English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Elements

Elements tradutor Francês

2,968 parallel translation
Üst düzey, VIP ve yaşam tarzı gibi noktalardan konuşacaksınız.
Ton nom sera Jerry. Vos éléments de langage : haut de gamme, VIP, style de vie.
Bu müziği o günlerde popüler yapan şeyi bulmaya çalışıyorum.
J'essaie de comprendre quels éléments de cette musique la rendaient si populaire à l'époque.
Biz de içeri girip sakıncalı unsuru süpürdük.
On est entrés et on a dégagé les éléments indésirables.
Malzemelerin sahada yeniden değerlendirilmesi ölümle yaşam arasındaki ince çizgiyi belirler.
Leur capacité à réutiliser des éléments peut souvent faire la différence entre la vie et la mort.
Romanın hangi öğelerinin onu Romantik akımın bir parçası kıldığına dair fikri olan var mı?
Quelqu'un sait quels éléments du roman définissent le mouvement romantique?
Romandaki hangi öğelerin onu Romantik akımın bir parçası kıldığı konusunda.
Des éléments du roman qui définissent le mouvement romantique.
İçinde dans öğeleri bulundurmasına karşın Capoeira oldukça tehlikeli bir dövüş sanatıdır.
Bien que la capoeira incorpore des éléments de danse... c'est une forme très dangereuse d'arts martiaux.
Buraya gelir gelmez maruz kalacağımız unsurlar ve nasıl kendi kararlarımızın esiri olacağımız hemen belli oldu.
En arrivant, nous avons immédiatement constaté à quel point nous allions être à la merci des éléments et que tout dépendrait de nos propres décisions.
İnsanlar deliye döndü ve çığlık çığlığa enstrümanları kucakladılar.
Les gens devinrent dingues, criant sous les éléments déchaînés...
Hepiniz çok iyi polislersiniz ve kuvvetle tavsiye edildiniz.
Vous êtes de bons éléments, et vous m'avez été recommandés.
Biraz da şansla, jüriyi, dava için yeterli kanıt olmadığına ikna edebilirim.
Avec de la chance, je persuaderai le juge qu'il n'y a pas assez d'éléments pour un procès.
Bir an, bana hiçbir şey dokunamaz diye düşünürken bir an sonra, nasıl olduysa, kalbim yerinden çıkmış bütün etkilere maruz kalabilecek bir halde.
Une minute avant, j'étais impénétrable. Rien ne pouvait me toucher. La suivante, mon coeur s'arrachait de ma poitrine, s'exposant aux élements.
Bugün en iyi ajanlarımızdan Rosenbaum içinde gizli mevki bilgileri ve CIA'in Avrupa'daki gizli yerlerinin taslakları yer alan nano-çipi naklederken vuruldu.
L'agent Rosenbaum, un de nos meilleurs éléments, a été abattu dans la matinée. Il transportait une nano-puce contenant des lieux secrets et des plans des bases de la CIA en Europe.
Kimliğini saklamak istemelerinin bir nedeni olmalı.
Mais tous ces éléments identifiants ont été enlevés pour une raison. - Morte.
Ama pantolonunda garip bir elementin izlerini buldum.
Mais j'ai trouvé des traces d'éléments bizarres sur son pantalon.
Hayatın bekçileri, ölümün gölgeleri.
Éléments de la nuit Éléments de la mort, approchez
Hayatın bekçileri, ölümün gölgeleri. Buraya gelin.
Éléments de la nuit, Éléments de la mort, approchez
Hala birkaç parça bekliyorum perdeler de siparişte.
J'attends encore quelques éléments, et les rideaux tardent à arriver.
Ekolojik sistemde, bir tür uç noktadan öteye geçebilecek bazı kesin elementler var.
Certains éléments de notre écosystème pourraient être affectés irrémédiablement.
Sen ne diyorsun?
- Au vu des derniers éléments...
Bu elementleri, istediğim taktirde bükebilirim ufak şekillerde de olsa.
Ces éléments se plient à ma volonté. Dans une modeste mesure.
Bunlar en iyi ajanlarım, Bacaklar, -... Burun ve Bayan Robinson.
Voici mes meilleurs éléments, les Jambes, le Nez, et Mme Robinson.
Bazı bağlantılar var.
On a des éléments.
Dur çağrısı yapılan suçlular, ağır silahlarla karşılık verdi.
Elle a ouvert le feu devant le refus des éléments subversifs qui ont répondu par un feu nourri.
Çözeltiye biraz permanganat katıyoruz ve diğer elementlerin nasıl oksitlendiğini gözlemliyoruz.
Versez le permanganate dans la solution et regardez comment les autres éléments vont s'oxyder.
Bilinmedik tehlikeleri gizleyen gökyüzünün altında çevreye karşı savunmasızlar.
Ils sont exposés aux éléments sous un ciel aux menaces inconnues.
Jürinin saygı değer üyeleri müvekkilim aleyhinde olan delilleri gördünüz ve dinlediniz ama unutmayın gözlerin bazen görebildiğini kalp her zaman hisseder.
Mesdames et Messieurs du jury, vous avez vu et entendu des éléments contre ma cliente. Mais souvenez-vous, ce que vos yeux de temps en temps voient, votre cœur le sent toujours.
O listelerle birçok şeyi hallettiğimi biliyorsun.
Et je réussis à faire un tas d'éléments sur ces listes.
Para demişken, bu dosyalara bakarken, en sorgulanabilecek şeyleri not aldım çita, gösteri uçağı, Ross Perot'ın kordon kanı.
Parlant d'argent, j'ai regardé ces déclarations, et j'ai remarqué que certains éléments était très douteux... le guépard, l'avion de voltige, sang de Ross Perot...
En azından bir kısmımız.
Du moins, certains éléments. Vraiment?
Kimmiş o bir kısmımız Mini?
De quels "éléments" tu parles, Mini?
Eminim yaşadıkların Bo hakkında değerli sezgiler elde etmeni sağlamıştır.
Je suis sûr que cette expérience vous a fourni de précieux éléments sur Bo.
Lise ; üçüncü dünya ülkelerindeki kümes çiftlikleriyle federal hapishanelerin en tipik yönlerini bünyesinde bir araya getiren kendi içinde küçük bir dünya.
Le lycée, un petit monde où se combinent les pires éléments. Du camp de redressement à la basse-cour d'une ferme.
Size sormak istediğim birkaç şey var.
Je dois vous poser quelques questions sur de nouveaux éléments.
Bilemiyorum, üzerindeki etiket daha aşınmış olurdu.
Je pense pas. Les éléments auraient dégradé le papier de l'étiquette. Elle a l'air neuve.
Disiplin kuruluna gitmeye yetecek kadar bilgi toplayınca izinlerini alacaktım.
J'allais leur demander leur permission quand j'aurais eu assez d'éléments.
Dedektif, bence bu vaka mükemmel bir dedektif hikâyesi olur.
Je pense que ce cas a tous les éléments d'un roman policier épatant.
Her şeyi öğrenmeye çalışıyorum.
- J'essaye d'avoir tous les éléments.
Dökümanları inceleme fırsatın oldu mu? - Evet.
Tu as pu regarder les éléments?
Gözüme iki şey çarptı.
Quelques éléments sont ressortis.
Ne gibi delillerini yok ettim acaba?
Et combien d'éléments de preuve j'ai gâchés en les laissant passer?
Alex geçmişiyle ilgili bir şey saklıyor.
Alex cache des éléments de son passé.
Pekala. Ben şu ana kadar öğrenebildiğimiz her şey hakkında bir brifing hazırlamanı istiyorum.
Préparez une réunion sur tous les éléments qu'on connaît.
Yani, size faydası olacak her şeye ihtiyacınız var.
Il faut que beaucoup d'éléments jouent en ta faveur.
Rose Teller'a olan sadakatinin farkındayım. Haklısın da. Ama genelde kötünün yükünü omuzlarında taşıyan iyi polislerdir.
Je sais que vous respectiez Rose Teller, à juste titre, mais souvent les bons éléments paient les pots cassés des autres.
Tayf analizlenmesi unsurların kökeninin dünya dışı olduğunu ortaya çıkardı.
Les analyses spectrométriques ont révélé que des éléments extraterrestre en sont l'origine.
Çadırdan gelen dünya dışı iz unsurları tespit ediyorum.
- Je détecte des traces d'éléments extraterrestres venant de la tente.
Çok bir şey bilmiyoruz, bildiklerimiz de çakışıyor.
Nous avons des éléments déroutants.
"5 Şeytan Tuzağı"
5 éléments domptent les démons.
Kilise en karanlık zamanlarda bile herkes için bir "ışık savaşçısı" olmuştur.
Ce sont toujours les éléments sombres qui donnent de l'importance aux grands combattants de la lumière.
Başkan bulunan tüm parçaların müzede düzgün bir biçimde sergilenmesi gerektiğini düşünüyor.
Le maire pense que tous ces éléments devraient être exposés dans un musée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]