Ediyorum tradutor Francês
66,234 parallel translation
Şimdi ikimiz de o partide kalsaydık daha mı iyi olurdu, merak ediyorum.
Je me demande si on n'aurait pas mieux fait de rester à la fête.
İdare ediyorum.
Ça ira.
Sonrakinde fotoğrafları asmalarına yardım ettim, artık onlarla vakit geçiriyorum, ev işlerine yardım ediyorum.
Après ça, j'ai aidé à accrocher des photos, et maintenant, je passe du temps avec eux, j'aide dans la maison.
Şimdi Hannah mı yazdı diye merak ediyorum.
Je me demande si ça ne venait pas d'Hannah.
Senden nefret ediyorum.
Je te déteste.
- Burada olmayı hak ediyorum.
- J'ai le droit d'être là.
Adım Dennis Vasquez, Andrew ve Olivia Baker'ı temsil ediyorum ve bu bir yeminli ifade.
Je m'appelle Dennis Vasquez. Je représente Andrew et Olivia Baker, et ceci est une déposition.
- İtiraz ediyorum.
- Objection.
- Sadece kahvaltı ediyorum.
- Je mange, c'est tout.
İtiraz ediyorum.
Objection.
Sizleri bizimle yemeğe davet ediyorum.
Je vous invite tous à souper.
Jestinizi ve size verilen göreve olan bağlılığınızı takdir ediyorum fakat hiçbirinizin bu akşam buraya kendi isteğiyle gelmediğinin farkındayım.
J'apprécie la proposition et votre dévouement. Je suis conscient qu'aucune de vous n'est ici de son plein gré.
Yapma, ne olur! Biliyorsun ki ben de bu zıkkımdan nefret ediyorum.
Tu sais que j'aime pas faire ça.
Mal teslimlerini devam ettirmenizi takdir ediyorum fakat işler gereksiz yere gerilince ben de gereksiz yere geriliyorum.
Je te suis reconnaissant de tes livraisons, mais... l'ambiance est inutilement tendue, et ça déteint sur moi.
Teşekkür ediyorum.
Merci.
Tekrar ediyorum, Shoney's'i hiç terk etmedik!
Je répète - - nous n'avons jamais quitté son Shoney's!
- Senden nefret ediyorum!
- Je te déteste!
Bak dostum, ben sadece onun yanında yolculuk ediyorum.
Sur ce coup-là, je vous rejoins.
Takdir ediyorum, Morty,
J'apprécie, Morty.
Ama bilmeni istedim, o anlarda göstermemiş olsam da benim yanımda kalmanı çok takdir ediyorum.
Mais si tu veux savoir, même si je te ne l'ai pas montré, J'ai vraiment apprécié que tu sois à mes cotés.
Böyle şeyleri fark ediyorum.
Je remarque ces choses-là.
Senden rica ediyorum lütfen bunu yapma.
Je vous le demande... S'il vous plaît, ne faites pas ça.
Gerçekten çok merak ediyorum.
J'ai hâte de le découvrir.
Kibarca ayrılmanı rica ediyorum.
Je te le demande poliment, s'il te plaît.
Üzgünüm şu an herkesten nefret ediyorum.
C'est non. Je déteste tout le monde.
Sahneye arkadaşım Ed Mackenzie'yi davet ediyorum.
J'appelle notre ami à tous, Ed Mackenzie.
Buradan yakayı nasıl kurtaracağımızı çok merak ediyorum.
Je crains qu'on arrive jamais à passer à autre chose.
Bir daha düşünmeni rica ediyorum.
Revenez sur votre décision.
İşkence ediyorum bak sana! Beni imha edebilirsin!
À me maltraiter!
kardeş olduğumuza yemin ediyorum.
Nous sommes frères.
Maymun, ne yapıyorsun tuvalet ediyorum!
Qu'est-ce que tu fais? Je pisse.
Anne, sutraları bulmak için keşişi takip ediyorum.
Je voyage vers l'ouest avec un moine.
İtiraf ediyorum, ben bir iblisim.
Je l'avoue, je suis un démon.
Hâlâ eski bir suçluyla mı takılıyorum diye sordu ben de... O sözden nefret ediyorum, eski mahkum.
J'ai pris son ordinateur en disant que le câble du mien avait été grignoté par de la vermine, et il m'a demandé si je t'avais toujours comme arnaqueuse et j'ai dit...
Beni sorarsan kız olsun diye dua ediyorum.
Moi? Je croise les doigts pour avoir une fille.
İç organlarına zarar gelmesinden endişe ediyorum.
J'ai peur que tu aies des blessures internes.
İlk kurban Eden Valley'den Ennis Stussy, ki bu, tekrar ediyorum, benim bölgem. Ennis, bir manavdı.
La première victime est Ennis Stussy d'Eden Valley, dont je m'occupe, je le rappelle.
Eğitimime devam ediyorum, keşfediyorum...
Je continue mes études, j'explore quelques...
Bu hikayeden nefret ediyorum.
Je n'aime pas cette histoire.
Dediğim gibi sadece birkaç şeyi kontrol ediyorum.
Comme je vous le disais, je vérifie quelques détails.
Gördüğün gibi, Wildcat Bölgesel'in amatör bir olay olduğunu tahmin ediyorum.
Vous voyez, je parie que le Wildcat Regional était un tournoi d'amateurs.
Sana bir servet teklif ediyorum, sense bir kumbara istiyorsun, neden?
Je vous offre une fortune, vous demandez une tirelire, pourquoi?
Sanırım bundan birazcık daha fazla inancı hak ediyorum.
Je trouve que je mérite mieux que ça.
Merak ediyorum, bu geceye dönüp baktığında aklından çıkıp gidecek ilk şey ne olacak acaba?
Qu'est-ce qui vous aura le plus marqué, en repensant à cette soirée?
İzleyicilerinizin can kulağıyla dinlemesini rica ediyorum.
Je veux que vos téléspectateurs écoutent attentivement.
Size yemin ediyorum ki efendim kendisi şu an eskisi gibi bilge bir adam.
Je vous le promets, monsieur, il est aussi précautionneux qu'il l'était à cette époque.
Gerçek peynir, buğday ve domates falan olmadığı için tarifi biraz uyarladığımızı yaptığımızı kabul ediyorum.
Je vous l'accorde, on a dû légèrement improviser, sans vrai fromage, sans four, sans tomates et autres.
O zaman seni vaftiz ediyorum, Kevin Garvey,
Alors, je te baptise, Kevin Garvey, au nom du Père, du Fils et du Saint-Esprit.
- Zor durumda olanlara yardım ediyorum.
Je les aide quand ça ne va pas.
Öncelikle bir şeyi merak ediyorum.
D'abord, je suis curieuse.
- Seni rahatsız mı ediyorum?
Je t'ennuie?