Ekstra tradutor Francês
2,830 parallel translation
Boş, boş oturup, Marilyn'ın gerçekleşmesini bekleyemem, seçmelere gireceğim sonra da Orlin'e uğrayacağım ve Lianne ekstra vardiya verir mi diye soracağım.
Eh bien, je ne peux pas juste m'asseoir et attendre que Marilyn se produise, alors j'ai cette audition, et ensuite j'irai par Orlin pour voir si je peux choisir quelques changement pour Lianne.
Hey, Lily, yukarıda kullanmadığımız ekstra bir stüdyomuz var.
Lily, on a un studio là-haut, qu'on utilise pas.
Gelip ekstra bir oda için para vermeni istemem. seni görmeye zamanım bile olmayabilir.
Je ne veux pas que tu viennes et payes pour une chambre supplémentaire, et là, ne pas avoir le temps de te voir.
Ekstra olarak da 3 çeyrekliği olmayan tüm kadınlar adına küçük bir hediye.
- Voici votre addition. Et un petit extra, avec les compliment des femmes qui n'ont pas 75 centimes.
Aslına bakarsanız, satıyoruz, ve ekstra beş dolara size Lambert toprağını paket yaparım.
En vérité, nous en vendons, oui. Et pour 5 dollars de plus, j'offrirai l'emballage de la Terre de Lambert pour vous
Sıcak çikolatan geldi. Ekstra kremalı, biraz da tarçınlı. Tam sevdiğin gibi.
Chocolat chaud, supplément de crème, un peu de cannelle juste comme tu l'aimes!
Micah'ın spina bifida *'sı var, bu yüzden ekstra yardıma ihtiyacı var.
Micah a un spina bifida, il a besoin d'aide supplémentaire.
Bu yüzden 17 tane kullan-at kamera aldım. 2 tanesi bileğimde, 3 tanesi ceketimde, 4 tanesi de sizde, 3 tane ekstra da çantada, ve 1 tanesi de şapkamın altında.
Voilà pourquoi j'ai apporté 17 appareils photo jetables. 2 à la cheville, 3 dans la veste, 4 pour chacun de vous, 3 autres dans ce sac et un sous ma casquette.
Sence bana buraya gelenlerin ekstra istediğini söylemek önemli değil miydi?
Vous ne pensiez pas que c'était important de me dire que les mecs voulaient des suppléments?
Biraz ekstra isteyenler için, özel bir müşteri listem var.
J'ai une liste de clients pour quelques hommes qui aiment un petit quelque chose en plus.
Şundan çeyrek porsiyon alayım, ekstra barbekü sosu ve lahana.
Oui, je vais prendre un quart de ça. un extra de sauce barbecue et de la salade de choux.
Sen bir diş fırçası gidip, Dolabında bir ekstra gömlek kapmak.
Tu vas prendre une brosse à dents, une chemise de rechange dans ton placard.
Ekstra zaman isteyebilmem için Jeremy'nin moralini yerine getirmen gerekiyor.
Tu dois mettre Jeremy de bonne humeur pour que je puisse demander un délai.
Ve birkaç ekstra da aldım Çünkü Richie'nin geçen sefer aldığım sepeti çok sevdiğini biliyorum.
Et j'en ai pris en plus parce que je sais que Richie a fini le dernier panier que j'ai apporté.
- Inger'in lattesinde ekstra süt olsun.
Avec du lait dans le café d'Inger.
- Inger'in lattesinde ekstra süt olsun. - Tamam.
Avec du lait dans le café de Inger.
Ekstra güç işime yarar.
Je saurai utiliser l'energie en plus.
Ekstra tulum, süveter aldım dışarı çıkarırlarsa diye güneş kremi aldım. Bones, merak etme.
J'ai pris des bodies, un pull... de la crème solaire s'ils sortent...
Ekstra erzak için sana teşekkür etmemi istediler.
Ils voulaient que je te remercie pour les provisions supplémentaires.
Amon Arena'da ekstra güvenlik önlemi alınmasını istiyor.
Amon veut renforcer la sécurité au stade.
İki tane arı polenli, vitaminli ve ekstra bira mayası.
Deux smoothies avec du pollen d'abeille, acidophiles et un supplément de levure de bière. Ah!
Ah! Evet, ekstra, lütfen.
Oui, un supplément, merci.
Hey, kızlar gözlerini kapatmazsa ekstra sayıya gidemezsin.
Hey, tu ne peux pas avoir le point à moins que les filles ferment les yeux.
O gün bana kutlama niyetine ekstra şok verdikleri için dediğini hatırlamıyorum.
Ils m'ont administré des électrochocs, ce jour-là pour fêter, pour que je ne me souvienne pas de ses dires.
Ekstra güçlü bir jöle sürdüm de. Kafam elma şekerine döndü resmen.
J'ai utilisé ce gel extra-fort, et j'ai l'impression d'avoir une pomme d'amour en guise de tête.
Jamie, ekstra neşe alayım biraz lütfen.
Jamie, verse moi un petit supplément de joie, s'il te plait.
Buradaki adamların ekstra şeyler beklediğini söylemenin önemli olmayacağını mı düşündünüz?
Vous n'avez pas pensé que c'était important de me dire que les gars ici s'attendent à des suppléments. Je suis mariée et j'ai deux enfants.
Biz ekstra hizmet veriyoruz diye bizi eleştirirken, kendisi ev kirasını zor ödüyor.
Elle se plaint toujours de nous donnant des suppléments quand elle peut à peine payer son loyer.
Ekstra biberli.
Spéciale pepperoni.
Ayrıca karaoke makinasına ve ekstra büyük ya da ekstra orta boyunda kondomlara ihtiyacımız var.
"Bienvenue à Hollywood." Oh, oh, et un karaoké, et des extra-larges... des préservatifs extra-médiums.
Hız için ekstra para ekledim.
J'ai un inclus un extra pour le délai aussi court.
Evet, belki de Laudner'ın öğrencilerinden biri bu kanepede ekstra puan almaya çalışıyordu.
Oui. Peut être que un élève de Laudner chevauchait des points en plus sur le canapé.
Ama bu Hopkins'in vermek istediği ekstra bir şey.
Mais ça c'est le fric en plus que Hopkins était prêt à offrir.
Ekstra kremalı negro bisküvi gibi.
Et roulée comme un paquet d'Oreo.
Az önce ekstra bir...?
Tu viens de bouffer une * * * avec un extra de * * *?
Hanson ise sadece ekstra olur.
Hanson... c'est juste un bonus, ok?
- Orta boy, ekstra kavrulmuş.
Un rôti moyen.
Ekstra mısırın ekmeği fazla gevşeteceğinden endişeleniyordum ama olmadı.
J'avais peur que le maïs fasse un pain qui se détache trop, mais tout va bien.
Eski eşimin kocası dedi ki'bizce Bay Limon'ın ekstra bir milyon dolar ödemesi gerekiyor.'
L'avocat de mon ex dit : "Il est logique que M. Limon paie un million de dollars de plus."
... ekstra iki milyon dolar ödedim.
J'ai payé deux millions, au final.
Evet, ekstra bir antrenman için program çıkaralım. Birkaç yeni taktik üzerine çalışırız.
Peut-être qu'on devrait programmer un entrainemmetn supplémentaire, executé certains nouveaux jeux.
Riley, lütfen bana "ekstra" yapmadığını söyle.
Riley, s'il-te plait, dis-moi que tu n'as pas fait de suppléments?
Ve yeni eklenmiş ekstra buharla keşke daha önce alsaymışım diyeceksiniz.
Et avec la vapeur en plus... votre seul regret sera que je ne sois pas venu avant.
Ekstra para kazanmak istiyorsan tabii.
Si tu veux t'en faire plus, bien sûr.
Bu adamların arasında ekstra paraya ihtiyacı olan var mı?
Un de ces gars n'a jamais eu besoin de quelques billets supplémentaires?
ATM'ye koşup sana biraz ekstra nakit para çekeyim.
Je vais courir au distributeur et retirer du liquide en plus.
Jane, ekstra nakit falan yok.
Jane, il n'y a pas de liquide en plus.
Sizin yemeklerinize ekstra özen gösterilmesini bizzat sağlayacağım.
Je m'assurerai qu'on accorde à vos plats une attention spéciale.
Bu beş pompa ekstra nane.
C'est "5 pressions extra menthe."
Beş kere ekstra çikolata sıktırıyor.
5 pressions avec supplément chocolat.
Bazı kızlar ekstra para için bunu yapar.
Quelques filles le font pour avoir plus d'argent.