Elinor tradutor Francês
63 parallel translation
Birçok defa enkazdan gemimiz Elinor M ile konuşmaya çalıştım.
J'ai souvent essayé de contacter notre vaisseau, "l'Elinor M".
Buna tahammül edemem Elinor.
Ce n'est pas supportable, Elinore.
- Elinor bile bu kirayı kabul eder.
- Elinore approuvera son loyer.
Sanırım Edward ve Elinor bir bağ kurdu.
Je pense que Edouard et Elinore éprouvent quelque attachement.
Elinor senin gibi hissetmiyor.
Elinore aime la réserve qu'il affiche.
- Onu özlüyor olmalısın Elinor.
- Il te manque, n'est-ce pas?
- Elinor da öyle derdi.
- C'est ce que dirait Elinore.
Ah, Elinor, bu Willoughby.
Elinore, c'est Willoughby.
Çiçeği solacak ve Elinor gibi evde kalacak.
Elle va finir vieille fille comme Elinore.
Elinor iyi.
Elinore va bien.
Elinor, kalbin nerede senin?
Elinore. Où est ton cœur?
- Elinor nerede?
- Où est Elinore?
Daha sonra Happy Days'den Erin Moran ve Prenses Elinor Donahue...
Dans un instant, Erin Moran des Jours heureux et la princesse Elinor Donahue...
Evet, bu bir Elinor Hoyt Wylie şiiri.
Oui, c'est l'extrait d'un poème d'Elinor Hoyt Wylie.
Göldeki kız Elinor Bishop.
La fille du lac est Elinor Bishop.
- Nora. Elbette.
- Tu te souviens d'Elinor?
Peki, Marianne ve Elinor'un yakınlaşmalarındaki asıl nokta...
Mais le cœur du récit, c'est leur relation.
Austen bu ilginç üçgeni Elinor, Edward ve Lucy Steeleets ile kurmuş. Ve en sonunda, Lucy Steele'nin, Edward'ın kardeşi ile kaçması için..... şapkasından tavşan çıkarmak zorunda kalmış.
Austen concocte un triangle croustillant entre Elinor, Edward et Lucy Steele et à la fin, par un tour de passe-passe, Lucy s'enfuit avec le frère d'Edward?
Meggie uzun zamandır duymak istediğin hikaye, Elinor, sen yine bir kitap almak için gitmiştin ve biz de evde oturuyorduk.
Meggie... C'est aujourd'hui que je vais enfin tout te raconter. Elinor, vous étiez... partie à une foire du livre.
Acele et, bin.
Montez! Tante Elinor!
Bu, muhtemelen hayatında yaptığın en aptalca şey olacak, Elinor.
C'est probablement la chose la plus stupide que tu aies jamais faite de ta vie Elinor.
Mutlu sonlar hep beni ağlatmıştır.
Ça suffit Elinor. C'est ridicule, pleurer quand ça finit bien.
New York sosyetesinden Elinor Sherman benim annemdir.
Ma mère est Elinor Sherman, membre du tout New York.
Affedersiniz, New York sosyetesinden Elinor Sherman anneniz mi?
Vous venez de dire que votre mère était Elinor Sherman?
Merhaba Elinor.
Bonjour, Elinor.
Elinor, ben çok sadık bir insanımdır.
Je suis très loyal, Elinor.
Kadehimi Elinor Smith için kaldırıyorum, kendisi hepimiz için bir ilham kaynağı.
À Elinor Smith, une inspiration pour tous.
Daha sonra Elinor hastalandı.
Et puis Elinor est tombée malade.
Annika Vilhelm ve Elinor Grunden kalanlar. Açıklamamışlar.
Annika Vilhem, Elinor Grunden, on a pas retrouvé les autres.
Elinor Grunden.
Elinor Grunden.
Her neyse, Elinor diyordu ki Sen ve Vi epeydir pazar kahvaltısına gelmemişsiniz. - Birlikte olur muyuz?
Elinor et moi, on serait heureux de vous inviter un de ces dimanches...
Elinor, kaçın!
Elinor, courez!
Elinor?
Elinor?
Elinor, bak!
Elinor, regarde!
Elinor!
Elinor?
Elinor tatlım, damat adayları sorunumuzu kimin çözdüğünü asla tahmin edemezsin.
Elinor, tu ne devineras jamais qui a réglé notre problème.
Elinor!
Elinor!
Elinor! Cevap ver tatlım!
Elinor, réponds-moi!
O senin karın, Elinor!
C'est ta femme, Elinor.
- O senin karın Elinor!
- C'est ta femme, Elinor!
Elinor.
Elinor!
Merida, Elinor, acele edin.
Merida, Elinor, dépêchez-vous.
Çünkü benim Elinor gibi olduğumu düşünürler.
Et c'est parce qu'ils pensent que je suis une Elinor.
Elinor mu?
Une Elinor?
Oh evet, şu Elinor, tamam.
Oh, Oui. Cette "Elinor".
Hastane 300'ün üstünde uyuşturucuyla karşılaştırdı ama bir şey bulamadı.
L'hôpital a mené les tests standards en matière de drogue. Il a testé plus de 300 substances. Elinor en est ressortie clean.
- Elinor Church ve Scarlett Davis.
Elinor Church et Scarlett Davis.
Elinor...
Elinore...
Elinor.
Elinor.
Çok iyi yaptın, Elinor.
Bravo Elinor.
- Elinor...
- Non, laisse-la.