Evlilik tradutor Francês
9,097 parallel translation
Bu kadar çok kadının evlilik dışı bir parazitten yana dertli olduğunu bilmiyordum.
Je ne savais pas que tant de femmes souffraient de libertinage musical.
Gümüş çanlı evlilik kilisesi.
La chapelle de Silver Bells.
- Evet. Şu evlilik işi.
Ce truc de mariage.
Yani, evlilik bir çömleğe benzer mi diyorsun?
Tu compares un mariage à un pot?
İIk gereken şey evlilik belgen.
Donc le premier truc qu'il nous faut c'est ton certificat de mariage.
Bu evlilik.
C'est un mariage.
Dinlerarası evlilik.
Un mariage oecuménique.
Bu evlilik Protestanlar için hiçbir zaman gerçek bir güç olmaz ama, onlar için yaralarını iyileştiren bir merhem olacaktır.
Le mariage ne conférera aucun réel pouvoir aux protestants, mais cela agirait comme un baume pour eux.
Barışı sağlamak için evlilik iyi bir yol.
Le mariage est une bonne option, un chemin viable vers la paix.
Bu evlilik iyi bir teklif.
C'est un bon mariage.
Bu evlilik için ölmeye hazır mısın?
Êtes-vous prête à mourir pour ce mariage?
Evlilik bir sözdür derler, öyledir de ama, en güzel evlilikler kesinliğe dayanır.
Ils disent que ce mariage est comme une promesse, et ça l'est, mais les meilleures promesses sont celles basées sur la certitude.
Evlilik bunu yutturmamızın tek yolu.
Le mariage est le seul moyen de vendre ça.
Lawrence'ı severdim ama hiçbir evlilik mükemmel değildir, değil mi?
J'aimais Lawrence, mais aucun mariage n'est parfait, n'est-ce pas?
Böylece seni bu evlilik için zorlayamaz.
Alors peut-être qu'elle ne poussera pas cet engagement.
Evlilik gerçek hayatta olur.
Le mariage, c'est la vraie vie.
Ona evlilik teklifi göndermiştim.
Je l'ai demandée en mariage.
- Sadece rota değil, hedef... yani evlilik.
Pas juste la route. La destination. La rencontre.
Evlilik sözleşmesinden beri düdüklemedi beni.
Il ne m'as pas tourné depuis le contrat de mariage.
Siz ikinizin çocuk yüzünden anlaşmalı evlilik yaptığınızı duydum.
À propos de vous et Gun. J'ai entendu dire qu'il s'agissait d'un mariage de contratà cause de l'enfant.
Nasılsa anlaşmalı bir evlilik yapmışız ve ben seni zerre sevmiyorum değil mi?
Comme nous avions un mariage de contrat, je ne t'ai absolument pas aimé. N'est-ce pas?
Se Ra. - Şu anlaşmalı evlilik...
Se Ra, ce contrat de mariage...
Anlaşmalı evlilik yaptığını söyledin.
Tu as dit que c'était un contrat de mariage.
Evlilik teklifi peki?
La proposition?
Michael'la evlilik yıldönümümüz 17 Ağustos'ta.
Mon anniversaire avec Michael est le 17 août.
Evlilik törenimizi mi hatırlıyor musun?
Te souviens-tu de nos vœux de mariage?
Umut edebileceğin en iyi şey C-SPAN'daki bazı karavan güzellerinin sana aşık olması ve senin de her ay evlilik ayağına Tex isimli refakatçi tarafından ziyaret edilmen olur.
Au mieux, une pauvre fille tombera amoureuse de vous en ligne et viendra vous voir chaque mois en présence d'une chaperonne prénommée Tex.
Evlilik dışı ilişki Hristiyan töresinde zina değil midir?
La fornication en dehors des liens du mariage, est-elle un acte chrétien?
Evlilik hakkında konuşuyordunuz.
Vous parliez de mariage.
Zaten evlilik için daha çok gençsin.
- Tu es bien trop jeune pour te marier.
Hayır, bir evlilik ancak sen çabalamayı bırakınca biter.
Un couple meurt si on baisse les bras.
Evlilik yıldönümümüzü bile kaçırdı.
Il a même manqué notre anniversaire.
Annemle babam 40. evlilik yıl dönümleri için parti veriyorlar.
Mes parents organisent une fête pour leur 40 ans de mariage.
Onun adına Prenses Chelina'ya evlilik sözü verdim bile.
Je l'ai déjà promis en mariage à la Princesse Chelina.
Tamam, tamam, bir hata yaptım ama Hollywood tarihindeki en kısa evlilik sayılmaz yani.
Je sais, je sais. J'ai fait une erreur Mais c'est pas comme si c'était le mariage le plus court de Hollywood.
Evlilik esprisi yapacaktım.
J'allais faire une blague sur le mariage.
Ona evlilik sözleşmesi imzalatmamız gerekiyor değil mi?
Il faut lui faire signer un contrat prénuptial, non?
Evlilik sözleşmesi mi?
Un contrat prénuptial?
Sana evlilik sözleşmesi imzalatacaktım.
J'allais te faire signer un contrat prénuptial de toute façon.
Bugün babanla evlilik yıldönümümüz.
Aujourd'hui, c'est l'anniversaire de mariage de ton père et moi.
Bu evlilik fazla uzun sürmez demiştim ben daha önce.
Économie d'électricité.
Bilirsin... evlilik çok pahalı bir oyundur.
C'est juste le début. Et vous avez l'air d'être très émotionnel. Vous ne pouvez jamais dire "Divorce Divorce!"
Böylelikle evlilik hayalini de gerçekleştirebilirsin – Tabi oğlum.
Il y a une conférence à L'Université de Delhi après-demain.
İzle de evlilik nasıl olurmuş gör.
Et tu pourras réaliser ton rêve de de te marier. - Bien sûr.
Buna evlilik dışı ilişki denir.
Quoi? À quoi penses-tu?
- Görüyorum. Ve böylece sınıflar arası evlilik olmuş oluyor. Küçük bir kızım da var.
Écoutez Manu, je ne suis pas contre le mariage d'amour.
Şimdi son istediğim şey müdahale etmektir Bir adamın evlilik işlerine,
Je ne voudrais surtout pas me mêler de votre vie de couple.
Sadece, onun... onların... Evlilik yıldönümü.
C'est juste, tu sais, c'est leur... son anniversaire de mariage.
- Evlilik işte, kardeşim.
C'est le mariage, frangin.
Al sana evlilik.
C'est ça le mariage pour toi.
Güzel bir evlilik yapmış.
Il a bien choisi sa femme.