English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Egremont

Egremont tradutor Francês

27 parallel translation
Önceden Hasselburg'du, Egremont da öyleydi anladığım kadarıyla şimdi Yüzbaşı, Egremont mu olacak?
Où que fut Hasselburg, Egremont n'était jamais loin. J'imagine que c'est à lui que revient la charge de capitaine?
- Egremont gitti. - Gitti mi?
- Egremont est parti.
Burası Egremont'un evi.
N'est-ce pas?
O dönene kadar onun için göz kulak oluyorum.
C'est celle d'Egremont. Il me l'a confiée jusqu'à ce qu'il revienne.
Yoksa da Teğmen Egremont olarak mı?
Ou en tant que lieutenant Egremont?
Anladığıma göre o Egremont'un gemisi.
Autant que je sache, c'est le navire d'Egremont.
- Egremont mu?
- Egremont?
Egremont ne âlemde?
Et Egremont, que devient-il?
Örneğin Egremont. Egremont bu komplonun içinde mi diyorsun?
C'est-à-dire Egremont.
Egremont sarhoşmuş ve kolunu da rastgele sallamış.
Eh bien, Jongkind dit qu'il était ivre et qu'il agitait les bras au hasard, dans tous les sens.
İyi ama Jongkind, Egremont'un hedefe falan bakmadığını da söylemişti.
Jongkind dit aussi qu'il ne regardait aucune cible particulière.
Egremont hangi cehenneme kayboldu şimdi?
Et où est-il?
- Egremont'un bu işle hiçbir ilgisi olmadığına adım gibi eminim.
C'est grave! Non. Je reste convaincu qu'Egremont n'a rien à voir avec tout ça.
Hem Horatio'nun hem de Egremont'un Amsterdam'da olmamaları biraz tuhaf değil mi? Hiç anlamıyorum.
N'est-il pas curieux qu'à la fois Horatio et Egremont aient quitté Amsterdam?
Egremont!
Egremont? !
Yanılmıyorsam tıpkı lânet Egremont'a benziyor.
Si je ne me trompe, c'est ce déserteur d'Egremont!
Tablonun orijinal sözleşmesi Hasselburg ve Egremont'dan geldi.
- L'idée de la commande pour le tableau était d'Hasselburg et d'Egremont.
- Onunla birlikte ayrılmaz Egremont da.
Et avec lui, son inséparable Egremont.
Egremont seni Amerika'ya götürebilir.
Egremont pourrait t'emmener aux Amériques.
Ben onları ezmek istemiyorum, Egremont.
{ \ pos ( 192,250 ) } Je ne veux pas les anéantir, Egremont.
Söyle bana, Egremont Arayıcı'nın öldüğüne gerçekten inanıyor musun?
Dis-moi, Egremont, crois-tu vraiment que le sourcier soit mort?
Daha fazla bahane istemiyorum, Egremont.
Plus d'excuses, Egremont.
Egremont, kendi D'Haran tarihini hatırlıyor musun?
Egremon, vous souvenez-vous de l'histoire de d'Hara?
Ben öğlen güneşinden bile şüphelenirim, Egremont.
Je doute même qu'il y ait du soleil à midi, Egremon.
Yüzbaşımız, Piers Hasselburg, ve Teğmenimiz, Jean Egremont.
Voici notre capitaine, - Piers Hasselburg. - Enchanté.
Van Rijn.
Et notre lieutenant Jean Egremont.
Egremont nerede?
Euh... je ne vois pas Egremont.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]