Farnum tradutor Francês
125 parallel translation
- Evet, Eddie Farnum.
- C'est Eddie Farnum.
Ne o, Farnum?
Qu'y a-t-il, Farnum?
Hatırlıyor musunuz? Farnum'u hapisten çıkaran kurnaz avukat.
Vous savez, c'est l'avocat qui a obtenu la conditionnelle pour Farnum.
Farnum...
Farnum...
Bayan Haskell ve Bayan Farnum buradalar.
Mme Haskell et Mme Farnum sont là.
- Turk Farnum. Arabayı çalan şahıs.
- Turk Farnum, le voleur.
Hayır Bay Farnum.
Non, M. Farnum.
Lütfen benimle konuşmayı bırakın Bay Farnum.
Cessez de me parler, M. Farnum.
Daha doğrusu, mezarlıkta... Bay Farnum teklifini yükseltti. 7500 dolar.
Pour répondre à votre question, j'ajouterais qu'au cimetière, M. Farnum a augmenté son offre de $ 7 500, vraisemblablement à la demande de M. Swearengen, et il m'accorde seulement 24 heures pour répondre.
Ne istiyorsunuz Bay Farnum?
Qu'est-ce que vous voulez?
- Ona E.B. Farnum teklifte bulundu.
E.B Farnum lui a fait une offre.
- Merhaba, ben E.B. Farnum.
- E.B. Farnum, enchanté.
Tim hakkını E.B. Farnum'a sattı.
Tim a vendu sa parcelle à E.B. Farnum.
Al, az önce E.B. Farnum beni gördü ve kapıya yöneldi.
Al, E.B. Farnum vient de me voir et il est parti.
Hayır, ama çok geç kaldın Farnum.
Non, mais tu arrives trop tard, Farnum.
Bay Farnum, 9. Numaralı madenin 16 bin dolardan... daha fazla ettiğini düşünüyorum.
Je crois que les événements prouveront que la parcelle N ° 9 vaut bien plus que 16000 $, M. Farnum.
Bu otelin sahibi Farnum.
Farnum, le propriétaire de cet hôtel.
Farnum'u ekarte etmek için 20 bin dolarımızın tümünü kullandım.
J'ai dû dépenser tous nos 20000 $ pour battre Farnum.
Baylar, ben E.B. Farnum.
E.B. Farnum, messieurs.
Karışık bir deneyim yaşadım Bay Farnum.
C'est un sentiment partagé, M. Farnum.
Bay Farnum, dün gece Gem Saloon'da, şahitler önünde... bana 16 bin dolar teklif ettiniz.
Hier soir, M. Farnum, devant des témoins au saloon, vous avez offert 16000 $.
Farnum belli etmeden bu tarafa geçti.
Farnum s'est glissé ici en douce.
E.B. Farnum'a para ödemektense ayı kıçı yalarım daha iyi.
Plutôt lécher le cul d'un ours que de donner du fric à E.B. Farnum.
Farnum ona burada yemin ettirsin o zaman.
D'accord, tu feras venir Farnum pour la cérémonie.
- Sağolun Bay Farnum.
- Merci, M. Farnum.
- Bakabilir miyim Bay Farnum?
- Puis-je regarder, M. Farnum?
Farnum'a teklif götürdüğüm zaman... gazeteye de mektup yazsam iyi olur mu?
Que penses-tu d'une lettre au journal? En même temps, je soumets l'idée à Farnum?
E.B. Farnum'la görüşecektim.
Je viens voir E.B. Farnum.
Bay Farnum yerinde değil.
Il n'est pas au bureau.
Bay Farnum hep masa başında çalışıyor.
M. Farnum est sur une affaire annexe.
Yoksa Başkan Farnum mı demeliyim?
Ou devrais-je dire : "Monsieur le maire".
E.B. Farnum'ı arıyorum.
Je cherche E.B. Farnum.
Başkan Farnum benim Bay Adams.
Je suis E.B. Farnum, M. Adams.
Dereden geliyordum Bay Farnum.
J'étais à la rivière, M. Farnum.
- Farnum, belediye başkanı oldu.
- Farnum est maire.
Al Swearengen bir bilardo sopası ve Farnum... yalnızca bir top.
Swearengen est une queue de billard et Farnum n'est... que la pauvre boule.
Farnum bir daha dulu ayık bulursa sana ödetirim.
Si la veuve est pas dans les vapes quand Farnum la reverra, c'est toi qui paiera.
Farnum gelince, iyileşmen için zaman kazanalım diye... afyonun etkisindeymişsin gibi rol yapman gerek.
Quand Farnum viendra, faites semblant de planer, ça nous donnera plus de temps pour vous guérir.
"Bay Farnum için, Wu" de.
Dis lui : " Pour Farnum, Wu.
"Farnum için çarşaf."
Des draps pour Farnum ".
- E.B. Farnum.
- E.B. Farnum.
E.B. Farnum adı cesaretle özdeşleşmiştir.
C'est la signification du "B" dans E.B. Farnum.
Eşimin, öldürülmeden önce... satın aldığı araziye gelince... Bay Swearengen'ın kuklasının verdiği son fiyatı kabul etme niyetindeyim. Bunu Bay Farnum'a siz söylerseniz minnettar kalırım... çünkü onunla konuşmak midemi bulandırıyor.
Quant à la concession que mon mari a acheté avant d'être assassiné, je suis disposée à accepter l'offre de l'homme de main de M. Swearengen, et je vous serais reconnaissante de le transmettre à M. Farnum,
Bu yüzden, aşağıya inip... Bay Farnum'un gülünç restoranında Bay Bullock'la konuşacağım.
Je vais donc descendre discuter avec M. Bullock dans le ridicule restaurant de M. Farnum.
- Zengin bir damar Bay Farnum.
- C'est une aubaine, M. Farnum.
Teşekkür ederim Bay Farnum.
Merci, M. Farnum.
Masanızda bir kalem bulunur mu Bay Farnum?
Avez-vous une plume, M. Farnum?
Jobe Farnum, han'fendi.
Jobe Farnum, madame.
- Farnum senin adamın.
C'est votre larbin et je sais ce que vous avez essayé de faire.
Bay Farnum, Bayan Garret.
Mr Farnum, Mme Garrett.
Daha iyiyim, Bay Farnum.
Mieux, M. Farnum.