English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ F ] / Finley

Finley tradutor Francês

457 parallel translation
Çok naziksiniz Doktor Finley.
C'est fort aimable à vous.
Gidip Doktor Finley'yle konuşacağım, bakalım o ne karar verecek.
En parler au Dr Finley pour voir ce qu'il compte faire.
- Harvey Cheyne 48 saatliğine... tecrittedir. TECRİTTE Müdür C. A. Finley
EN QUARANTAINE Harvey Cheyne est placé en quarantaine pour 48 h. C. A. Finley
— Doktor Finley bunu biliyor mu?
- Le Dr Finley est au courant?
Doktor Finley'nin bu gece mutlaka evime gelmesi gerek.
Que le Dr Finley vienne chez moi ce soir.
Madem öyle... — bir kahve için Doktor Finley.
Eh bien, dans ce cas, - prenez du café, Dr Finley. - Merci.
Doktor Finley, sanırım benden istediğiniz şey... Harvey'nin işleyeceği yeni kabahatler için... ona katı davranmanıza izin vermem.
Vous voulez sans doute que je vous autorise à sévir s'il continue à mal se comporter.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler, Bayan Finley.
Merci pour l'information, Mme Finney.
- Evet, efendim? - Hemen Yüzbaşı Finley'i getir.
Appelez le commissaire Finlay, vite!
Bayan Finley'nin kastettiği...
Elle veut dire que...
Güney Birliklerimize önderlik yapacak, ondan daha iyi, daha cesur, daha vatansever biri olmadığına eminim Chance Wayne.
Nous passerons par la véranda. Ma belle, passez-moi le docteur Scudder, à l'hôpital Finley. Hé!
Bu yaşamında genç yeteneklerle ne kadar ilgilendiğini kanıtlar.
La belle jeune fille? La fille du grand Finley.
Seni hiçbir şey için suçlamadı.
Passez-moi l'hôpital Finley. Comment va Heavenly?
Kızımı gördün ve onu karnında piçinle bıraktın.
Je t'ai écrit ce que Finley et son fils pensaient de ta conduite envers une certaine jeune fille. - J'avais aussi écrit que... - Je te l'ai déjà dit.
Film dünyası nasıl?
- Des boissons fraîches et des biscuits. - Merci, madame. Résidence Finley.
Bu sahte rüyayı sana babam sattı ve sen inanıyorsun. Nasıl söylüyor?
En 1930, Tom Finley se présente pour la première fois aux élections.
Herkes milyoner olabilir, herkes denemeli.
Et Tom Finley est élu.
- Bir sonraki. - Bu sefer işim var.
Et Tom Finley est élu.
Palm Beach'de önemli insanların olduğu büyük bir iş.
Il devient "le grand Finley", puissant, respecté, redouté.
Hayatım boyunca dışarıdaydım. Zaman bitiyor. Etrafına bak.
S'associe avec le concessionnaire, et le grand Finley fait de cet homme le gouverneur de l'État, toujours aux commandes.
Yaşlılar, hastalar ve evsizler için yerler var ama başarısız olanlar için yok. Başarısızlık bulaşıcı bir hastalıktır. Bu nasıl bir iş Chance?
Il y a quatre mois, le professeur Burtus Haven Smith se présenta contre le candidat de Finley.
Müdür yardımcısı ve ben Tom Finley Jr. Büyük olan olduğunu düşünmedim. İkiniz de dışarı.
Et si la chair de ma chair, mon fils, était un de ces voyous, il lui en cuira!
Santral, Bay Chance Wayne'i bulmanızı istiyorum.
- J'oubliais le meeting télévisé. - Avec le grand Finley. Hé, Jackie!
Akşamki mitinge gel ve ona tek bir soru sor : Patron Finley neden Dr. Scudder'i baş hekim yaptı?
Quand on est amoureux, on devient maître expert en tout
Seni küçük düşürmem kendimi de.
Avec Chance Wayne et Heavenly Finley. Oui.
Gidelim bebeğim. Bütün hız limitlerini geçelim...
Redemandez la résidence Finley, s'il vous plaît.
- Bir sürprize hazır olmanı istiyorum. - Nasıl bir sürpriz?
"Pour la chose, le grand Finley n'est pas si grand que ça."
Patron Finley! Hey, Patron Finley!
Il y a une chose, un supplice, qu'on appelle un gros plan.
Ayaklanmayı Finley Gençlik Kulübü'nün başlattığını biliyor musunuz? Hangi ayaklanma?
Puis appliquons la formule magique.
Bayan Finley, bir şey söylemek ister misiniz? - Bayan Finley? - Yeterince şey söylenmedi mi?
Cette formule magique, calmante, la crème de papaye.
Thomas J. Finley Hastanesi lütfen. - Heavenly nasıl?
Mais je fréquentais la haute société.
- Gecikiyorsun, patron. - Sana buraya gelmemeni yazdım. Finley'le genç Tom'un genç kıza davranışınla ilgili ne düşündüklerini yazdım.
Elle savait que rien de ce que j'avais pu faire ou de ce qu'on m'avait fait ne pouvait tuer notre amour, ou notre plaisir à être ensemble.
Soğuk içecekle kurabiye.
Bonjour. Belle matinée, M. Finley.
Finley malikanesi.
Merci.
Finley malikanesi. Hayır Bay Chance.
Elle ne t'en a jamais voulu.
1930'da Tom Finley senato üyeliğine aday oldu.
Je ne lui ai rien donné, tante Nonnie.
Tom Finley valiliğe aday oldu.
Je suis content de te voir.
Tom Finley vali oldu.
Avant que son père... Pourquoi m'empêche-t-on de la voir?
Tom Finley bir siyaset makinesi yaptı ve Patron Finley oldu.
Parce qu'elle et George... - Je ne peux rien dire. - Pourquoi?
Kasabama döndüm.
T. FINLEY DÉFENSEUR DE LA LIBERTÉ ICI! !
Kafam ve silah, aynı anda aynı yerde. Beni yaralayan kurşun değil, sinirlerimdi.
Demandez-moi M. Finley.
İşe yaramaz Bay Finley...
Qu'est-ce que tu viens d'avaler?
Mutlu Paskalyalar Bayan Cavanaugh. Tanrı sizi korusun Bay Finley.
Sur ordonnance?
- Ödül tatlım para, başarı, mutluluk. Hayır.
Résidence Finley.
Tek başıma seyahat etmeliyim. İş bu bebeğim.
Puis, Finley brade le pétrole de son État.
- Chance.
Finley.
Tanrı hakkında konuşmalar yaparak Patron Finley'i yenemezsin.
- Elle a été écrite pour vous? Sois pas bête.
Bay Finley. Bu suçlamalara nasıl cevap vereceksiniz...?
Vous savez ce qu'il vous faut?
THOMAS J. FINLEY PASKALYA GÜNÜ YAYIN MİTİNGİ
Tu regardes deux télés, tu te fais les orteils, mange du chocolat et lis en même temps?
Patron Finley'in adının anlamını biliyorsun bu yüzden Heavenly'yi aramaya veya onu görmeye çalışma.
Pour moi, tout s'écroulait.
Finley evinin numarası ne?
Oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]