Fareler tradutor Francês
1,009 parallel translation
" Kediler fareler pek bir mutlu
" Heureux Ies chats et Ies souris.
Tuzağa düştük. Fareler gibi, sıçanlar gibi!
Nous sommes cuits!
Çok eskiden beri fareler insanlar için asalak hayvanlar olmuşlardır.
le rat.
Fareler, gittikleri her yere... insanların mallarına ve gıdalarına, kolera, dizanteri, cüzzam, tifo... ve veba gibi hastalıklar taşımak suretiyle zarar verirler.
Là où ils apparaissent, les rats apportent la destruction à la terre... en détruisant les biens de l'humanité et sa nourriture, et en propageant les épidémies et les fléaux..
- Bunu fareler içmiş olmalı.
- On dirait des souris.
Derler ki gemi battığında ilk fareler kaçar.
Les rats quittent le navire.
Ağırlığı oraya koyun sizi fareler! Kaptan...
Mettez-y toute votre force, vauriens!
Fareler!
Des souris!
Mürettebatın çoğu fareler gibi kapana kısılmıştı.
Presque tout l'équipage a été piégé comme un rat.
İki kez sopa yedin, boğazlandın, silahla darbe aldın kobay fareler gibi kafayı sıyırana dek uyuşturucu verildin...
Assommé, étranglé, drogué jusqu'à la folie.
Yolun aşağısına gelirsek Japonları tuzaktaki fareler gibi yakalarız.. Hiç şansları olmaz.
On pourrait prendre cette route et piéger les Japs comme des rats.
Onu fareler kemirdi... ama onlarınkinden daha keskin dişler de beni kemirdi.
Si les souris l'ont rongé... des dents plus aiguës m'ont rongé le coeur.
Eski şarkılar, şu akortsuz piyano, saçma kıyafetler. Fareler, küf kokusu, ve yoksulluk...
Les mêmes vieilles chansons, le piano désaccordé, les costumes de scène pourris... l'odeur des rats, de moisissure et de pauvreté.
Sanki iri fareler küflü Rokfor peynirini kemirmişler gibi görünüyor.
On dirait un vieux morceau de Roquefort rongé par une meute de rats.
Fareler, böcekler, yılanlar, yarasalar, bilirsiniz.
des rats, des serpents.
Fareler sarmış evin her tarafını.
C'est un vrai dépotoir!
Bunun gibi zarif bir arabada şüphesiz şu da olmalı fareler!
Avec un carrosse aussi élégant, bien sûr, il va tout simplement nous falloir... - des souris!
- Fareler mi?
- Des souris?
Kapana kısılmış fareler gibiyiz.
Creuser à mains nues comme deux rats.
Ve fareler elbette.
Et les souris?
Bütün fareler yakalanmış, Bay Henderson.
Un chasseur de rats, M. Henderson.
Bilirsin, kocaman fareler, küçük fareler, sıska fareler, kısır fareler, Kahverengi fareler, siyah fareler, gri fareler, esmer fareler.
Vous savez, des gros rats, des petits, des marrons, des noirs, des gris, des mordorés.
Fareler, tavşanlar, kobaylar.
Souris, lapins, cochons d'Inde...
"Siz sefil fareler törene gelirseniz iyi yaparsınız. Kimse saçmalamaya kalkmasın." Bitti.
Il dit aussi : "Que tous ces cossards soient là à l'heure!"
Otel odalarında yaşayan fareler, çok lezzetli olurlar
Les p tites souris, ça se croque croque croque croque croque au sel Les p tites souris, ça s'croque croque dans les chambres d'hôtel!
Bu eski teknede sadece yaşlı fareler yaşıyor.
C'est des vieux rats qui vivent dans ce vieux bateau.
Ben, fareler kralı, O Güzel Esméralda,
Moi bouffé par les rats Esméralda la belle
Deneydeki bütün fareler aynı soydan, kuşkusuz.
Tous les rats sont dans les mêmes conditions, bien sûr.
Bakın, daha küçük kafeslerdeki fareler büyük kafestekilerden daha çok vitamin alıyorlar.
Les rats dans les petites cages ont ce qu'on pourrait appeler... plus de vitamines que ceux dans les grandes cages.
Bütün bu kanlar döküldükten sonra fareler gibi sürünerek kaçacak mıyız? Kanalizasyondan!
C'était bien la peine... pour finir par filer par les égouts comme des rats!
- Neden, fareler mi görüyorsun?
- Pourquoi? Tu vois des souris? Oui.
Neden sıçanlar büyük ve aptal oldukları halde... fareler küçük ama kurnaz olurlar?
Pourquoi les souris, si petites, sont mignonnes et les rats gros et stupides?
Fareler sünger taşını kemirir mi?
Dis... les souris mangent-elles la pierre ponce?
Fareler için dolaptaki zehri kullan.
La mort aux rats est dans le placard.
Fareler zehirden ölüyordu.
Les rats mouraient.
Ve fareler, doktor.
Avec les rats, docteur.
Bakın burada ne var, dev fareler.
Regardez ça, des souris géantes.
Tavşanlar, fareler, maymunlar üzerinde. İnsanlar değil.
Tu peux les faire sur des lapins, ou des singes mais pas sur des hommes.
Galipler, bir fareler krallığının başına geçmişti.
Les vainqueurs montaient la garde sur un empire de rats.
Fareler. Kardeşim Jimmy ve ben oyuncağımız olmadığı için farelerle oynardık.
Mon frère Jimmy et moi, on jouait avec les rats car on n'avait pas de jouets.
Orm, oğlum, git de şu aç fareler hiç bira bırakmış mı bir bak.
Orm, mon fils, va voir si ces ivrognes m'ont laissé de la bière.
Ne bulunursa yeniyor - yılanlar, hatta solucanlar ve fareler.
On bouffe ce qu'on trouve. Des serpents, des vers, même des souris.
Tencereyi kapat, yoksa fareler yer.
Couvre la casserole, à cause des rats.
Buzdağı eriyip fareler gibi boğulmadan önce çok şey yapacağız.
Avant que cet iceberg fonde et qu'on soit noyés...
Hoşçakalın, fareler!
Adieu les rats.
Küçük pis fareler.
Petit salopard.
Fareler gibi saklanmışlardı.
Terrés comme des rats.
Fareler!
Vous avez entendu?
Bir kamp gösterisinde "Fareler ve İnsanlar" daki Lennie'yi oynamıştım.
À l'armée, je jouais Lennie dans Des Souris et Des Hommes.
Evet, siyah fareler.
Des souris noires.
Fareler.
Des rats.