Düğünler tradutor Francês
227 parallel translation
İdamlar için cin, doğum günleri için biraz, düğünler için şarap ve şampanya.
Gin : exécutions. Bière : anniversaires. Vin : mariages, et champagne.
Düğünler, cenazeler, ben hepsine katılırım.
Mariages, funérailles, je les fais tous.
Stanley, tüm arkadaşlarımız böyle düğünler düzenliyor. Arkadaşlarımız batmak istiyorlarsa bu onları ilgilendirir, beni değil.
Alors, pourquoi cette cérémonie... au-dessus de nos moyens?
Seni işittim. Kilise koroları ve düğünler için güzel, ama... sesinin sahne ışıklarının ötesinde duyulabileceğinden şüphem var.
Ça va dans les chœurs ou aux mariages, mais je doute que ta voix porte au-delà de la scène.
Rahip Ellis geldi ve düğünler yarın yapılacak.
Le pasteur Ellis est arrivé et les mariages sont pour demain.
Düğünler cennette yapılır.
C'est le Ciel qui préside aux unions.
- Düğünler.
Les mariages, pouah!
Boş ver, ben söylerim. Düğünler, vaftizler, cenazeler!
Les chants, ça me connaît.
Las Mañanitas, doğumgünleri ve düğünler için.
Les Mañanitas, pour les anniversaires et les mariages.
Sadece düğünler için değil, ben herşeyin doğru olmasını isterim.
Pas pour les mariages, pour l'ordre.
Danslı toplantılar, partiler, düğünler, bar mitzvalar.
Il y a des thés dansants, des soirées, des mariages, des cérémonies juives.
Onu, sadece aile ziyaretlerinde görüyorum. Düğünler, tatiller, icra zamanları.
Seulement lors des fêtes de famille.
Düğünler, cenazeler ancak onlara gelebiliyor.
Mariages, enterrements, ces trucs-là.
- Partiler. Düğünler. Yıldönümleri.
- Aux fêtes, aux mariages, partout.
Biraz daha bu işi geliştirirsem, düğünler düzenleyeceğim.
Si je m'améliore, je pourrais... - Faire des mariages.
- Düğünler.
- Des mariages?
Bütün bu düğünler.
Tous ces mariages.
Bu tamamen düğünler için, eğer bunu da beğenmediysen! Bende manifaturacı değilim!
Si vous n'êtes pas satisfaite, je suis pas connaisseur
Düğünler asla vaktinde başlamaz. Sorunun ne senin?
Les mariages ne commencent jamais à l'heure!
- Hepimiz öyleyiz. - Yaz geldi, ardı ardına düğünler var.
Il a tous les mariages.
Düğünler, fıstıklarla tanışmak için büyük bir fırsat.
Les mariages, c'est super pour rencontrer des nanas.
Tam bir eğlence şehri ve bozuk, şarkı-dans... kumar, düğünler, balayı.
C'est une ville pleine de bon-temps, de vices, de jeu et de danse de mariages, de lunes de miel. Toutes sortes d'amusements.
- Düğünler, kadınlarla tanışmak için güzel bir fırsattır.
On peut y rencontrer des femmes.
- İyi düğünler.
Bon mariage.
Evlilik notlarını al. Sana iyi düğünler.
Prends tes "Couple mode d'emploi" et fais un beau mariage.
Bu gibi düğünler belki de sadece İngiliz Kraliyeti'nde veya Hollywood'da görülebilir ama Maryland'in Hale Kasabası'nda...
Seuls les mariages de têtes couronnées ou de stars attirent autant de monde. Mais Maggie est la star de Hale.
Artı, seninki değilse, düğünler güzeldir. İşte geliyor.
Un mariage c'est si beau quand c'est pas le tien!
Düğünler o kadar da kötü değilmiş. - Gördün mü?
J'aime bien les mariages.
Partiler için. Düğünler için.
pour les cocktails ou les mariages
Bu tam zamanlı bir iş. Kadınlar ve düğünler.
Ça mon vieux, les femmes, les mariages
Düğünler, partiler...
Mariages, fêtes...
Gelinin bu kadar hamile olduğu düğünler çok yoktur.
Sa mariée est enceinte jusqu'aux dents!
"En iyi düğünler temalı olanlardır." Aşk Tanrısı harika olurdu.
"Les meilleurs mariages ont un thème central". Tu sais ce qui serait génial?
- Düğünler beni hep hüzünlendirir.
- Les mariages me rendent toujours un peu triste.
Bilemiyorum, düğünler beni biraz duygusallaştırıyor. Siz de garip hissetmiyor musunuz?
Je ne sais pas, je crois que le mariage me rend vraiment très sentimental.
Düğünler aptalca geleneklerle doludur jartiyer atma, tavuk dansı ve nedimeler gibi...
Il y a plein de traditions bêtes, la jarretière, la danse des canards et les demoiselles d'honneur.
Çünkü düğünler güzeldir.
Les mariages sont jolis
Fifth Dimension'dan "Düğünler Güzeldir" şarkısını dinlediniz.
C'était les Fifth Dimension avec "Les mariages sont jolis".
Bir makalede okumuştum düğünler kadınlarla tanışmak için ideal yerler.
J'ai lu un article qui disait que dans les mariages on rencontre des femmes.
Düğünler, gelin ve damat hakkında değildir.
Les mariages ne concernent pas les mariés.
En azından düğüne gitmezsin, hadi düğünler berbattır.
Au moins, s'ils se marient en cachette, tu n'auras pas à assister à la noce. Les mariages, c'est l'horreur.
Aile tatilleri düğünler, Pazar toplantıları...
Les vacances en famille les mariages, les réunions du Dimanche...
Davul çalınan düğünler genelde şık olmaz.
Le tam-tam manque d'élégance.
Sanırım bebekler ve düğünler bir arada gitmezmiş.
Selon Monica, un bébé aurait dérangé.
Mutlu düğünler inek.
- Félicitations, ringard.
Kendimiz olalım istiyorum, çektiğim o düğünler gibi olmasın.
Je veux que ça soit personnel, pas comme tous les mariages uniformes que j'ai dû endurer.
düğünler ya da düğünle ilgili herhangi birşey hakkında hiç konuşmayacaksın
Tu ne parleras plus de mariages ou de trucs qui ont rapport au mariage
Düğünler ve öteki kutlamalar.
Mariages et autres célébrations
Düğünler ya aile bireyleri ile sınırlı olur ya da Madison Square Garden'da düzenlenir. - İçkimi henüz hazırlamadın mı?
- Vous vous amusez?
Çünkü insanların birlikte yaşadığı her şeyin hatırası neşe, kutlamalar, doğumlar ve düğünler bir anda, bir saniye içinde ortada hiçbir sebep yokken yok oldu.
Joies, bonheurs, naissances, mariages, tout le reste...
Düğünler de mutlu durumlardır.
Ça fait plaisir.