Education tradutor Francês
3,378 parallel translation
- Eğitim için.
Education.
Eğitimi, cinsel tercihleri falan mı?
Education, préférences sexuelles?
Geçtiğimiz hafta Delhi'de Milli Eğitim Bakanı ile görüştüm.
Je viens de rencontrer le Ministre de l'Education à Delhi.
-... gerekli olduğuna inanıyoruz.
- pour une bonne éducation
Senin eğitiminden hâlâ ben sorumluyum.
{ \ cH00ffff } Ton éducation reste ma responsabilité.
Benim için her şey demek, en başta eğitim demektir.
Pour moi, ce qu'il y a de mieux, ça commence par l'éducation.
Eğitim almak ona en üst seviyede rekabet imkânı sağlar.
Votre fils recevrait une éducation qui le rendrait très concurrentiel.
- Tıpkı senin gibi vasat altı bir eğitim alıyorum.
Je viens recevoir une éducation médiocre, comme toi.
Çöpler yakılıyor. Çocuklar evde eğitim görüyor
Incinération des déchets, éducation des enfants.
Okul müdürü ve rehber öğretmenle konuşmak.
contacter son pricipal, son conseiller d'éducation.
Eğitim ücretini benim karşılamamı istiyorsunuz.
Tu veux que je paie pour son éducation.
Spor hocasına... Beden eğitimci Kim Jong Il dedi.
Elle a appelé sa prof de gym le Kim Jong Il de l'éducation physique.
Onların eğitimi, gelecekleri hepsini düşünmek zorundayız.
Leur éducation, leur avenir, Il faut s'en occuper.
Hayatım, para hakkında, Downton hakkında çocuklarımızı nasıl yetiştireceğimiz ve bir sürü şey hakkında tartışacağız.
Mon cher, je suis sûre que nous nous disputerons, à propos de l'argent et de Downton, à propos de l'éducation de nos enfants, à propos de bon nombre de choses.
Annelik becerilerime iltifat etti ve evin derli topluluğuna hayran kaldı.
Il a complimenté mes compétences en éducation et a remarqué à quel point la maison était bien rangée.
Evet ama, çocuk büyütmeye de uyuyor.
- Ça l'est. Mais ça s'applique aussi à l'éducation des enfants.
Katı ebeveynlik, her zamanki gibi.
Solide éducation parentale, comme toujours.
Bugünkü beden dersine katılamayacağım.
J'ai besoin d'une dispence d'éducation physique aujourd'hui.
yabani hayvan ve bitki türlerini muhafaza etme!
Éducation, recherche, conservation de la faune et de la flore :
Ve ikinize de tek bir kuruşun dahi eğitim bütçesinden kesilmeyeceğine dair söz verebilirim.
Je peux vous promettre que l'éducation gardera son budget.
Tanrım, sen seks eğitimini nerede aldın?
Mon dieu, où as-tu eu ton éducation sexuelle?
Üçünüz de hamilelik ve çocuk yetiştirme olayının içinde olacaksınız.
Vous allez tous les trois vivre la grossesse et l'éducation de l'enfant.
Bebek üzerinde hiçbir hakka sahip olmadığım mı? - Ne istiyorsanız o yazacak.
Pour dire que je suis exclu de l'éducation du bébé?
Senatör, yarın eğitim masrafları üzerine bir oylama var. Ve küçük geveze bir kuş koca kıçının şehir dışında olduğunu fısıldadı.
Sénateur, il y a un vote demain pour le budget de l'éducation, et une petite voix m'a dit que ton gros cul n'était pas en ville.
Eskiden seks esnasında saçlarımı koklardı.
Il avait l'habitude de sentir mes cheveux en cours d'éducation sexuelle.
Kendi çocuğumu büyütürken tecrübe kazandım, o da böyle yerinde durmuyordu.
J'ai eu un peu d'expérience avec l'éducation de ma fille, qui a autant d'esprit.
Ben ve anneler grubum senin ebeveynlik şeklini ayıplayacağız.
Les mamans te jugeraient plutôt sévèrement ton éducation.
Birçok yönden, sen ve ben benzer şekilde yetiştik.
De beaucoup de façons, toi et moi avons eu la même éducation.
Dünyadaki en iyi eğitimi almıştım.
J'ai eu la meilleure éducation du monde.
Mm - hmm. Bu bir devam gibi tıp eğitimi şey.
C'est comme une éducation médical constante.
Cidden burada oturup eğitim reformunu mu tartışacağız?
Sommes nous sérieusement assis ici pour discuter d'éducation?
Eninde sonunda eğitimin faydalarını fark edeceksin.
Tôt ou tard, tu réaliseras les avantages d'une éducation.
Eğer bir eğitim almazsan gelecek pek bir şey getirmeyecek.
Mais l'avenir ne va pas contenir beaucoup plus si tu n'as pas d'éducation. Tu as besoin d'aller à l'école.
Belki sonra hapiste zamanını temizlik yaparak, televizyon seyrederek eğitim alarak falan geçirirsin.
Vous êtes sympa, Vous nous aidez, on dira au procureur que tu as coopéré, et tu pourras passer ta peine de prison, nettoyer, regarder la TV, avoir une éducation
Babamın farklı bir ebeveynlik tarzı vardı.
Papa avait un style différent d'éducation des enfants.
Bir okul oyununda öğretmenlik yapacağım.
J'ai une place de maîtresse d'éducation physique.
O da diğer herkes gibi pahalı bir eğitimi hak ediyor, değil mi?
Il mérite quand même une éducation de qualité comme tout le monde non?
Ekonomiden, annemi okulda görmek için fen sınıfına gittim ve ağlıyordu.
Je quittais le cour d'éducation ménagère pour le cours de science quand je vois ma mère debout à l'accueil, elle pleure.
Opera herkesin ağız tadına uymaz. Ondan keyif almak ince bir zevk ve belirli bir eğitim seviyesi gerektirir. Bunu söylemiş olamazsın.
pour l'apprecier, il faut un gout raffiner et un certain niveau d'éducation whoa tu ne viens pas de dire ca dire quoi?
"Merhametli bir kız, genç kadınların yeni bir hayata başlamasına ve eğitim almasına yardım eder."
"la fille samaritaine aide les jeunes femmes a obtenir une éducation et une nouvelle vie."
Çocuk yetiştirme konusunda tavsiye gerekirse ararım.
Ça ne doit pas être si dur. Je vous appellerais si j'ai besoin de conseils d'éducation.
Emeklilere çok para harcarken, eğitime yeterince harcamadığımızı düşünüyor.
Pense qu'on donne trop aux retraites et pas assez à l'éducation.
Gerçekten bana ebeveyn tavsiyesi mi veriyorsun şu an?
Tu me donnes vraiment des conseils d'éducation là?
Danışmanın icabına ikimiz için bakmıştım.
Je me suis occupé du conseiller d'éducation pour nous deux.
Hayır, sadece 8 yıllık annelik görevini bir haftaya sığdırmaya çalışıyorsun.
Non. Tu essaye de compenser huit ans d'éducation en une seule semaine.
En iyi durum ise eğitimli ve çok zengin bir çift olurdu.
Ce que je préfèrerais, c'est un joli couple à l'abri du besoin et particulièrement attaché à l'éducation.
... iflas durumumuzu, sınırdan gelen uyuşturucuları, eğitimi...
La banqueroute de l'État, les drogues venant des états voisins, l'éducation...
Bugün yeterince eğitim gördüğümüzü düşünüyorum, Doktor Yang.
Oh, je pense qu'on a eu assez d'éducation pour aujourd'hui, Dr. Yang.
Okulu bırakmış bir evlat özenti bir eğitim devinin Wikipedia sayfasında pek de iyi durmaz, değil mi?
Un fils qui abandonne ses études, ça rend pas bien sur la page Wikipédia d'un futur géant de l'éducation, pas vrai?
O zaman sizin ebeveynlik tavsiyelerinize ihtiyacım yok.
Alors vos conseils d'éducation ne m'intéressent pas.
Ben ebeveynlik tavsiyesi vermiyorum.
Je ne vous donne pas de conseil d'éducation.