English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ F ] / Flake

Flake tradutor Francês

62 parallel translation
Anne, Bud buzdolabı ve tezgâh arasında bir mısır gevreği buldu ve benimle paylaşmıyor.
Bud a trouvé un Corn Flake entre le frigo et l'évier, et il veut pas partager.
Snow Flake.
Flocon de neige.
Matthew'ın çenesinde bu şekeri buldum az önce.
J'ai trouvé ce corn-flake sur le menton de Matthew.
Peki ya, ona ilk Cheerio'sunu verdiğimizde... cennet bahçesinin O-şeklindeki meyvesini tatmış gibi... kollarını çırpması nasıldı?
Et la première fois qu'on lui a donné un corn-flake, il gesticulait comme si c'était un avant-goût du paradis?
Hey, Bilmiş Cadı geldi
Hé, Frosted Flake est là.
Buraya gel, Blake.
Reviens ici, Flake! Tu n'as pas à leur donner ta bouffe.
Ne zamandır buradasın, Flake?
Tu es ici depuis quand?
B.B. Rush ve Reno Flake'i selamlayın.
Je vous présente B.B. Rush et Reno Flake.
Flake suratsızın tekidir.
Flake, c'est le biffin de base, toujours à l'écoute de ses pulsions.
Ve dün Flake ilk sivilini hakladı.
Hier, Flake a descendu son premier civil. Qu'est-ce que tu lis?
Hey, Flake. Öldürdüğün arap hakkında ne düşünüyorsun?
Ça te fait quoi d'avoir descendu cette meuf?
- Ama doğrusunu söylemek gerekirse...
Tu veux savoir la vérité? On veut savoir la vérité, Flake.
Peki bu doğru ama Flake... hamile kadınları öldürmek... sana pek kalp kazandırmaz, öyle değil mi?
Tu vas pas te faire des copains en flinguant des femmes enceintes.
Peki Flake, hamile olduğunu öğrendin. Pişmanlık yok mu?
Ça te fait rien de savoir qu'elle était enceinte?
Bu doğru! Hey! Ondan uzak dur.
Flake, fous-lui la paix!
Flake, buraya gel.
Flake, viens ici.
Burada biz ne yapıyoruz, Flake.
- Non, tu sais rien du tout.
Flake, dört aydır net bir şey görmedin.
Tu sais jamais ce que tu dis.
- Efendim? Bana emir mi veriyorsun, Er Flake?
Tu me donnes un ordre?
Flake!
Flake!
Flake, kesin artık şunu. Bu kadar yeter. Yeterince eğlendiniz.
Ça suffit, tu t'es bien amusé.
Burada olmamalıyız, Flake, bunu biliyorsun.
- On n'a rien à faire ici.
Flake, burada bir şey yok biliyorsun!
Y a rien ici et tu le sais.
Rush, bekle! Bekle. Flake'i bekle.
Il faut attendre Flake.
Dur biraz Rush. Flake'i bekle.
Pour quoi faire?
Flake nerede, Rush?
Où est Flake, Rush?
Neden? Bilgin olsun, adamımız Flake şu anda içeride.
Sache que Flake est au lit.
Flake suratıma silah dayadı.
Flake m'a menacé avec son flingue.
Er Flake, ölen arkadaşın Angel Salazar,... ne tür bir askerdi?
Soldat Flake, quel genre de soldat était notre regretté camarade, Angel Salazar?
Kardeşim, Vegas Flake.
Mon frère, Vegas Flake.
Asker,... sence bugün bundan aldığımız ders nedir?
D'après vous, soldat Flake, que faut-il retenir de ce qu'on vient d'entendre?
Flake suratıma silah dayayıp nöbete gitmemi söyledi.
Flake m'a menacé et m'a envoyé faire le guet. Vous connaissiez la fille?
Çünkü, Flake bu kızla biraz eğleneceğimizi söylüyordu.
Non, Flake a dit... qu'il voulait s'amuser avec elle.
Şaka yapıyor sanmıştım. Flake ona tecavüz ederken gördün mü?
Flake l'a violée?
Hayır, ama Flake onun başına silah doğrultmuştu. -
Non, mais Flake la menaçait avec son arme.
Flake onu suratından vurdu!
Flake lui a tiré dessus!
Reno Flake ve B.B. Rush 15'inde bir kıza tecavüz ettiler.
Reno Flake et B.B. Rush auraient violé une fille de 15 ans.
Bu adam, Er Reno Flake. Tüm cinayetlerden suçlanıyor.
Cet homme, Reno Flake, est accusé d'avoir commis les meurtres.
Gemi seferlerinden döndüklerinde, Flake'nin kadınları ve çocukları, eşlerinin yanlarında getirdikleri ganimetten dolayı memnun oluyorlardı.
À leur retour après des semaines en mer, femmes et enfants restent ébahis devant le butin qu'ils rapportent.
Eski Viking geleneklerine göre taş taşıma yarışmasını başlatıyoruz.
Citoyens de Flake, nous voilà réunis pour la traditionnelle épreuve des pierres.
Flake'li Halvar'a tüm bunları gerçekleştiren kişiye!
Halvar de Flake qui nous reçoit si généreusement ce soir!
Flake'nin erkekleri!
Hommes de Flake.
Flake'li Halvar.
Halvar de Flake.
( Congaz ) Aynı anlarda, 95 mil ötede, Sven Flake'ye çocukları kaçırmakla görevlendirdiği üçüncü gemisiyle buluşmak üzereydi.
Au même moment, a à peine 95 milles nautiques, le Terrible Sven retrouvait le drakkar envoyé à Flake pour kidnapper les enfants.
- Ve Flake de Jürgen ve Würgen ile kavga edebiliriz, ne dersin?
- Merci. Au retour, tu pourras jouer avec les autres.
Flake'nin bayları ve bayanlar!
Habitants et habitantes de Flake.
( Congaz ) Ve böylece Flake'de her şey tekrar eskisi gibiydi.
Ainsi, le village de Flake reprit le cours de sa vie.
Fakat oruç zamanında Flake'ye geri döndü.
Mais lors des jeûnes, il retournait à Flake.
Takım, taktiği uygulamaya başladı ve Lanet'i önlere doğru itiyorlar. Kaltak ve Kuşbaşı Cooke'nin aralarından geçiyor ve Fırlama Öncüler için sekiz puanı kapıyor.
L'équipe est remontée maintenant, elle pousse Bloody vers l'avant et elle réussit à s'infiltrer entre Bitch et Cooke Flake et récolte au passage 8 points pour les Hurl Scouts.
Flake'in erkekleri ve kadınları! Son baskınımız tamamiyle beklentilerimize karşılık vermedi.
Hommes et femmes de Flake, notre dernière offensive n'a pas été couronnée d'un grand succès.
Rush veya Flake olmayacak.
Ou Flake?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]