Fbi tradutor Francês
17,332 parallel translation
FBI!
FBI!
FBI'ın en çok arananlar ve AV Club'ın her zaman her şeyi daha iyi hale getiren 20 kadın oyuncu listesinde.
Elle est recherchée par le FBI et dans la liste AV Club des 20 actrices qui rendent la vie plus belle.
Emily'nin şirketi eski FBI belgelerini depoluyor.
L'entreprise de stockage d'Emily possède des anciens dossiers du FBI.
FBI'ın en büyük avı KGB ajanı Anatoly Arkady'di.
Et la plus grosse prise du FBI fut un agent du KGB nommé Anatoly Arkady.
Tamam, FBI onu Frank Thomas ismiyle tanık korumaya aldı ve onun yeni operasyonu hakkında bir şeyler duyabilmeni umut ediyorum.
Le FBI l'a placé dans le programme de protection des témoins sous le nom de Frank Thomas, et j'espérais que vous puissiez déployer des antennes silencieuses pour voir s'il travaille sur une nouvelle opération.
Evet, FBI hala kanıtları toparlıyor ama, aynen, bunu yapan onlar.
Le FBI est toujours sur l'affaire, mais oui, c'est eux.
FBI'yı arayıp, bizi yönlendirecekleri özel bir isim olup olmadığını öğreneceğim.
Je vais les appeler, voir s'ils ont un nom à nous donner.
Ama FBI da iyidir.
Le FBI aussi.
FBI, CIA, NSA?
FBI? CIA? NSA?
FBI.
FBI.
FBI, Lord Tech'te...
Le FBI chez Lord Tech...
Ama bu FBI değil.
Mais ce n'est pas le FBI.
Tehlikeli bir durum olduğunda FBI'ın uluslararası müdahale ekibi devreye sokuluyor.
Si le danger frappe, l'équipe internationale du FBI est appelée à intervenir.
FBI'da kendi özel birimini yönettiğini duydum.
On m'a dit que tu diriges ta propre division au FBI?
Özel birimim değil. Büro'nun Uluslararası Müdahale Timi.
Ce n'est pas ma division, c'est l'équipe d'intervention internationale du FBI.
Ben Jack Garrett, FBI'danım.
Je suis Jack Garrett du FBI.
Seni de Büro'yu da dava edeceğim.
Je traduirai le FBI en justice.
- FBI.
- FBI.
FBI'ın bu işi araştırdığını bilmek güvende hissettiriyor.
Je me sens tellement plus en sécurité sachant que le FBI fait son enquête.
Marlene, Özel Ajan Butler, FBI.
Marlene. Agent spécial Butler, FBI.
Ben ve ortağım gerçekten FBI'dan değiliz.
Mon partenaire et moi ne sommes pas du FBI.
Siz FBI ajanı olmak için çok tatlısınız.
Vous êtes trop mignons pour être des agents du FBI.
FBI'dan gibi giyinmek cinayetlerinizi örtecek mi?
Tu te fais passer pour un agent du FBI pour camoufler tes meurtres?
FBI New York Ofisi.
- Le FBI. - Bureau de New York.
Toby, sen FBI veri tabanını bu tür bir bomba imal imzasıyla eşleşen... -... suçlu var mı diye aramaya başla.
Toby, cherche sur le serveur du FBI pour voir s'il y a un criminel qui correspond la signature de ce fabriquant de bombe.
Sen bombadaki imzayı FBI veri tabanından araştırmaya devam et, bunların hiçbirinin işe yaramaması ihtimali için.
Toi, tu continues à chercher la signature de la bombe dans la base de donnée du FBI au cas ou rien ne fonctionne.
FBI'da arkadaş canlısı biri olması işimize yarar.
On aurait besoin d'un ami au FBI.
Ne, sekiz yaşındayken de mi FBI ajanıydım sanıyordun?
Quoi, tu crois que j'étais un agent du FBI à 8 ans?
FBI merkezi bürosuna haber verin.
Prévenez le quartier général du FBI.
FBI'ya Elizabeth Keen'in dirildiği bilgisini verdim.
J'ai informé le Bureau qu'Elizabeth Keen a ressuscité d'entre les morts.
Birçok kisi her seyin 1993'te Ramzi Yusuf'un Ticaret Merkezi'nin otoparkina minibüsle girip 6 metre uzunlugundaki füzeleri atesleyip FBI'in gördügü en büyük el yapimi bombayi patlattiginda basladigini saniyor.
La plupart des gens pensent que tout a commencé en 1993 quand Ramzi Yousef a introduit un van dans le parking du World Trade Center, et a allumé 4 mèches de 6 m, faisant exploser la plus grosse bombe artisanale que le FBI ait jamais vue.
... FBI'dan misiniz yoksa New York polisi misiniz? "
Vous êtes du FBI ou des NYPD?
İnan ya da inanma ama bunlar, eskiden bir FBI ajanıydı. En azından rozeti öyle söylüyor.
Croyez-le ou non, voici les restes d'un agent du FBI.
Yardım etmeye hazırlar ama Underhill resmiyette bir sivil olduğu için dava bizim. - Bugün Joan yok mu?
J'ai appelé l'antenne local du FBI, ils sont prêts à nous aider, mais... comme Underhill était un civil, officiellement, l'affaire est pour nous.
Bürodan bir arkadaşından dosyaların kopyalarını istedi.
Il a demandé à un ami du FBI des documents.
- Öldürülen FBI ajanı. Ağaç öğütücü.
L'agent du FBI assassiné passé à la broyeuse.
Mina, FBI'a bir robot resim çizdirmiş.
Nous savons que Mina a aidé à établir un portrait-robot de son ravisseur.
FBI'dakiler bunu, tamamıyla ona bağımlı olmamı istediği için yaptığını söylediler.
Le FBI a dit que c'était pour que je sois complètement dépendante de lui.
Polisi ya da FBI'ı kandırmak konusunda hiç endişem yoktu. Sadece Richard ve Nancy.
Je n'ai eu aucun mal à tromper la police ou le FBI.
FBI'daki adam geçen gece eve geldi.
Le type du FBI est venu à la maison.
" FBI ajanı karşıma çıkıp beni polisin bahsettiği tüm o şeylerle suçladı.
Quelque chose du genre : "Le méchant type du FBI m'a accusée " de tout ce que la police a fait.
Ama FBI kızın o sırada çok saldırgan olduğunu kimsenin yanına yanaşamadığını söylüyor.
Si, mais le FBI a dit qu'elle était si méfiante que personne n'a pu l'approcher.
O FBI ajanını benim öldürdüğümü düşünüyorsun ama cinayet silahı elinde yok, sadece arabadaki kan var.
Vous pensez que j'ai tué cet agent du FBI, mais... vous n'avez pas l'arme du crime, juste du sang dans une voiture.
O zaman FBI kaynaklarını kullanırız.
Alors on utilise les ressources du FBI.
FBI Ajanı Bozzio.
FBI Agent Bozzio.
FBI'dan olduğunuzu söylediniz, yani...
Vous avez dit que vous étiez avec le FBI, donc...
- O zaman FBI kaynaklarını kullanalım.
- On utilise les ressources du FBI.
- Hayır. O bir FBI ajanı.
C'était un agent du FBI.
Yani kim bu FBI ajanını idam ettiyse...
Celui qui a tué cet agent du FBI...
FBI'ın New York ofisine ulaştım.
Sa voiture a été retrouvée près de la scène de crime.
- Ama o FBI ajanını ben öldürmedim.
Mais je n'ai pas tué ce type du FBI. Pourquoi devrions-nous vous croire?