Fork tradutor Francês
88 parallel translation
Dry Fork'a gelmesi emredildi.
On l'a détaché à Dry Fork.
Dry Fork, Apaçi Kuyuları Lee'nin İskelesi ve Lordsburg yolcusu kalmasın!
En voiture pour Dry Fork, Apache Wells, Lee's Ferry et Lordsburg!
Dry Fork'taki karakola kadar sizinle geleceğiz.
Nous vous escortons jusqu'à Dry Fork.
Kocam Dry Fork'ta bölükle beraber bekliyor.
Mon mari est en garnison à Dry Fork.
Nasılsın, Chris? Dry Fork'tan yedi saatte geldik.
Sept heures pour venir!
Kingman, Ash Fork, Prescott, Iron Springs...
J'en ai un qui va à Ash Fork, Prescott...
Salt Fork'ten ayrıldığımızdan beri güneyde kalan toprakları izliyorum.
J'ai observé la terre au sud depuis qu'on a quitté Salt Fork. C'est de la bonne terre.
Red Fork'tan daha uzağa iz sürdü.
- Il y a trois jours. Il est allé jusqu'à Red Fork.
South Fork, Bear Creek kasabalarına.
A South Fork.
Sims, South Fork Kasabasına vardığınızda eğer her şey yolundaysa aynanı Mizzell'in olduğu yere doğru yarım dakika şu şekilde sabit tutarak işaret ver. Biz sürüyü ilerleteceğiz.
Quand tu seras à South Fork et si tout se passe bien, envoie un rayon fixe à Mizzell si on peut passer le troupeau.
Yakaladıkları atları buranın 45 mil güneyindeki bir kanyonda saklıyorlar ayda bir kez onları Bear Creek'e götürerek orada Konfederayonun adamlarına teslim ediyorlar.
Les chevaux volés sont dans un canyon. La vente aux Sudistes se fait à South Fork tous les mois.
Hesaplamalarıma göre Yellow Fork şurada kaldı şurası Porterville ve biz de buradayız.
D'après mes calculs, Yellow Fork est ici,
Sonraki durak, East Fork!
Prochain arrêt, East Fork!
Burası East Fork.
Nous sommes à East Fork.
East Fork Odun Durağı.
Nous allons charger du bois.
Uvalde, Saltillo ve Black Fork'taki zaferleri.
La gloire d'Uvalde, de Saltillo et de Black Fork.
Atları Dry Fork'a kadar arayacağını söylemişti.
Il a dit qu'il irait jusqu'à Dry Fork.
Kocanız dönmezse, Dry Fork'a yöneliriz, yolda onu da alırız.
Si votre mari n'est pas revenu, nous irons le chercher à Dry Fork.
Dry Fork yolundan gideceğiz. - Dry Fork mu?
On suit la route qui mène à Dry Fork.
Dry Fork'a gidiyoruz.
On va à Dry Fork.
Joey, West Fork'a git ve Jared'e çiftliğe dönmesini söyle.
Joey, va dire à Jared qu'il rejoigne le ranch au galop.
- Fork-lift operatörüyüm.
- Je conduis un chariot à fourche.
" Buz trenden South Fork'tan bir buçuk kilometre ötede Wellton kavşağında atılmış.
" Glace jetée du train un mile après l'embranchement pour Welton.
Bence şu Malibu evi yerine Spanish Fork'taki yeri almalıydın.
Tu aurais dû acheter à Spanish Fork au lieu de la maison de Malibu.
Fulton, Rolling Fork ve Osborne'da su taşkınları olduğu bildirildi.
Les villages de Fulton, de Rolling Fork et d'Osborne sont déjà inondés.
Güney Forkdaki eski bir köprüye çarpmış.
Il a percuté le vieux pont à South Fork.
Dick, South Fork'a doğru gitmeliyiz diye düşünüyorum.
Evitons de passer par South Fork.
2. otoyol, Lewis Fork yakınları.
C'est sur la nationale 2, près de Lewis Fork.
Lewis Fork yakınındaki 2. otoyoldan geldim.
Je suis sorti de la nationale 2 près de Lewis Fork.
Bir kez söyleyeceğim. Sınırın diğer tarafında, Castlegar yolu üzerinde Grand Fork'un beş mil doğusunda.
Écoutez : après la frontière, 8 km à l'est de Grand Forks, sur la route de Castlegar, allez au bar "Le Colombien".
Albert dinle, eğer Lewis Fork taraflarına gelirsen öğle yemeği için bir yer tavsiye edebilirim :
Si tu viens par Lewis Fork, Je peux te conseiller un resto :
ASH FORK, ARlZ ONA - İ Kİ NCİ GÜ N
ASH FORK ARIZONA, 2EME JOUR
Çatal'ın fikri zekice.
Que Fork a eu l'idée brillante.
South Fork'ta abartılı bir evim var.
Quoi d'autre? Une baraque insensée à South Fork, bourrée de gadgets.
Fork over the cash!
Allonge la monnaie!
Domuz "fork, fork, fork" diye ses çıkarır
Voici le cochon :
20 dolarına "fork" diyorum.
Le double sur le cochon.
Sonra da Fork-lift'in kontrolünü kaybettim ve konteynırı devirdim içinde de bunu buldum, öyle mi?
Et que j'ai fait une fausse manoeuvre et laissé tomber une caisse par hasard?
Arkadaşını Knife Fork'a götürürüz.
Inviter ton ami au Knife and Fork.
Satrançta bir hamle vardır. Fork denir.
Une des stratégies s'appelle la fourchette.
Zehirli haplar, SARS, Batı Nil, Kuzey Surat, Güney Çatal, Doğu Irmak, maymun frengisi, Pop Rocks şekerleme, tuvalet yılanları, deli dana, kuş gribi, domuz gribi ve sadece mevzubahis hayvanla zina yaptığınızda bulaşacak olan her türlü hayvan gribi.
Pilules empoisonnées, SRAS, West Nile, North face, South fork, East river, la variole du singe, pop rocks, déboucheurs de WC, vache folle, grippe aviaire, grippe porcine et, toutes les autres grippes qu'on peut seulement attraper en forniquant avec l'animal du même nom.
Blair Simmons, Daily William Hastings Beard Fork dışında yaşıyormuş.
Blair Simmons de Dailey et William Hastings de Beards Fork.
Bir saat içinde Beard Fork'ta oluruz, tamam mı?
On est à une heure de Beards Fork.
Benzin doldurduğu, American Fork benzin istasyonunda çalışmışsın.
Vous travailliez à la pompe d'American Fork quand il a fait le plein.
Şimdi, D.B. American Fork istasyonunda durdu o gün, önce sabah erkenden benzin aldı sonra aynı gece tekrar geldi ve tekrar benzin doldurdu.
Donc, D.B. s'est arrêté à la station d'American Fork, a fait le plein une fois tôt ce matin-là, puis est revenu plus tard, le même jour, refaire le plein.
American Fork'dan itibaren, 100 km'den uzağa hiç bir yöne gitmiş olamaz.
Après American Fork, il n'a pu faire plus de 100 kilomètres.
Nebraska'da Windy Fork adlı bir kasaba var.
Il y a une ville dans le Nebraska. Windy Fork.
Oradaki fork lift çok komik bir alet.
Ce chariot élévateur braque mal.
Adı Jurassic Fork... 15 yıldır haftada üç kez oraya giderim.
Ça s'appelle Jurassic Tarte. J'y vais trois fois par semaine depuis 15 ans.
#
- Dry Fork?
West Fork, Nebraska 24 Ağustos 1999
WEST FORK, NEBRASKA 24 AOÛT 1999