Friday tradutor Francês
341 parallel translation
O viski şişesini onun dairesine Cuma gecesi getirmemişsin.
You didn't take the bottle of scotch to her house Friday night.
Aynı Freaky Friday'deki bir sahneyi yaşadık az önce.
On a passé un sale moment.
Ben Friday ( Cuma ).
Je suis Vendredi.
Friday adında bir sekreter. Alo? Evet ben...
Racontez-leur votre nuit d'orgie avec un criminel et un dégénéré.
Friday teknesini aldı.
Il a pris le bateau de vendredi.
Exit Out ya da öyle bir şey. Her neyse, Church Sokağı'ndaki Friday'in karşısında.
No Exit ou l'Exit, l'Exit Out ou quelque chose comme ça, c'est en face du Friday dans Church Street.
Joe Friday'in söylediği gibi ; tek ilgilendiğim somut gerçekler.
Ce sont les faits qui m'intéressent, comme disait Joe Friday.
Masters ve Johnson tekniği Shere Hite, G-noktası tartışması Germaine Greer, Nancy Friday'i hatırlamak için biraz saksıyı çalıştıracaksın.
Tu as dans la tête les notes et les chapitres de Masters et Johnsons... le Rapport Hite, la controverse du'G'spot, Greer, Nancy Freddy.
Fasulye...
"Friday"?
Pekala, fasulye...
On a "Friday".
Hey, Dragnet'teki Joe Friday'e benzedim.
Je ressemble à Joe Friday dans "Dragnet".
"Friday Night Lights" dizisindeki koçun karısı.
Madame Coach dans "Friday Nights Lights"
Santral, ben Bay R. 2. partere hemen Armstrong ve Friday'i gönder.
- Ici monsieur R. Envoyez Armstrong et Friday au pit n ° 2.
Ben 26. Bölge'den Çavuş Friday.
Je suis le brigadier Friday, de la 26ème division.
Tüm beşinci sınıflar ona fahişe diyor. İçlerinden Dorski denen bir çocuğa, TGI Friday's'in otoparkında sakso çekmiş.
Si on joue dehors, il arrive, déchiré, en criant que le système le traque.
Şimdiden iyi hissetmeye başladım. Ben de! Benimle, TGI Friday's'e gitmeye ne dersin?
Probablement la deuxième serviette la plus déglinguée que je connaisse depuis avoir traité la serviette de Kirstie Alley, qui a vu... de vilaines choses.
Kral Friday düşük seviyeli kuklalara tepeden bakıyordu- -
Avec ce roi Vendredi qui règne sur les marionnettes inférieures...
- Bu Doğaüstü Çılgın Cuma.
- C'est un Freaky Friday surnaturel.
Bu en iyisi olacak.
"Next Friday"... Ce truc est de première.
Üç yıl boyacılık yapmışsın iki koca yaz boyunca da barmenlik yapmışsın.
Vous avez peint des maisons pendant 3 ans. Et fait deux étés entiers chez TGI Friday s...
Bayağı garip bir Cuma günü oldu orada.
Tu nous as offert un moment Freaky Friday.
Friday night I stood outside your window in the rain screaming your name.
Vendredi soir, j'étais sous ta fenêtre sous une pluie battante... hurlant ton nom des heures durant.
I can't wait until Friday's game.
J'ai hâte de jouer, vendredi soir.
Friday's championship game is against North Compton and that squad always tries to bring it.
Il nous manque une pom pour le match contre North Compton. Leurs pom-pom veulent toujours la ramener. 260 00 : 19 : 59,272 - - 00 : 20 : 01,763
We'll get our asses kicked Friday!
On va se faire botter le train, vendredi!
"His Girl Friday" mi? Evet!
- "La dame du vendredi"?
- Bir. - Evet. TGI Friday's'deki garson.
Ah oui, le serveur de TGl Fridays.
- TGI Friday's mi? Lütfen durumu daha da kötüleştirmeyelim.
On peut éviter d'empirer les choses?
Sen TGI Friday's'teki çocuğa söylemiş miydin?
Tu l'as dit au type de TGl Fridays?
- Senin kadar kötü bir oyuncu olsam hâlâ TFI Friday's'te garsonluk yapıyor olurdum.
Si j'étais aussi mauvaise actrice que vous, je travaillerais encore à TGl Fridays.
Arizona'ya bak. Bütün T.G.I. Friday's lokantalarına. Tavuğuna bayılıyor.
Je verrais bien l'Arizona, là où il y a sa chaîne de restos préférée.
T.G.I. Friday'si seviyor olmalı.
Il doit être végétarien...
Ayrıca takvimimi de açtı ve cuma gününe kızarmış patates ısmarladı.
Il a ouvert mon calendrier à Friday, vendredi, et a commandé des frites.
Cuma ne yapıcaksın Friday?
Vous faites quoi, vendredi?
- Benimle vücut değiştirmek istemediğine inanamıyorum.
On aura peut-être un "freaky friday"
T. G. I. Cuma'nın Yeri?
Chez T.G.I. Friday?
Barney Fife ve Joe Friday'in sevgili çocukları gibisin.
On croirait à la réincarnation de Kojak et Derrick.
Evet, aynı alışılmadık cuma günleri gibi, ama aksine bu büyüleyici kısa filmde .. hikayen gerçeklere dayanmıyor.
Ouai, c'est tout à fait comme le film "freaky friday" mais à la différence de ce charmant petit film..... ton histoire n'a aucun élément déclencheur!
"Friday Harbor Katili, 21 sene sonra geri döndü."
"Le tueur de Friday Harbor de retour après 21 ans."
Friday Harbor'a ne zaman geri dönmüş?
Et quand est-il revenu à Friday Harbor?
Sanırım, Friday Harbor'a ufak bir gezi yapacağız.
Je suppose qu'on va devoir se rendre à Friday Harbor.
Solakmış. 80'lerdeki otopsi raporlarına göre, Friday Harbor katili sağlakmış.
Or, selon les rapports datant des années 80, le tueur de Friday Harbor était droitier.
Ya Knox, insanları cinayet işlemeleri için zorlayabiliyorsa? Tabii, Friday Harbor cinayetlerini işleyenin onlar olduklarına inandırarak.
Et si Knox pouait forcer les gens à tuer... en les persuadant qu'ils sont vraiment le tueur de Friday Harbor?
"Kaynaklarımız, Friday Harbor cinayetleriyle kimliği açıklanmayan bir 4400 üyesi arasındaki olası ilişkinin, İç Güvenlik tarafından bu gece sorgulandığını söyledi."
"Il semblerait que SECINT enquête sur un lien possible " entre les meurtres de Friday Harbor et l'un des revenants. "
Bu mektubun, Friday Harbor katili tarafından yollandığını mı söylüyorsun?
Vous dites que cette lettre provient du tueur de Friday Harbor?
- Evet, Friday Harbor cinayeti hariç tüm davalar.
- Excepté les meurtres de Friday Harbor.
Gail Keating gibi mi, Friday Harbor'ın cinayet kurbanı olan?
Comme dans Gail Keating, une des victimes de Friday Harbor?
Aynen. Walmart'taki Black Friday gibi.
C'est comme la Black Friday à Walmart.
Ve Black Friday'deki gibi, umarım biri beni ezer.
Et comme à la Black Friday, j'espère que quelqu'un va me piétiner.
Çılgın Cuma ( Freaky Friday )?
Freaky Friday?
( ( TGIF : Thank God it's Friday ( tanrıya şükür bu gün cuma, ç.n. ) )
Tu as entendu parler de ça?