Elmaslar tradutor Francês
1,533 parallel translation
Ama elimdeki elmasları satmak için birini bulmanı istiyorum.
Mais j'ai besoin d'un contact pour écouler des diamants.
Joshi'nin kasasında 10 milyon dolarlık elmaslar var.
Des diamants d'une valeur de 500 millions sont dans le coffre-fort de Joshi.
Tüm katta 10 milyonluk elmasları korumaya yetecek kadar bekçi var.
Et cet étage est gardé à auteur des 500 millions de diamants.
10 milyon dolarlık elmaslar?
Les diamants d'une valeur de 500 millions.
Şimdi anladım! Bu yüzden polis bodrumda elmasları bulamadı.
Maintenant je comprends pourquoi la police a trouvé ces diamants au sous-sol.
Çok havalıydı. Göbeğinde ve el tırnaklarında elmaslar vardı.
Elle avait des diamants sur les ongles et les incisives.
- Endüstriyel elmaslar 19. yüzyılda lağım kanallarında sondaj için kullanılırdı.
Les diamants industriels étaient utilisés pour creuser des tunnels au 19e siècle.
Kötü adamlar gülleri görüp, elmaslarımız için gelirler.
Les roses mèneront les voleurs à nos diamants.
Aldıkları elmaslar sadece bir gündür kasadaydı.
Les diamants qu'ils ont pris n'étaient là qu'aujourd'hui.
Yüksek kaliteli bütün elmasların kaydı tutulur.
Ils enregistrent tous les diamants de haute qualité.
Elmaslar kızların en iyi arkadaşıdır.
Les diamants sont les meilleurs amis des filles.
Bazı camsı parçacıklarda içeriyordu. Endüstriyel elmaslar olabilir.
Ça contenait peut-être du diamant industriel.
Ama yedi karatlık elmaslar bulunamamış.
Mais pas les 7 diamants de 5 carats qu'il avait volé.
Elmaslar, kayıp bir baba, devrim niteliğinde bir buluş.
- Des diamants, un père disparu, une invention révolutionnaire...
Elmasları sınıflandırmak için yeni bir yöntem geliştirdim.
- Proposer une nouvelle méthode d'évaluation des diamants. - Ah, dites donc! Rien de moins...
Eğer bir alıcı, elmasın savaşı finanse etmek için kirli elmaslar satan Kongo yerine Quebec'den geldiğini bilirse bu onun işine yarayabilir.
Si un acheteur peut savoir qu'un diamant vient du Québec plutôt que, je sais pas moi, du Congo, où y a diamants sales qui servent à financer des guerres, bien, ça peut avoir de l'importance à ses yeux. - Je peux?
Ordunun nefesini ensesinde hissetmeye başladığında kendi elmaslarını Alice'e vermiş ve ona kaçmasını söylemiş.
L'armée a débusqué l'affaire, le père coincé a senti que ça tournait mal, il a donné tous les diamants à Alice, et lui a dit de fuir.
Bulutlardaki elmasları topluyorum, bebeğim. - Senin için de bir tane almayı isterim.
Ramassant des diamants sur les nuages, chérie.
Elmasların dört özelliği vardır. Karat, berraklık, renk ve kesimi.
Carat, Clarté, Couleur et Coupe.
Şu anda bir şeyin ortasındayım, Mike. Birisi Harry Winston'dan gelen kadını arabasına giderken gasp etmiş $ 2 milyon dolarlık elmasları çalmış.
Bien, quelqu'un vient juste de braquer la fille de chez Harry Winston pendant qu'elle allait à sa voiture... il lui a pris $ 2 million de diamants.
Elmasları kimin aldığını buldunuz mu?
Avez-vous, heu, trouvé qui a volé les diamants?
Elmasları geri verecektim!
J'allais rendre les diamants.
Elmaslar açık artırmaya giriş biletimiz olacaklar.
Les diamants sont notre ticket pour les enchères.
Elmaslar küçüktür.
Les diamants sont petits.
Elmaslar küçüktür, ama biz de çok dikkatliyiz.
Les diamants sont petits. Mais nous sommes très minutieux.
Senin adamlarının on beş dakikada çaldığı elmasların bir kısmını elde edebilmek için bu adamlar yıllardır güneşin altında çalışıyorlar.
Ces hommes travaillent au soleil depuis des années pour obtenir une fraction des diamants que vous volez en 1 / 4 d'heure.
- Takımın İtalya'da çaldığı elmaslar.
Les diamants que l'équipe a volé en Italie.
Elmaslar yoktu.
Pas de diamants.
Elmaslar mı?
Diamants?
Şimdi de bu elmaslar hakkında rüya görüyorum.
maintenant, je rêve de ces diamants.
Elmaslar bulunamadığı için bunu kanıtlayamamışlar. Ama soygunun gizli video kayıtlarında bir adam ve bir kadın varmış.
Il n'ont jamais pu le condamner parce qu'ils n'ont jamais trouvé les diamants, mais dans la vidéo surveillance du vol, il y a un homme et une femme.
Elmasları buluyor. Uğruna ablasının öldüğü. Biri aradığında kendini ölmüş göstermek için kardeşinin cesedini kullanıyor.
pour trouver les diamants qui ont provoqué la mort de sa soeur... en utilisant le corps de sa soeur pour faire croire à sa propre mort, personne ne la chercherait
Hepsi de elmaslar için.
Tout ça pour ces diamants.
Elbette zenginiz. Elmasları satar satmaz her şeyimiz olacak, istediğimiz her şey.
Bien sur que oui, dès que nous aurons vendu les diamants, nous aurons toutes les choses que nous voulons.
Elmasları yutmuş.
Elle avait avalé les diamants.
Nerelisin bilmiyorum bayan ama Tijuana da biz sahte elmasları kakalamaya çalışanları pek iyi karşılamayız.
Je ne sais pas d'où tu viens, miss, mais à Tijuana nous n'avons pas de bonté pour les personnes qui essayent de faire passer des diamants faux.
Elmaslar tam zamanında teslim edildi.
Les diamants ont été livrés dans les temps.
Sana zamanını değil, elmasları soruyorum.
Je ne pose pas de question sur le timing J'en pose sur les diamants.
Öyleyse, 4 milyon dolar değerindeki elmasların nasıl kaybolmuş olabileceğine karşı bir teorin var sanırım.
Vous avez une théorie pour expliquer comment 4 millions de dollars de diamants ont pu se perdre?
Tek bildiğim, elmasları CIA'nın teslim aldığı.
Pour ce que je sais, la CIA a pris les diamants.
Ekibimdeki hiç kimse anlattıklarımdan farklı şeyler anlatmayacaktır. Elmasların bizde olduğunu kanıtlayacak hiçbir deliliniz yok.
Tous les hommes de mon équipe vous diront la même chose que moi.
Adamlarınız elmasları ekibinizin emeklilik ikramiyesi planınız doğrultusunda sakladılar.
Vous avez gardé les diamants qui sont arrivés sur un compte pour vos retraites.
Geçmişinde Pilfered elmaslarından daha fazlası var.
C'est plus qu'une histoire de diamants volés.
Honduras görevinde kaybettiğimiz elmaslar mı?
Les diamants manquants ou notre mission en Honduras?
Belki de elmaslar vardır.
Peut-être des diamants.
Elmaslar gerçek gibi.
Les diamants semblent vrais.
- Elmaslara ne oldu? - Elmaslar mı?
- Où sont les diamants?
Elmaslar!
Des diamants!
Phillip'in elmaslarını çalmayı mı planlıyorsun?
Alors vous comptez voler les diamants de Phillip?
Elmasları Malone'a verecek ve... -... Kanada'da arazi olacaktım, ama pasaportum- -
Je devais donner les diamants à Malone, et disparaître au Canada, mais mon passeport...
Elmaslar!
- ce qui créera...