Flag tradutor Francês
197 parallel translation
Belki de ben Yüzbaşı Flag'imdir.
Je suis le capitaine Flag.
Onun kuyruğu beyaz bir bayrak gibidir.
" Et drapeau se dit flag, en anglais.
Benim bir yavru geyiğim olsaydı, Ona bayrak derdim. "
"Si j'avais un faon, je l'appellerais Flag."
O dediki, "Bayrak tam yavruya koyacağım isimdi."
Il a dit : "Je l'appellerais Flag le faon."
Bayrak.
Flag.
Bayrak geyik.
Flag le faon.
Bayrağı kurulamalıyım.
Je dois sécher Flag.
Bayrağın ne kadar güzelleştiğini görmen için buraya getireyim mi?
Flag peut entrer voir comme c'est mignon?
Bayrak benim olduğu için mutluyum.
Je suis content d'avoir Flag.
Oh, Bayrak.
Oh! Flag!
Beni özlemiş, Baba. Eminimki dünde beni özlemişti!
Papa, j'ai beaucoup manqué à Flag, hier!
Bunu Bayrak yapmadı.
C'est pas Flag qui a fait ça.
Bayraktı.
Si, c'était Flag.
Anne, dinle, Bayrak bunu anlamadan yaptı.
Ecoute, maman! Flag n'a pas fait exprés.
- Bayrak bunu anlayamaz.
Flag n'a pas fait exprés.
- Bayrak onları yemedi.
- C'est pas Flag.
Bayrak yapmış.
C'était Flag.
Geyiği ormana götür, onu bağla ve vur.
Emméne Flag dans les bois, attache-le et tue-le.
Kaçmak zorundasın, Bayrak.
Il faut que tu partes, Flag.
Bayrak!
Flag!
Ben geldim, Bayrak.
C'est moi, Flag.
- Hırsızlar. Suçüstü yakaladım.
- Des cambrioleurs pris en flag.
- Dave yok, Sunita yok, Bea yok. "Lamb and Flag Bar" dan da kimse yok.
Il manque Dave, Sunita, Bea... ll n'y a personne du pub.
- Seni suçüstü yakaladık!
- On vous a pris en flag!
Joy Flag, $ 6 ve 4.20.
Drapeau rapporte 6 $ et 4,20 $.
Merhaba! Tanrım, Louise. İyi görünüyorsun!
Celle qui a succédé à "Grand Old Flag", ou lui a précédé, c'était "l'm a Yankee Doodle Dandy".
... "Grand Old Flag" den önce ortaya çıkıyor.
Non, on n'a pas eu peur.
İIk iki, üç sefer yakalandın karakola götürüldün ve bazı polisler tarafından azarlandın.
Les deux ou trois premières fois, on te prend en flag. Un policier te fait la morale, te crie dessus.
Dişiyle gerdeğe duhul olan kaçak köle hakkında istihbarat topluyorum.
Je chope le mongol en flag d'entiflage avec la moukère.
Onu suçüstü yakalamazsak olacak olan bu. Bir işten yeni döndü, sen de biliyorsun.
Il faudrait qu'on le prenne en flag en rentrant d'un casse.
Bayrağımız hâlâ oradadır.
- That our flag was still there
Nasıl olsa Moskova birazdan Flag Day ( Bayrak Bayramı )'nı yaşıyor hale gelecek asker.
Moscou ne sera bientôt qu'un gros feu d'artifice.
McNulty basmıştı onu.
Mary Ann. Le Père se pointe et le prend en flag.
- Üzerlerine atladım. Onları şaşırttım.
Je les ai surpris en flag.
Fena basıldınız.
Vous êtes pris en flag'!
Baskının şimdi zamanı değilse başka ne zaman söylesenize?
C'est le moment ou jamais pour le flag!
"That our flag was still there"
Que notre drapeau était encore là
Yakalandım.
Pris en flag!
Bu bi P-Flag geleneğidir.
C'est une tradition ici.
Annenle birlikte P-Flag'ın mangalına gidiyorsun ve bu konuda başka bir şey duymak istemiyorum.
Tu accompagnes ta mère au barbecue. Que ça te plaise ou non.
Bak, beni adil biçimde yakaladın.
Fais tes prières. Vous m'avez pris en flag, je l'admets.
Biliyorum, biliyorum. Mick, burada beklememizi istiyor. Doğru, bu onun olayı?
je sais... il a dit d'attendre ici et c'est son flag'perso.
Boyd benim davama konmak istiyor George.
Boyd veut me piquer mon flag.
Biz de onları sıkıştırdık.
Nous les avons coincés en plein flag.
- Black Flag olur mu?
Un petit coup de Raid Hot...
- Endo Joe ile takılıyordun.
Je t'ai grillé en flag'. C'était toi, l'enculé qui traînait avec Endo Joe et les autres.
Flag House projesi. Doğu yakası.
D'une cité H.L.M. Celle du Eastside.
Evet, Flag House?
De la cité?
Başlarını ezicez.
On va les attraper en plein flag! Est...
Sağ at, 63 bayrak. Yürü.
Lancer à droite, flag 63.
Sıra bize geliyor!
Tu vas l'avoir ton flag.