Fiasco tradutor Francês
647 parallel translation
Bu görkemli fiyasko için teşekkürler. Pardon karşılama demek istedim.
Je suis certes reconnaissant de ce superbe fiasco- - accueil.
İsyanı, geminin ele geçirilmesini, kayığa bindirilmenizi. Bilimsel bir girişimin sona erişini. İki geminin kaybını.
le complot de ces hommes, vous en chaloupe à la dérive... le fiasco d'une étude scientifique, deux navires coulés...
- Demek mucize çocuk işi beceremedi.
- Le crack a fait un fiasco!
Her neyse, hala boş çıkıyor.
Et c'est toujours le fiasco.
Fiyasko denecek bir cenaze töreni varsa, o da buydu.
Ces funérailles furent un fiasco.
Tam bir fiyasko.
Quel fiasco!
Bu berbat bir şey oldu.
Toute cette histoire est un fiasco.
Gece gece? Kendi hayatını tehlikeye atarak? Danimarka turumuz cehenneme dönüştükten sonra?
La nuit, en risquant sa vie, après que notre tournée danoise ait viré au fiasco?
- Tam bir fiyasko.
- Un fiasco total.
Tanrım, o tam bir fiyaskoydu.
Tu veux parler du fiasco que ça a été.
Burada olmaman çok daha iyi. Bu tamamen felaket.
Tu as bien fait de ne pas venir, c'est un vrai fiasco.
Ve istilanın başarılı olması için, dua edeceğiz.
En espérant que le débarquement n'a pas été un fiasco.
Buradaki gelişimin bir faciaya dönüşmesinden sorumlusun.
Je vous tiens responsable de ce fiasco.
767 adamdan, 7 kişi hayatta kaldı bir asil beceriksizliğin daha sonucunu görmek için.
Des 767 hommes, seulement sept ont survécu... pour être les témoins des conséquences d'un fiasco total.
Tam bir fiyasko.
Un vrai fiasco.
Şimdi hatırladım kar altında Moskova'dan yaptığımız o ebedi çekiliş sırasında.
Puis je me suis souvenu... du cauchemar dans la neige et du fiasco de la retraite de Moscou.
Kolombo! Senin bu işin idaresini ele alman gerekmez mi?
- Ce fiasco est de votre faute?
Herkes günün birinde bir fiyasko yaşayabilir ama iki tane olunca özgüveni bayağı yıpranır.
N'importe qui peut avoir un fiasco par ci par là... mais deux fois de suite, on peut perdre confiance.
Bayan Blaney'e evlilik denemelerinin en başarısız olanının burada olduğunu söyleyebilirsiniz.
Dites à Mme Blaney... que son plus beau fiasco matrimonial désire la voir.
Geçen sene O'reilly'yi 3 kez tuttuk... ve her seferi fiyasko oldu!
On a engagé O'Reilly trois fois cette année et chaque fois c'est un fiasco.
Odessa'da başarısız.
Alpatow. A Odessa c'est un fiasco complet.
- Bir fiyaskoydu.
- Ça a été un fiasco.
Devasa bir fiyasko olarak Bay Hitler entellektüel kapasiteye ve gerekli yönteme sahip değil.
Ce sera un fiasco colossal. Hitler manque d ´ intelligence et de méthode.
Hepsi koca bir fiyaskoydu.
Ça a été un fiasco colossal.
The Chiefs'performansı Stadı dolduran ve bu fiyaskoya çok para ödemiş olan bu 4 bin Charlestown taraftarını derinden hayal kırıklığına uğrattı.
La prestation des Chiefs est une amère déception pour les 4000 supporters présents ce soir au Palais des Sports. Ils ont payé cher pour assister à ce fiasco.
Tanrı aşkına, bu boktan durumdan kurtulmamız için tek şansımız bu!
Ça peut marcher. C'est notre seule chance de tirer quelque chose de ce fiasco!
Bay Fawlty'yi dinlemiş olsaydım... bu fiyaskoların hiçbiri olmazdı.
Si seulement j'avais écouté M. Fawlty, ce fiasco n'aurait pas eu lieu.
Niye, tüm zamanların en pahalı başarısızlığı... olan Uzay Bölüşme Çalıştayında konuştu. ve başarısızlığı kabullenmeyi reddetti.
Il a entraîné la commission du budget spatial dans le pire fiasco de l'histoire, puis a refusé d'admettre son échec.
Eğer şu anki atmosferimizle başlarsak, deney başarısız olacaktı.
Si on utilise notre atmosphère... l'expérience est un fiasco.
Bu fiyasko olur. Tam fiyasko.
Ce serait un fiasco complet.
Bunu söylemek acı veriyor, çünkü Diana'yı çok severim. Ancak Donovan fiyaskosundan sonra sessiz kalamam.
Ça me gêne beaucoup de dire ça, parce que j'aime beaucoup Diana... mais après le fiasco avec Donovan, il le faut.
Güldüren bir fiyasko...
Un fiasco dérisoire...
Bu sabah yaşadığınız rezalet gibi.
Comme le fiasco de ce matin.
Bir işe yaramayacak.
C'est le fiasco, ces deux-là.
Biraz daha zaman kaybedersek, yeni bir fiyaskoyla karşılaşabiliriz.
Si on attend plus longtemps, on risque un autre fiasco.
Ama sonu tam bir fiyasko oldu.
Mais ça s'est fini dans un fiasco épouvantable!
Hatırlıyorum, Central Park'da, bir sonbaharda nasıl da elbiseni yırtmıştın amma işti, itiraf etmeliyim...
Je me souviens De Central Park en juin De ta robe en lambeaux Quel fiasco, in-extenso.
Sadece Fiyasko Operasyonu'nun güvenliğini düşünüyordum.
Á cause du facteur Sécurité de l'opération "Fiasco".
Gişeler bilet satamıyor.
Un fiasco commercial.
Bomba düşmüş gibi.
Ca a l'air d'être un fiasco.
"Uzay" diyorsun.
L'espace? Un fiasco.
Sen daha önce de mücevher işi yaptın.
Tu étais dans la bijouterie. Un fiasco.
Ama tabii yemek yiyip eğlenirken bu gecenin az sonra müthiş bir hüsranla sona ereceğini tahmin etmek tamamen imkansızdı.
Pendant le repas, il aurait été impossible de dire que la soirée qu'ils passaient ensemble allait être un vrai fiasco.
Sen ciddi misin? Bu çocuğun bir fiyasko olduğunu hatırlamıyor musun?
Tu ne te rappelles pas du fiasco avec le gamin?
Evet, tam bir fiyaskoydu, korkarım.
Un fiasco complet, je le crains
Program bir fiyaskoydu.
L'émission est un fiasco, Stu.
Faydasızdan da beter.
Fiasco total.
Bir fiyasko göreceğim.
Un fiasco total.
Bu yüzden bu kağıtları ne kadar çabuk imzalarsak o kadar iyi olur.
Quel fiasco.
Bu mahkeme tamamen bir fiyasko.
Tout ce procès est un fiasco.
Tam bir rezaletti.
Un fiasco.