Dümdüz tradutor Francês
1,057 parallel translation
Boynunun arkası seninki gibi dümdüz ve kibirli.
Et sa nuque était droite et fière.
Saray merdivenlerine doğru dümdüz bir hat aç.
Ouvrez un passage jusqu'au palais.
Willie, bu kez yataya geçmeden önce 10 metre dümdüz aşağı kazacağız. Böylece tünelin bulunması ve kazma sesi sorun olmayacak.
On creusera jusqu'à 10 mètres, avant de partir à l'horizontale pour éviter la détection au son ou par sondage.
Her şey dümdüz oldu!
Tout a été balayé!
Sanırsam, bombacılarımız dümdüz devam ederse Ruslar teslim olacaktır.
Si nos bombardiers arrivent, les Russes se rendront.
Bu da bir numaralı uçağımızın dümdüz yoluna devam ettiği manasına geliyor.
Donc notre avion numéro un va sûrement pénétrer.
Sen bir otobüssün de ondan. Dümdüz yoluna devam eden, kimseyi de umursamayan.
Vous en êtes un : vous foncez sans vous inquiéter des autres.
Hayır, dümdüz gidiyorum.
- Non! Je vais passer au travers.
Dümdüz.
Droit devant.
Dümdüz...
- Tout... tout droit, cher garçon!
Düm... dümdüz, sevgili oğlum!
Tout droit!
dümdüz! Evet sağa dönün.
Oui, tournez à droite.
Dümdüz olacak.
Une bonne fois pour toutes.
Şimdi dümdüz ileri.
Droit devant, gauche tout de suite.
Mısır dümdüz oldu... Bonaparte ezdi onu...
" L'Egypte est vaincue, grâce à Bonaparte
Leopar kürkü üstünde dans eden bir cariye gibi onu dümdüz ediyor.
Elle le foule aux pieds comme une vulgaire peau de léopard.
Dümdüz gidin, Bay Sulu.
Doucement, M. Sulu.
Dümdüz ilerleyin, Bay Sulu.
En avant, M. Sulu.
- Dümdüz ilerliyoruz, Kaptan.
- En avant, capitaine. - Je viens de le dire.
Dümdüz!
C'est tout. Droite!
- Sodasız ve buzsuz. Düzgün, temiz, dümdüz aşağı.
Pas de soda, pas de glace, propre, impec, sec, c'est ça?
Ama şimdi dümdüz geliyor.
Et maintenant, tout droit!
Dümdüz.
Allez-y.
Dümdüz gidip diğerlerini geçen, 53 nolu araba...
Il double les autres dans la grande ligne droite.
Oldukça zorlu ve hızlı dümdüz giderlerken... 53 numara geçiyor.
Et tandis qu'ils attaquent la grande ligne droite, le numéro 53 le double.
Dümdüz giderlerken Douglas yavaşlıyor... ve Thorndyke süpürücü dönüşle roketliyor.
Douglas ralentit dans la grande ligne droite. Thorndyke le double dans le grand virage.
Bay Chekov, güzel, dümdüz bir rota.
M. Chekov, une ligne bien droite.
Savaş alanında dümdüz ve aynı seviyede asla 30 saniyeden fazla uçma.
Ne vole jamais droit et nivelle... plus de 30 secondes dans la zone de combat.
- Şuradan dümdüz aşağı.
- Tout droit, par là.
- Dümdüz aşağı.
- Tout droit, par là.
Lazer ışınları dümdüz yol alabilme özelliğine sahiptir.
La caractéristique du rayon laser est d'aller droit devant.
Dümdüz gideceksin, solda.
Ce sera sur ta gauche.
Tek bildiğim aralarından nehire doğru dümdüz yürüdüğümüzdü.
Nous sommes passés et arrivés à la rivière,
Dümdüz devam et.
Allez-y.
Dümdüz gidip daha erken varmak istiyorum.
J'irai directement pour y plus vite.
- Dümdüz 80 km git.
C'est tout droit, à 75 kilomètres.
Bu yolu dümdüz takip ederiz.
- Tout va bien. Je pense qu'on peut le faire d'une traite.
Dümdüz gitsek onları yakalamamız ne kadar sürer?
Combien de temps, pour les rattraper?
Güzel, dümdüz git.
Bien, tout droit.
Dümdüz gel Biederbeck.
- Droit devant.
Dümdüz.
C'est tout lisse.
Dümdüz devam edin ve arkadan çıkın.
Vous allez continuer tout droit et sortir par derrière.
Dünyanın bir tabak gibi dümdüz hale geldiğini hayal etmiş,... merkezde Kuzey Kutbu varken,... Ekvator dış çeper boyunca yer alıyor.
Il a imaginé la terre pressée à plat sur un disque, de sorte que le Pole nord soit au centre, et l'équateur tourne autour sur la circonférence.
Dünyanın büyük şehirleri dümdüz oldu ve yeraltına gömüldü.
" Les grandes villes furent rasées et anéanties.
Nerede olduklarını biliyorum, ve onların, dünyanın geleceği konusundaki endişelerini biliyorum. Ama şehir dümdüz edildi.
Je sais où elles sont, et je sais qu'elles parlent de notre avenir dont vos parents provenaient.
Dümdüz devam et.
Allez droit devant vous.
Kingsfield'ın, bir öğrenciyi bir şekilde, nasıl... dümdüz ettiğinin hikayelerini.
A écrasé un tel... De telle manière.
Birçok yeri bombalayıp dümdüz ettik.
On a détruit pas mal d'endroits.
Bu caddeyi dümdüz devam et, doğruca Harbor Otoyoluna çıkarsın.
La 190e Rue vous mènera à l'autoroute.
- Dümdüz.
- C'est tout droit.
Saçlar bir acayip, dümdüz anladın mı?
N'importe-quoi!