F2 tradutor Francês
30 parallel translation
50'likle F2'de çektim.
J'ai ouvert à f2 au 50ème.
F-2 ya da F-3 şiddetinde bir hortum.
On a une F2 mesdames, messieurs. Peut-être même une F3.
- Kesinlikle F-2'ydi.
Une solide F2.
Oradaki kuvvetli bir F-2, hatta F-3'tü.
Celle qu'on a rencontrée était une forte F2 ou F3.
Ama belki giyerim. Geçen ay bir nişanlım, ve iki odalı bir dairem vardı. Sonraki ay, yalnız ve evsizim.
je la porterai peut-être... le mois dernier, j'avais un fiancé et un f2.
- Bir odalı ev için sırada bekliyoruz da. - Adınız ne?
- On est sur la liste pour un F2.
"Hos, merkezi, iki odali."
"Charmant F2 en centre ville."
Eğer evlenseydim Condoda yaşıyor, kupon kesip öğlen et yiyor olucaktık.
Et si c'était arrivé on serait dans un F2 à détacher des coupons et à bouffer du surgelé.
F2 Sarı 5 saldırıyor!
Cible localisée. F2 Yellow 5 en attaque!
İki kilometre uzaklıkta, iki odalı bir ev kiralayabilirim...
Tu sais quoi? J'ai trouvé des F2 à louer à deux kilomètres d'ici
Burada da modellemeleri görebilirsiniz, F2
Vous pouvez voir le modèle envisagé, S2
Ve stüdyo dairemden taşınıp manzarası olan... -... bir oda bir salon bir daireye geçtim.
Et j'ai pu déménager de mon studio pour un F2 avec une vue.
F2 kasırgası.
Une tornade niveau 2.
Fujita Ölçeği'ne göre F2 olarak tanımlanan hortum mevsim sonunda ortaya çıkan acayip fırtına dizisinin sonuncusu.
{ \ pos ( 192,230 ) } L'ouragan, classé F2 sur l'échelle de Fujita, { \ pos ( 192,230 ) } est le dernier d'une série de tempêtes tardives cette saison.
O bölgeyi bir F2 hortumu vurmuş ve tahliyeden sonra hırsızlık gerçekleşmiş.
Un cyclone F2 a frappé la zone, et le vol a eu lieu après l'évacuation.
Hiçbir zaman tek yatak odalı bir dairede oturacağımı düşünmemiştim ve... 40'larımın sonuna'kendin kur'şarap rafı kuracağımı. Ama işte görüyorsun.
Je ne pensais pas habiter un jour dans un F2 et... assembler des casiers à bouteilles en kit à plus de 40 balais.
Kamera çekiminin sekans analizine göre gölge saniyeleri, F2-1 / 160.
F2-1 / 160 secondes pour photographier dans l'ombre avec l'appareil.
Siz de bunu benim yaptığımı mı düşündünüz? O kadar param olsaydı, tek yatak odası olan bir evde yaşamazdım.
Est-ce que je vivrais dans un F2 si j'avais cet argent?
Daha büyük hayaller kurmuştur tabii ama bilgisayar oyunları ve çizgi roman karakterleriyle oynayan bir adamla tek yatak odalı bir evde kalınca fikri değişmiş olabilir.
Elle s'imaginait sans doute que vous auriez la belle vie, et elle se retrouve tout à coup dans un F2, avec un mec qui passe son temps à lire des Comics - et à jouer aux jeux vidéos.
Evimin tek yatak odalı olduğunu nereden biliyorsun?
Comment as-tu su que je vivais dans un F2?
"Kendisini tek yatak odalı bir evde bulunca." dedin.
"Elle se retrouve à vivre dans un F2."
Öyle mi bilmiyorum, ağzımdan öyle çıkıverdi.
Je ne savais pas que c'était un F2. C'est juste une expression.
"Tek yatak odalı ev." Bu mu çıkıverdi?
"Vivre dans un F2" c'est une expression?
Kesin "Tek yatak odalı evde yaşıyorlardır." demek istemedim.
Je ne voulais pas dire vivre littéralement dans un F2.
Ama tam olarak tek yatak odalı bir evde yaşıyorum.
Je vis littéralement dans un F2.
Ben de tek yatak odalı apartmanda yaşıyorum, ayıp günah değil ki.
Je vis dans un F2. Et ce n'est pas une mauvaise chose.
Her gün iki yatak odalı bir dairede Gauguin bulamazsın değil mi?
Il n'y a pas un Gauguin dans un F2 tous les jours, n'est-ce pas?
- F2'dan F6'ya bir anda geçiyor.
Il fait le grand écart sans effort.
Bolshoy Prospekt'te iki odalı bir dairede geçirdiğimiz bir haftadan sonra bir oligarkın sarayıyla NZT'nin kombinasyonu her şeyi abartılı gösterdi.
Après une semaine dans un F2 sur Bolshoy Prospekt, la combinaison de NZT avec le palais d'un oligarche faisait tout sembler un peu intensifié.
Bishop, F2'de piyon alır.
Le fou prend le pion en F2.