sam qu'elle pouvait toujours me parler de tout et à la première occasion de me parler, je suis restée plantée là.
Oyalandım durdum.
Je suis détourné.
Sürekli kendime sorup durdum : "Bu adamı neden bulamıyoruz?"
je me demandais, "Pourquoi ne pouvons-nous trouver ce mec?"
Eve kapanıp aramanı bekledim durdum.
J'ai été coincé dans cette maison dans l'attente de votre appel.
Bütün sabah ne anlama gelebileceğini düşündüm durdum.
J'ai essayé d'en trouver la signification tout le matin.
Selam gençler. Pastanenin önünde durdum da herkese yetecek kadar bunlardan aldım.
Je me suis arrêtée à Pinkberry, et j'ai des trucs pour tout le monde.
- teknik olarak ofisine gidip onu öpüyorsun ve... - durdum ve orayı terk ettim, ve onu bir daha görmedim.
Techniquement, tu es entrée dans son bureau et tu l'as embrassé et- - et j'ai arrêté et je l'ai laissé, et je ne l'ai pas vu depuis.
eve döneceğini düşünüp durdum.
Je pensais qu'il allait revenir.
Tüm gece volta attım durdum. Aklımı yitireceğim!
J'ai tourné en rond toute la soirée, je suis en train de péter les plombs!
Sam'in o gece olduğunu iddia ettiği her şeyin üzerinden defalarca kez geçip durdum.
J'ai enquêté sur la déclaration de Sam, à propos des événements de cette nuit-là.
Ondan uzak durdum.
Je l'ai évité.
Bütün gün telefon edip durdum.
J'ai fait mon lobbying.
Dâimâ nöbette durdum.
Je montais la garde, aussi.
NCO kulübünde birkaç içki içtim. Kantinin orada durdum ve koğuşa geri döndüm.
J'ai bu un verre au club, je suis allé au magasin et je suis rentré à la caserne.
bir noktada bu ilişkiyi düzeltebilirim... diye düşünüp durdum.
Je pensais qu'à un moment, je pourrais améliorer notre relation.
Son zamanlarda bırakmak hakkında sızlanmasını dinledim durdum.
- Oui. Dernièrement, elle disait qu'elle voulait arrêter.
Sonra, saatlerce orada kıpırdamadan durdum.
Je suis restée étendue des heures.
Durdum, ama hâlâ rahat değilim.
J'ai arrêté, mais c'est toujours pas ça.
Hayatımın geri kalanda en sevdiğim şeyleri yapmaktan hep uzak durdum.
Mais j'ai passé le plus clair de mon temps à tenter d'éviter ce que j'aime le plus.
Phil, bütün gün ormanda koşturup durdum şu gelişme her neyse biraz bekleyebilir.
Je viens de passer la journée à courir dans la jungle. - Quoi que ce soit, ça peut attendre.
Polis olduktan sonraki ilk üç yıl mesai dışında her an birinin bir şeyleri atlayıp atlamadığına bakıp durdum.
Mes trois premières années dans la police, à chaque moment de libre, je cherchais des indices qu'on aurait manqués.
Durdum. Doğru olanı yaptım, April.
C'était le choix de la raison.
- Durdum.
- Si.
- İşler çığırından çıkmadan önce durdum.
- J'ai arrêté avant qu'on s'emballe.
Ben başhekimken sen de beni rahatsız ediyordun ama en iyisi olduğun için seni terfi edip durdum.
Vous m'énerviez quand j'étais médecin en chef, mais j'ai dû passer par-dessus parce que vous étiez le meilleur.
Zalimliğe ve telif ihlali iddiasına karşı durdum.
Je me suis levé contre la tyrannie et la violation présumée de copyright.
Kendi kendime bir şeyim olmadığını söyleyip durdum.
Je me disais que ça n'était rien.
Francine soyuldu ve öylece durdum.
Je dois aller m'enregistrer pour ma liste de cadeau de toute façon.
- Buraya nasıl geldin? - Çok fazla durdum...
- Comment tu as roulé jusqu'ici?
Bunca zamandır kendi cahilliğimle yolunuzu tıkayıp durdum.
Tout ce temps, j'ai laissé ma connerie d'ignorance se mettre en travers.
Arayıp durdum.
Je vous appelle comme un fou.
Asıldıktan sonra hamburger almak için durdum.
Jim, désolé, mais elle est heureuse en mariage...
Ben durdum.
J'ai arrêté.
Durdum.
Freddie m'a fait venir...
durdu 87
durdur 139
durduk 23
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durduramıyorum 35
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66
durdur 139
durduk 23
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durduramıyorum 35
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66