Dönüşüm tradutor Francês
1,017 parallel translation
Bu dönüşüm uyku sırasında meydana gelebilir ve aslında uyumanın ve rüya görmenin amaç ve ihtiyaçlarından biri olabilir.
Cette transformation pourrait avoir lieu durant le sommeil et être l'un des buts et des raisons du sommeil... et du rêve.
Bir dönüşüm.
Une mutation.
Ahlaki dönüşüm geçiren bir kültürle ilgili hiç kayıt yok.
Aucune mention d'une civilisation basée sur un contre-principe moral.
Geri dönüşüm muhteşem olacak.
Ce sera un spectacle, crois-moi.
Bu dönüşüm için sizi tebrik ederim.
Bravo pour vos transformations.
Mükemmel bir dönüşüm.
Le deguisement est tout a fait extraordinaire!
Bu türden aykırı bir dönüşüm geçirmek kötüdür.
La pauvre a subi une conversion dans le sens inverse
Yabancı topraklara ayak basar basmaz, büyük bir dönüşüm geçirdim.
Dès que j'arrive en terre étrangère, je suis transportée.
Benim eve dönüşüm.
Et puis mon retour.
İmparator başkalaşım geçirdi bir dönüşüm.
L'empereur a effectué une transformation. Une métamorphose.
- Dönüşüm.
Mon retour.
Bu, bir biyo-dönüşüm örneklemesidir.
Voici un exemple de biofeedback.
Şimdi, umduğunuz gibi, birçok alanda biyo-dönüşüm çalışmaları uygulanabilir.
Rassurez-vous, le biofeedback a des applications plus pratiques.
Ben Paragon enstitüsünde, sıradışı duyusal algılama konusu üzerinde çalışıyorum, ve biz insan aklının neredeyse sınırsız olan enerjisini yönetebilmek için biyo-dönüşüm tekniklerini kullanıyoruz,
Je travaille à l'Institut Paragon où on étudie la perception extrasensorielle. On utilise des techniques de biofeedback pour exploiter la puissance quasi illimitée de l'esprit humain.
Şili bir dönüşüm geçirdi, destekçilerinin söylediğine göre, kaos durumundan düzen ve disipline geçildi.
Ses partisans affirment que le Chili est passé du chaos à l'ordre et à la discipline.
- Belki de geri dönüşüm diye bir şey duymamışlardır. - Bilmiyorum.
Ils ne connaissent pas le recyclage!
Dönüşüm programını ayarlayın.
Coordonnez le programme de conversion.
Sonunda terk ettim ve işte, böyle bir haber üzerine geri dönüşüm.
La besogne, les voyages d'affaires... je suis parti... et après mon retour, cette nouvelle.
Doğada bir geri dönüşüm süreci vardır. Eski bir geleneğe şahit olmak üzeresin.
Dans la jungle, rien ne se gaspille, la nature recycle tout...
İçimde bir his, gerçekten fiziki bir şeyin meydana geldiğini... bir tür genetik dönüşüm gerçekleştiğini söylüyor.
Il s'est produit quelque chose de phénoménologique... il y a eu une sorte de transformation génétique.
Bu benim eve dönüşüm.
Pour mon retour.
Hadi. Bu benim eve dönüşüm.
On fête mon retour.
Sadece kendi türümüzle sevişebiliriz, yoksa dönüşüm geçiririz.
On ne peut faire l'amour qu'entre nous, sinon on se transforme.
Bana liderimizin, dönüşüm işleminden oldukça memnun olduğu söylenmişti.
Il est très satisfait de vos conversions.
Dönüşüm işlemimin sınırlı olduğunu anlamıyor.
Mon procédé de conversion est limité.
Dönüşüm onu bitkin düşürmüş olmalı.
Cette transformation a dû l'épuiser.
Dönüşüm sürecinde serbest kalan yaşam enerjisi toplanabilir.
La conversion libère une force vitale qui peut être entreposée.
Conley Zorin'in Doğu körfezindeki petrol dönüşüm projesini yürüten bir jeolog.
Conley est géologue. Il dirige le projet pétrolier de Zorin dans la East Bay.
Dönüşüm yetenekleriniz orada... oldukça kullanışlı olmalı.
Vos capacités de transformation seront utiles.
Dönüşüm tamamlandı.
Je suis enfin transformé.
Geri dönüşüm ve kurtarma merkezleri... bizlere geleceğin yolunu gösteriyorlar.
Les centres de recyclage / sauvegarde... nous montrent le chemin de l'avenir.
Daha önce bir dönüşüm istasyonu görmedik ve... bu fırsatın değerini takdir ediyoruz.
- Qu'est-ce que c'est? - Quoi?
Dönüşüm merkezine yaptığımız rutin bir ziyaret, çok daha ciddi bir duruma dönüştü. Arthur Malencon arıza yapmış gibi gözüken bir laser matkabı... tarafından ciddi şekilde yaralandı.
Si les réserves de matière et d'antimatière d'un vaisseau sont vides à 90 %, calculez les proportions du mélange nécessaires pour atteindre une base stellaire distante de 100 années-lumière, à vitesse de distorsion huit.
Dönüşüm istasyonunun yapımı ilerledikçe, kumdaki düzenler, rastgeleden daha belirli bir düzene dönmeye başladı.
Je n'ai pu trouver ce que vous avez demandé. J'ai parlé longuement avec chaque officier, et examiné minutieusement le journal de bord.
PRONASUR, Ulusal Güney Projesi'nde uzun dönem dönüşüm planında birlikte çalıştık.
On a collaboré à PRONASUR, le projet national SUD, un plan de transformation à long terme.
Selam dostlar. Wilson Uçuş Dönüşüm Sistemleri'nden Goldie Wilson 3.
des Systèmes de conversion Wilson Hover.
dönüşüm arkasında hep bir kadın vardır.
Et souviens-toi que derrière chaque changement... chaque conversion, il y a toujours une femme.
- Peki, anne. Pekâlâ, dönüşüm bu kadar muhteşem olmadı.
Bon, mon retour n'a pas été comme ça.
Ben bu dönüşüm evresine ulaşan türümün ilk örneğiyim.
Je suis le premier de ma race à subir cette métamorphose.
Geri dönüşüm için.
Il faut recycler.
Ama bunlar hayatın temeli olan bu dönüşüm, bu rönesans, bu yeniden doğuş
Mais ce sont les mots qui décrivent ce processus, cette transmutation, cette renaissance
Her şey bir dönüşüm içinde hareket eder,... yani her yüz yılda 2 defa, okyanus bize ne kadar küçük olduğumuzu fark ettirir.
Tout marche par cycles. Deux fois par siècle, l'océan nous rappelle à notre petitesse.
Plânların neresinde, dönüşüm geçiren bir yataktan bahsediliyor! ?
Le manuel officiel ne mentionne pas que le lit peut s'auto-transformer.
"Dönüşüm" le ne kasteddiniz, Doktor?
Que vouliez-vous dire par le terme "transformation", docteur?
Zamanımızda birçok yer geri dönüşüm yapıyor, kızım.
Tu sais, maintenant, on recycle tout.
Simdi hem şantajla hem de polislerle uğraşmak zorundadır. Ama, işte dönüşüm.
Il doit affronter alors le chantage en plus des flics.
Teknik olarak buna "enantiodromia", karşıta dönüşüm deniliyor.
Elle constitue sa seule échappatoire. Il a opéré un changement complet.
Evet, ama geri dönüşüm yok.
Mais il est trop tard pour changer.
- Dönüşüm.
- La conversion.
Dönüsüm açik olsun, yolda birkaç yere daha ugrayacagim.
J'aimerais un billet open car je dois faire des arrêts dans le Midwest.
Bu benim dönüşüm.
C'est enfin mon tour.