Etmedin tradutor Francês
3,289 parallel translation
Çünkü daha önce benle hiç dans etmedin.
C'est parce que tu n'as jamais dansé avec moi.
Tezgahı herkesten iyi bilirsin sen de yapıyorsun. Fark etmedin galiba, süper market gibiyim burada.
C'est mieux que ce Nederman véreux qui traîne avec toi. j'ai un supermarché à disposition.
Seninle konuşmanın güzel olacağını düşündüm. Yol boyunca iki kelime etmedin.
J'avais envie de parler, t'as pas dit trois mots.
- Hayır. - Merak etmedin mi?
Et vous n'étiez pas curieux?
- Neden onu ziyaret etmedin? - Sadece git...
- Je croyais que tu voulais plus le voir.
Ama onu teslim etmedin.
- Mais tu l'as pas rendu.
Sanki sen hiç terk etmedin, sana bahsettiğim o korkunç şeyler hiç yaşanmamış, ve biz bu mutfakta, güvendeymişiz gibi.
Comme si tu n'étais pas parti. Comme si tout ce que je t'avais raconté n'avait jamais existé et que nous étions en sécurité dans cette cuisine.
Niye tamir etmedin!
Tu l'as jeté!
Mücadele bile etmedin.
Vous n'avez pas mis en place un combat.
İki Martini içtin ve benimle bir kere bile flört etmedin.
Deux Martinis et vous n'avez toujours pas flirté avec moi.
Sadece bu kibar insanlara kabalık etmedin, bana da kabalık ettin.
Tu n'as pas simplement été impolie avec ces charmantes personnes, tu as été dure avec moi.
Neden telefon etmedin?
Pourquoi tu ne l'as pas juste appelée?
Zavallı Ivy'ye 2 kelime bile etmedin.
Tu as à peine dit 3 mots à la pauvre Ivy.
Evet, etmedin. Şimdi edecek misin?
Non, tu n'est pas obligé vous Allez maintenant?
Beni teklif bile etmedin mi?
Tu me l'avais même suggerer?
Terrence, vurulmayı hak etmedin.
Terrence, tu ne méritais pas de te faire tirer dessus.
Neden o zenciyi alaşağı etmedin?
Pourquoi tu n'as pas tuer le nègre?
Kabullenme evresinde değilsin ve bu da demek oluyor ki henüz pes etmedin.
Tu n'y es pas encore. Tu n'as pas atteint ce stade. Ce qui veut dire que tu n'as pas renoncé.
Bana bile haber etmedin.
Tu ne me l'avais pas dit
Neden terk etmedin ki? Çünkü ona aşığım!
- T'aurais pas pu la larguer?
Benden neden rica etmedin?
Pourquoi on ne m'a pas demandé?
Hiç merak etmedin mi?
Vous n'êtes pas curieux?
Beni düğününe davet etmedin.
Tu m'as pas invité au mariage...
Ne? Yıllardır biriyle birliktesin ve bana bundan hiç söz etmedin, öyle mi?
- Tu es avec quelqu'un depuis des années et tu m'en as jamais parlé?
Tek kelime etmedin.
Pas un seul mot.
Hadi ama, fark etmedin mi?
- T'as pas remarqué?
Beni düğüne davet etmedin, bu yüzden bana hala aşık olduğunu sanıyorum.
Tu sais, tu ne m'as pas invité à ton mariage, Donc, je présume que tu es toujours amoureuse de moi.
Kapıyı kontrol etmedin.
T'as raté la menace cachée.
İkinci bir görüş talep etmedin mi?
Vous n'avait pas demandé d'autres avis?
Sen ışığın üstüne yemin ettin mi etmedin mi?
As-tu ou n'as-tu pas juré sur la lumière?
- Kabul etmedin.
Pas de problème.
Suçun ona kalacağını fark etmedin mi?
Tu ne t'es pas rendue compte que tout l'aurait accusée?
Egzersizlerimi doğru yapıyor muyum diye hiç takip etmedin.
Tu ne m'as pas suivi en bas pour vérifier pour être sur que je faisais mes excercices.
Ölen bir kadın önünde oturuyor, ve bir kahve bile ikram etmedin.
Je suis à l'agonie, et tu me proposes même pas un café.
Öyleydi... Fark etmedin galiba 1982 yılında değiliz.
Représentait... on n'est plus en 1982 au cas où tu ne l'aurais pas remarqué.
Numaralarını biliyorum Neal. İnkâr etmedin.
Ce n'était pas le déni.
İki kelime laf etmedin.
Tu as à peine dit deux mots.
Neden bu yaptığını bana haber etmedin?
Pourquoi tu ne m'as pas dit que tu faisais ça?
Ama hiç pes etmedin.
Mais vous n'avez jamais abandonné.
Börekleri mideye indirirken tabağın yanına iliştirilmiş "Vegan" yazısını fark etmedin mi acaba?
Et lorsque vous étiez entrain d'enfoncer ces rouleaux de printemps dans votre œsophage, avez vous remarqué la petite note sur le plat avec écrit "Végétalien"
Bütün gece Marshall'la Lily'nin atışmalarını dinledin ve bir kez şikâyet etmedin.
Tu es resté assis à écouter Marshall et Lily se disputer toute la nuit et tu ne t'es pas plaint une seul fois.
Hiç teşekkür etmedin bana, biliyor musun?
Tu n'as jamais dit "merci", tu sais çà?
Onu yakalamamıza yardım etmedin bir de?
Et tu ne nous as pas aidé à l'avoir?
Oğlumu ise bir sandalyeye kitlemiş durumdayım, sebebi ne bilmiyorum bile. Sen şikayet dahi etmedin. Resmen korku filminin ortasına attım seni de.
Mon fils est coincé au premier rang, quoi qu'il arrive, et toi, tu n'as rien demandé et tu es plongée dans l'horreur.
Ucu aile bağlantılarına uzanan hatalı payelerin dışındaki gerçeklerle.. ... anlaşmaya varmamıza müsaade etmedin.
Vous ne nous feriez pas accepter un compromis sur la vérité d'après de certains mal placé sur les connexion de la famille?
Evin önüne park etmedin değil mi?
- T'es pas garé devant au moins?
Benimle ilgili hislerin belli. Beni niye ölüme terk etmedin?
Vu votre ressentiment à mon égard, pourquoi ne pas m'avoir laissée mourir?
- Hayır, etmedin. - Tanrım.
Pas du tout.
Hiç niyetini belli etmedin.
C'était subtil.
Ona yardım etmedin.
Tu ne l'as pas aidé.
Tehdit etmedin mi?
- C'est tout?