Ena tradutor Francês
25 parallel translation
Ena Frog, 8 Masonic Apron Caddesi, Cowdenbeath.
Madame Ena Frog, 8 rue du Tablier Maçonnique, Cowdenbeath.
- Benim adım, Ena.
- Mon nom est Ena.
Beni bırak, Ena, onları arayacağım.
Libérez-moi, Ena, donc je vais les chercher.
- Bırak onu, Ena!
- Libérez-le, Ena!
- Ena.
- Ena.
- Hemen git, Ena.
- Allez maintenant, Ena.
Eğer senin bir beynin olsaydı, MGIMO çalışıyor olurdun, ve burada herkesle didişmezdin.
Si tu avais un peu de cervelle tu serais étudiant à l'ENA au lieu de nous raconter des salades.
Ena Hala'nın yanına Güney Afrika'ya gideceksin.
Je te dépose en Afrique du Sud chez tante lna.
Erna - büyük.
Ena, c'est grand.
Erna - büyük.
Ena, grand.
Onu üniversiteden beri tanıyorum. Paris'te idari bilimlerde beraber okuduk. Hatırladığım kadarıyla...
On est allés à l'ENA ensemble, à l'époque c'était à Paris.
X ena'da yer altı cücesi rolünü oynamıştı.
Il a joué un rôle de gnome dans un épisode de Xena.
X ena'da onu tanıyamazsın çünkü uzun saçlı bir cüceyi oynadı. Ama küçüklüğümüzde Andrew Lloyd Webber müzikallerindeki temsilleri oynardı ve hepsi de berbattı.
Ça se voit pas trop dans Xena en costume de gnome velu... mais dans notre enfance, il donnait des représentations à très bas budget... de comédies musicales d'Andrew Lloyd Webber au grenier.
20 yıl sonra karımdan ayrılıp hayatımın büyük bir bölümünü yok edemem.
Bravo! À ma sortie de l'ENA, je rêvais d'être à la tête d'un groupe comme celui-là.
Yarın Ena'nın doğum günü.
C'est l'anniversaire d'Ena, demain.
Bir takım gibi düşünmek zorundayız. Bir takım gibi hareket etmek ve konuşmak zorundayız. Bir takım gibi yürümeli, dövüşmeli ve bir takım gibi olmalıyız çünkü biz Refakatsiz Çocuklar Takımıyız.
on va se serrer les coudes, on va penser comme une équipe, réagir comme une équipe, parler comme une équipe, marcher comme une équipe, nous battre comme une équipe, être une équipe, parce qu'on est la grande équipe des'ENA'.
Bizi yine Refakatsiz Çocuklar Odasına mı götürüyorsunuz?
Monsieur? Vous nous renvoyez dans la salle ENA?
Ena'ya bir alkış.
Maintenant, nous accueillons Teena,
Muhteşem Ena'ya.
La fabuleuse Teena.
Ena, bıçakları yine çatalların arasına sıkıştırmışsın.
Ena, tu as encore chipé les couteaux et les fourchettes!
Ena kendini hala Kral'ın hizmetçisi zannediyor. Önüne gelen şeyi çalıyor.
Ena se croit encore la bonne du roi et ne peut s'empêcher de tout voler.
* Neler olduğunu anlamak için, bebeğim... *
Il ne faut pas être sorti de l'ENA, pour comprendre ce qui se passe, bébé.
Sanırım kıç-enamı kırdım.
Je me suis tuée les fess-ena.
Keşke bazılarını izlemeseydin.
Honnêtement, il y ena certains que j'aurais préféré que vous n'ayez pas vu
Ena halleder.
Ena peut le faire.