Filozof tradutor Francês
348 parallel translation
Vatandaşlarınızdan filozof Descartes beni görmeye geliyor.
Votre compatriote, le philosophe Descartes, vient ici.
Pers filozof Omar'ı, keçi sütü içen kansız birine dönüştürecek bir tura çıkarız.
Nous allons faire passer Omar le philosophe perse alcoolique... pour un anémique buveur de lait.
Çünkü ne bir filozof ne de bir centilmensin.
parce que tu n'es ni un philosophe, ni un gentleman.
- Ben sadece bir filozof değilim, bayım.
- Je ne suis pas que philosophe.
Sende hoşuma giden bir filozof edası var.
J'aime votre côté philosophe.
Öyleyse bu hepinizi filozof yapar. Neden olmasın?
- En somme, vous êtes tous des philosophes?
Bir keresinde bana, "senin gibi bir filozof niçin tuvalette?" demiştin.
Vous m'avez demandé pourquoi un philosophe travaille aux toilettes.
Demek istediğim, büyük bir filozof yada devlet adamı mıydı?
C'était un grand penseur?
En büyük filozof ya da düşünürü.
Un philosophe ou un penseur.
Filozof gibi davranmaya başladın.
Tu deviens philosophe.
Her filozof hayatını, mükemmel yaşamı arayarak geçirir.
Tous les philosophes savent que nous recherchons la perfection.
Tam olarak bir filozof sayılmam. Ama neden bahsettiğimi bilirim.
Je ne suis pas vraiment un philosophe, mais je sais de quoi je parle.
Belki bir devlet adamı olur ya da bir filozof.
Il peut devenir un héros. Ou autre chose.
Profesör Flostre çok büyük bir filozof ve empatikalizmin babası.
Le professeur Flostre est le père de l'emphaticalisme.
Yani, hem filozof, hem profesör. Yaşlı olmanız beklenir.
Un philosophe, un professeur, ça implique un certain âge...
Flostre çok akıllı olabilir, Aristo'dan bu yana en büyük filozof olabilir.
Flostre est peut-être le plus grand philosophe depuis Aristote.
Sokak köşesinde bir filozof.
Le philosophe du coin de rue?
Filozof.
Le "Philosophe"!
Ben filozof değilim. - Söylesene.
Je suis pas philosophe.
Sadece bir boksör değil aynı zamanda bir filozof da kendileri!
- Grattez un boxeur :
Çinli bir filozof şöyle der, bir görüntü bin sözcüğe değer.
Un philosophe chinois a dit qu'une image valait mille mots.
Filozof babam derdi ki :
Mon père, le philosophe, disait toujours :
Misyoner, filantrop, filozof ve de bir doktor.
Un missionnaire, un philanthrope, un philosophe, un docteur.
Filozof Mencius'un dediği gibi, "Daha hiç bir şey görmedin!"
Pour citer Mencius : "Vous n'avez encore rien vu!"
Bir süre için onun o dürüst savaşçı yüzüne bakmayı... ve filozof rolünü oynamayı kadınlara bırakalım.
L'intègre guerrier prend soudain le visage d'un philosophe?
Bu nedenle Sezar'dan ne bir senatör ne de bir asker olan, ama bir filozof olan, mantık sahibi bir insanın, benim adıma konuşmasına izin vermesini talep ediyorum.
Je demande donc à César qu'un homme qui n'est ni soldat ni sénateur, mais philosophe, homme de raison, soit autorisé à parler en mon nom.
Bir filozof olmaya başladın.
Tu me fais la morale, on dirait?
Ben muhafız yüzbaşıyım, filozof değilim.
Je suis Capitaine et non philosophe.
- Sen filozof musun yoksa?
Vous êtes un prophète, ou quoi? Un prophète...
Bir rahip, bir serbest ticaret müteşebbisi sanat meraklısı bir memur, bir işkence uzmanı bir filozof, bir siyasetçi ve varsıl ailelerin çocukları.
le prête, l'homme de la libre entreprise, le fonctionnaire délitant, le bourreau, le philosophe, le politiSien et des innombrable fils de bonne famille. ChaSun exerçant une action spéSifique :
Mal sahibi Freyre'nin hesaplarında Rahip Lugo'nun yağ sürme ayininde Filozof Andreu'nun akıl yürütmesinde sanat meraklısı Rivero'nun işten çıkarmalarında Varona'nın temsili demokrasisinde tüm Küba boyunca üzerlerine serpilmiş ölümü doğrudan kim okuyabilir?
Dans les Somptes du propriétaire Freyre, lors de l'extrême-onction du prête Lugo, dans les raisons dépurées du philosophe Andreu, dans les liSenSiements et le livre de Rivero, dans la démoSratie représentative de Varona, Qui pouvait les lire et déSouvrir la mort qui s'étendait à travers eux sur Cuba?
Filozof-kralımız Parmen bize Plato'nun Çocukları der. Biz kendimizi Plato'nun üvey evlatları olarak görsek de.
Notre philosophe-roi, Parmen, nous appelle les Enfants de Platon, mais nous nous considérons plutôt comme les beaux-enfants de Platon.
Filozof kralların ünvana ihtiyacı yoktur.
Les philosophes-rois se moquent des titres.
Filozof Aziz Simon da bunu savunuyordu.
C'est ce que recommandait Saint-Simon.
Sonra filozof Nietzsche'yi düşündük.
Puis on a pensé à philosophe, Nietzsche.
"Filozof Kral." Senin adın.
"Le Roi Philosophe." A cause de toi.
Çok. - Filozof olansın.
- Vous êtes "le philosophe".
Filozof gibi konuştun!
Il parle comme un philosophe!
Filozof musunuz, efendim?
"'Philosophe, monsieur?
Büyük bir filozof şöyle yazmıştı, hepinizin duymasını isterim.
Un grand philosophe a dit quelque chose que j'aimerais que vous entendiez tous.
Bir filozof veya bir kral veya kahrolası Shakespeare olacakken sana verilen bu mu? Bu mu?
On pourrait être philosophe ou roi ou Shakespeare, et c'est tout ce qu'on en retire?
Ben bir bilim adamıyım, filozof değil!
- Je suis scientifique, pas philosophe!
Karşımda bir filozof varmış meğerse.
Une de tes pensées philosophiques que je ne connaissais pas encore!
Eğer henüz erkek olmadığın kesin ise ve bu kesin o zaman kesinlikle bir filozof da değilsin.
S'il est bien certain que tu n'es pas encore un homme... et cela est bien certain... alors il est encore plus certain que tu n'es pas un philosophe.
Bana sersem filozof diyemezsin, seni teneke yığını!
Moi, un intellectuel ramolli? Gros tas de cambouis!
Öyle görünüyor ki aramızda yaprak izlemeyi seven bir filozof var.
Nous avons un philosophe parmi nous qui observe les feuilles.
- Filozof musun?
- Un philosophe?
Dişi filozof.
Ferait-on de la philosophie?
Filozof musun, polis misin anlamadım.
Un prophète ou un flic, ou l'un des deux.
Şairden çok bir filozof gibi..
"Plutôt un philosophe."
Filozof değiller.
Ce ne sont pas des philosophes.