Evinde tradutor Francês
10,854 parallel translation
Ray'in evinde yapmıştım.
Je l'ai fait chez Ray.
Zavallı Jenna uğraşıyordu ama beceremiyordu. Ama sen bizi evinde ağırladın.
La pauvre Jenna a essayé et échoué, mais tu nous as laissés rester chez toi.
Olivia'nın evinde kalıyordum ama tek başımaydım.
Je vivais chez Olivia. Mais j'étais livré à moi-même.
Efendi Damian, kendi evinde hapis gibi hissettiğini söyledi.
Monsieur Damien a dit qu'il se sentait comme un prisonnier chez lui.
Maktulün evinde çok miktarda para varmış.
Très bien. Beaucoup d'argent était gardé dans l'appartement de la victime.
- Şerefsiz herif Salvatore'ların evinde.
Le bâtard est chez les Salvatore.
Hayır, sadece "evet" yazdım. Bir dahaki sefere sadece bir tane bakıcı tutmalıyız böylece Louis benim evimde Lily'le ben de senin evinde seninle yatıya kalabilirim.
Oh, hey, tu sais, la prochaine fois, on devrait juste prendre une baby-sitter, et Louis pourra dormir avec Lily à ma maison, et je pourrais dormir avec toi à ta maison.
Annesi Amerikalı. İlköğretim öğretmeni ve hala ailesinin Olney, Maryland'daki evinde yaşıyor.
Sa mère est Américaine, c'est une institutrice, et elle vit toujours dans la maison familiale à Olney, dans le Maryland.
- Evet. - Ama bununla evinde bebek için önlem alabilirsin.
Tu peux sécuriser ta maison pour un bébé au moins.
Bay Sweeney'in evinde de kayıp bir halı vardı, Bay Sweeney'ye ait ve şirkete işlenmiş kül kavaozu makbuzu bulunmuştur.
Un tapis avait disparu, M. Sweeney avait un reçu pour un bidon de teinture dans son atelier.
Üç haftadır evinde kalıyorum ve televizyonu bir türlü bulamıyorum.
En 3 semaines chez elle, j'ai pas trouvé la télé.
Catherine de Medici, Toskana'da istenmeyen bir aile evinde terk edilmiş bir kereste fabrikasına bağlı.
Catherine de Médicis est en Toscane, dans une maison familiale non voulue, attachée à une scierie abandonnée.
Ruh ve beden sağlığı yerinde biri olarak 18 Mart 2000 tarihinde Nora Allen'ı kendi evinde öldürdüğümü özgür irademle itiraf ediyorum.
Étant sain de corps et d'esprit, j'avoue être coupable du meurtre de Nora Allen. Chez elle, la nuit du 18 mars, en l'an 2000.
Bu spencer ın ramsey scott'ın evinde ne aradığını açıklıyor.
C'est ce que Spencer faisait chez Ramsey Scott.
Babam, .. tutuklandı ve ceza evinde öldürüldü.
Mon père a été enfermé et il a été tué en prison.
O kadınlardan biri olmak istemiyorum evinde oturup, seni bekleyen, bütün yaptığın saçmalıklar için bahaneler bulan.
Je suis pas le genre de femme. que reste assis à la maison, à t'attendre. à se trouver des excuses pour toute cette débauche.
Zack'in evinde onun fotoğraflarının olmasının bir sebebi var mı?
Vous savez pourquoi Zack a des photos d'elle dans sa maison?
Telefonunu açmıyor, arabası evinde değil yani konuşamayız, değil mi?
Non, il ne répond pas à son téléphone, Booth, et sa voiture n'est pas à son appartement, alors parler n'est pas une option?
- Buraya getiriyor musun? - Bulabilsek getirirdik ama evinde yok ve telefonuna da cevap vermiyor.
- Je pourrais si on le trouvait, mais il n'est pas chez lui et il ne répond pas à son téléphone.
Kendini evinde güvende hissetmesinin tek nedeni bu olabilir.
C'est la seule raison pour laquelle elle se sentirait en sécurité juste en restant chez elle.
Ne hissedeceğimi bilemedim. Zulanı halamın evinde mi saklıyorsun?
Tu caches de la drogue chez ma tante?
Evinde sizin resimlerini gördüm.
J'ai vu des photos de vous chez lui.
Şeytan olupda Tanrı'nın evinde olmak sizi incitiyor mu?
Dites-moi, est-ce que ça fait mal d'être dans la maison de Dieu quand vous êtes le diable?
Kimse Şeytan'nın evinde oturmak istemiyor.
Personne ne veut vivre dans la maison du diable.
Senin evinde olacak.
C'est chez toi.
Selina Kyle'ın evinde de adamlarımız var.
Et nous surveillons la planque de Selina Kyle.
Galavan'in evinde bulduğumuz arma onlara aitti.
Il était leur crête nous avons trouvé dans le penthouse de Galavan.
Vali James hayatta ve iyi. Çin Rıhtımı'nda bir zula evinde.
Le maire James est vivant et est dans une cachette dans le quartier chinois.
Gordon senin evinde mi?
Votre maison? Gordon est chez vous?
Çalınan resimlerden birini evinde bulmuşlar.
Ils ont trouvé l'un des tableaux volés chez elle.
Hiçbir kurbanın evinde alkol yoktu.
Aucune des victimes n'avaient d'alcool chez elle.
Agneta bu geceki bir partinin davetiyesini buldu Alvar Gustavsson'ın evinde.
Agneta a trouvé une invitation pour une soirée qui se tiendra ce soir chez... Alvar Gustavsson.
Ayrıldıktan sonra, kız kardeşimin evinde kalıyordum.
Après la séparation, j'habitais chez ma sœur.
Birlik evinde, oradaki kız arkadaşlarıyla çekilmiş bir fotoğrafı var orada çok mutlu gözüküyor.
Il y a cette seule photo d'elle dans la maison de la sororité, elle est avec ses sœurs et semble si heureuse.
Bak, Kappa Evinde olanlarla ilgili tuhaf bir takıntısı var. Bu bile tuhaf olması için yeter.
Regarde, il est bizarrement obsédé par ce qui se passe chez les Kappa, ce qui est assez bizarre.
Kappa Evinde hiç yiyecek yok.
Y'a pas de bouffe chez les Kappa.
.. hiç kanıtın var mı, ya da yapma sebebi? Hayır, ama, sana söylüyorum. Kesin, Kappa evinde, 20 yıl önce banyoda..
Non, mais je te le dis, le mobile a quelque chose à voir avec ce qu'il s'est passé dans la salle de bain des Kappa il y a 20 ans.
Kappa Evinde olanlarla ilgili konuşmak için mi geldin?
Vous venez pour me parler de cette nuit à la maison Kappa?
O gece Kappa evinde doğan bebek ben miyim?
Suis-je le bébé qui est né à Kappa cette nuit?
Yetkililerden duydum ki... Kırmızı Şeytan, Zayday'ın hayaletli evinde birini öldürecekmiş.
J'ai de sources sûres que Red Devil va tuer quelqu'un dans la maison hantée de Zayday.
Bayan Bean, Kappa Evinde öldü. İkinizi de bu işin içine..... sürüklemiş olur. Evet, her şey ortaya çıktı.
Ms Bean est morte à la maison des Kappa ce qui vous entraînerait toutes les deux dans toute cette histoire.
Görünüşe göre 20 yıl önce Kappa evinde bir kız ölmüş.
Il s'avère, qu'une fille est morte dans cette maison, il y a 20 ans.
Potansiyel bir Onur Madalyası adayının, evinde yasadışı uyuşturucularla ölü bulunduğu, basının kulağına gitmiş.
La presse a eu vent qu'un potentiel nominé de la Médaille d'honneur a été trouvé mort avec des narcotiques en sa possession.
Senin evinde fikirlerini eleştirmek istemem ama daha yeni, Sharon'la ilgili iyi olmayan bir haber aldık ve bir an olsun, vajinasına yaban mersini sürüp onu iyileştirebileceğimi düşünseydim, bunu yapardım.
Je ne veux pas bousculer tes croyances dans ta propre maison mais on vient de recevoir des nouvelles sur Sharon qui ne sont pas bonnes et si je pensais que je pourrais juste lui frotter une myrtille sur son vagin et la guérir, je le ferais.
Doğa evinde ne var bilmiyorum.
Peut-être à la salle des comptes.
Elimdeki Castelroy'un kişisel defteri, doğa evinde bulundu.
C'est le livre de compte personnel de Castleroy, trouvés dans sa salle des comptables.
Magnum PI'ın evinde.
Dans la maison de Magnum.
Kendi işini kendi evinde yürütecek.
Il lance sa propre affaire.
Franklin'in evinde yangın çıktı!
La maison de Franklin brûle!
Castle, Cole Whitfield'ın bu sabah evinde Weschester'da olduğunu söyledin değil mi? Aynen öyle.
Castle, tu as bien dit que Cole était chez lui a Westchester ce matin, non?
Cole'un dün akşam saat 6 ile 8 arasında evinde olduğunu söylemiştin.
Vous avez dit que Cole était à votre appartement entre 18h et 20h la nuit dernière.