English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Ephraim

Ephraim tradutor Francês

101 parallel translation
Ephraim, dönmemek üzere mi gittiler?
Ephraim, sont-ils partis, pour de bon?
Evet, Ephraim.
Oui, Ephraim.
Beni yalnız bırak, Ephraim.
Laisse-moi tranquille, Ephraim.
Kimse eline su dökemez, Ephraim.
Peu de gens peuvent t'égaler, Ephraim.
- Haydi, Ephraim!
- allez, Ephraim!
" Ephraim Cabot burada yatıyor.
" Ci-gît Ephraim Cabot.
Neyse, dedenizin babasının babasının babası Ephraim Moon 1782'de gemiyle Avustralya'ya gitti ve orada eczacı oldu.
Tout commença lorsque votre ancêtre, Ephraïm Moon, émigra pour l'Australie en 1782. Il s'y établit comme apothicaire.
Son kocam, Ephraim Levi, hayata inanırdı, nerede bulursan, nerede çeşit çeşit insan varsa.
Feu mon mari aimait beaucoup la vie. Il aimait voir des gens, prendre des bains de foule.
Ephraim, gitmeme izin ver.
Éphraïm, laisse-moi y aller.
Yeterince zaman geçti, Ephraim.
Ça a assez duré.
Ama, son zamanlarda, Ephraim, farkına varmaya başladım ki... uzun zamandır hiç ağlamamışım.
Mais récemment, Éphraïm, je me suis rendu compte que... depuis très longtemps, je n'ai pas pleuré...
Ben kararımı verdim, Ephraim, ama sen küçük bir işaret gönderirsen daha iyi hissedeceğim, onayladığına dair minik bir işaret.
J'ai pris ma décision, Éphraïm. Mais je serais bien contente si tu pouvais me montrer que tu m'approuves, d'une façon ou d'une autre.
Geri gidiyorum, Ephraim. Yeniden insanlara katılmaya karar verdim.
Éphraïm, je vais rejoindre le monde.
Ve Ephraim, beni senin yollamanı istiyorum.
Et Éphraïm, je veux ton accord.
Ephraim Levi, yeniden evleneceğim.
Éphraïm Levi, je vais me marier à nouveau.
Her zaman söylediğin gibi, Ephraim : Para, tabirimi bağışla, gübre gibidir.
Comme tu disais, Éphraïm : "L'argent, sauf votre respect, est comme le fumier."
Ve Ephraim, hala işaret bekliyorum.
J'attends toujours que tu me montres que tu es d'accord.
- O benim dostum, Ephraim.
C'est mon ami, Ephraïïïm.
Ve "Ephraim, the Retarded Rabbit" olmasından yana olanlar?
Ceux en faveur de "Ephraïm, le lapin débile"?
Ephraim'e telgraf çekip, kanıt sormak istiyorsan, buyur.
Si vous voulez demander des preuves à Ephraim, allez-y.
Ya da Mossad bilgiyi, Louis'ye bilgi veren CIA'ye veriyor Ephraim de bizden Louis'yi ona vermemizi istiyor çünkü biliyor ki, bizim ondan yapmasını bekleyeceğimiz...
Ou le Mossad renseigne la C.I.A., qui renseigne Louis, et Ephraim demande Louis, car il sait qu'on s'y attend...
Bilmiyorsan, Ephraim'e Avner'ın onu görmeye geldiğini söyle.
Sinon, dis à Ephraim qu'Avner est venu le voir.
Yani ekmeğimi bölüş benimle, Ephraim.
Alors allons casser la croûte ensemble, Ephraim.
- Nasılsın Yargıç Ephriam?
- Brian? - Comment allez-vous, juge Ephraim?
Victor Yolu 22 numara. Ephraim Dağı Mezarlığı.
22 Victor Road, cimetière de Mount Ephraim.
Abby, Ephraim Dağı Mezarlığı'nı ara.
Abby, appelle le cimetière d'Ephraim.
- Orjinal bir Breen 984 yarım ispanyol altını. - Ephraim Brasher tarafından dizayn edilmiş. Ephraim Brasher tarafından kazınmış.
C'est un véritable demi-doublon Breen 984, conçu et frappé par Ephraim Brasher, et, tenez-vous bien, mesdames et messieurs, il pèse 204 grains.
Ephraim Watson 80 li yaşlarında, kızı Ruth ile birlikte yaşıyor.
- Appelle-le. - Je ne peux pas. Ephraim Watson a 80 ans, il vit avec sa fille, Ruth.
Pekala, fotoğrafçı, Ephraim Watson, konuşamıyor. Kızı bize mezuniyet günü müdürün vurularak öldürüldüğünü söyledi.
Eh bien, le photographe, Ephraïm Watson, il ne peut pas parler, et sa fille nous dit que le directeur a été tué le jour de la remise des diplômes.
Hayatın pahasına koru, Ephraim.
Tu le surveilles sur ta vie, Ephraim.
Ephraim'e bak. Gördün mü?
Regarde Ephraim.
Ephraim, Amerika'ya yarış pilotu olmaya geldi.
Ephraim est venu en Amérique pour être pilote automobile.
Gotthold Ephraim Lessing adında biri tarafından yazılmış.
De Gotthold Ephraim Lessing.
Nasıl gidiyor, Ephraim?
Salut, ça roule?
Bu çok komik, Ephraim ve bu değil.
C'est drôle, Ephraïm. Non, pas drôle.
Ephraim Mankofsky, ya da onun sevdiği şekilde, Mank bereketli bir hayat yaşadı.
Ephraim Mankofsky. Mank, comme il aimait qu'on l'appelle, a eu une vie féconde.
Ben Ephraim Black'in torunuyum!
Je suis le petit-fils d'Ephraim Black.
- Eprahim Clausen'la... bir anlaşman var mı?
Tu as eu des problèmes avec un... Ephraim Clausen?
- Ephraim alt üst olurdu.
Ephraim aurait été contrarié.
- Ephraim!
- Ephraim!
Son kocam, Ephraim Levi derdi ki :
Comme disait feu mon mari :
Neyse, bu gelecekteki Bayan Vandergelder'in görüşü.
C'est en tout cas l'opinion de la future Mme Vandergelder. Et, Éphraïm...
Teşekkürler, Ephraim.
Merci, Éphraïm!
Ephraim Squier önemli biri.
Ne sois pas absurde.
Hem de çok önemli.
Ephraim Squier est très important.
Adım Ephraim.
Je m'appelle Ephraim.
- Ephraim Watson.
C'est quoi le nom du photographe?
- Bulmak çok zor olmaz gibi geliyor.
Ephraim Watson.
İbrahim.
Ephraïm.
Ephraim'i arıyoruz.
Je cherche Ephraïm.
Beni kazıklamasan iyi olur, Ephraim.
- M'arnaque pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]